Bu site Mozilla Firefox İnternet tarayıcısına, 1280x1024 çözünürlük seviyesine uygun dizayn edilmiştir.
   
  Nurettin Torun
  Atatürk' den özdeyişler
 

 

 

"Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Bati Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım ! "
"Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa. "
"Anayasa, milletin tamamıyla arzularını ve meclisin mahiyetini ve gerçek şeklini gösterir bir kanundur."
"Anayasanın asıl ruhu ise kitaplara geçmesinden evvel milletin dimağında ve vicdanında toplanmış olmasıyla ve ancak bunun ifadesi olmak üzere kurduğu meclise verdiği gerçek görev ile senelerden beri hükümlerini fiilen uyguluyor olmasıyla ve en nihayet kanun şeklinde dünyanın gözleri önüne konmasıyla gerçekleşmiştir."
"Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkanlarına kavuştururlar."
"Arkadaşlar! Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran Türkiye halkında tacidar yoktur, diktatör yoktur! Tacidar yoktur ve olmayacaktır. Çünkü olamaz."
"Arkadaşlar, bir hükûmet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükûmetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, hükûmetten amaç nedir, bunu düşünmek gerekir. Hükûmetin iki amacı vardır. Biri milletin korunup gözetilmesi, ikincisi milletin refahını sağlamak. Bu iki şeyi sağlayan hükûmeti iyi, sağlamayan fenadır."
"Arkadaşlar, dünyada zaferlerin iki vasıtası vardır. Biri kılıç, diğeri sapan.... Hakiki zafer kılıçla değil, sapanla yapılandır. Milletleri vatanlarında yerleştirmenin, millete istikrar vermenin aracı sapandır, sapan, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça kuvvetlenir… Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sapanı topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık."
"Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. "
"Arkadaşlar, milletimizi yabancıların ellerinde köle olmuş görmemek için giriştiğimiz bu muharebe de Sakarya Zaferi gibi adı daima anılacak yeni ve büyük bir zafer kazandınız. Benim gibi ömrünü senelerden beri saflarınız yanında geçirmiş olan bir silah arkadaşınız; ezilmiş, kahredilmiş düşmanın çekilişinden sonra hakkınızda duyduğumuz takdir ve hayreti, minnet ve şükranı ordunun her ferdi ve memleketin her tarafında duyulacak kadar yüksek sesle söylemeye lüzum gördüm."
"Arkadaşlar, Turan kıyafetini araştırıp diriltmenin yeri yoktur. Medenî ve beynelmilel kıyafet, bizim için çok cevherli milletimiz için lâyık bir kıyafettir. Onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya fotin, bacakta pantolon, yelek, gömlek, kıravat, yakalık, ceket ve elbette bunların tamamlayıcısı olmak üzere başta kenarlıklı serpuş. Bunu açık söylemek isterim: Bu serpuşun ismine şapka denir. Redingot gibi, bonjur gibi, simokin gibi, frak gibi, işte şapkamız!"
"Arkadaşlar, Türk milleti çok büyük vak'alarla ispat etti ki, yenilik sever ve inkılâpçı bir millettir. Son senelerden önce de milletimiz yenileşme yolları üzerinde yürümeğe, sosyal inkılâba teşebbüs etmemiş değildir. Fakat hakikî neticeler görülemedi. Bunun sebebini araştırdınız mı? Bence sebep işe esasından, temelinden başlanmamış olmasıdır. Bu hususta açık söyleyeceğim: Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Kaabil midir ki bir kütlenin bir parçasını ilerletelim, diğerine müsamaha edelim de kütlenin hepsi yükselme şerefine erişebilsin? Mümkün müdür ki bir topluluğun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok yükselme adımları, dediğim gibi, iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve ilerleme ve yenilik alanında birlikte yol alınmak gerektir. Böyle olursa inkılâp muvaffak olur."
"Arkadaşlar, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâplar için nurun ve münevverin yoluna gideceğiz; hedef ve hünerimiz cahil kütleyi de nurlandırarak yolumuzda yürütmek ve onu aydınlığa çıkarmaktır. Cumhuriyetimizi, çağdaş medeniyet seviyesine ulaştırmak isteğimizi köstekleyecek herhangi bir referanduma gitmek yalnız cehalet değil hıyanet olur. Yüzde seksenine okuma yazma öğretilmemiş bir memlekette inkılâplar plebisitle olmaz!"
"Artık bugün, demokrasi fikri, daima yükselen bir denizi andırmaktadır. 20. yüzyıl, birçok baskıcı hükümetlerin, bu denizde boğulduğunu görmüştür."
"Arzumuz dışarıda bağımsızlık, içeride kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan ibarettir. Millî egemenliğimizin hattâ bir zerresini bozmak niyetinde bulunanların kafalarını parçalayacağınızdan eminim."
"Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır."
"Askerî hareket, siyasî faaliyetin ümitsiz olduğu noktada başar. Ümidin güven verici bir şekilde geri gelmesi orduların hareketinden daha hızlı, hedeflere varışı temin edebilir."
"Asla hatırdan çıkarmamalısınız: Bizim en büyük kuvvetimizi, bugün de, yarın da dürüst, açık bir siyaset ve sözlerimize bağlılık teşkil edecektir."
"Asla süphem yoktur ki, Türklügün unutulmus büyük medeni özelligi ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki gelismesi ile gelecegin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir günes gibi dogacaktir."
"Asrî demokraside ferdî hürriyetler, hususî bir kıymet ve ehemmiyet almıştır; artık ferdî hürriyetlere devletin ve hiç kimsenin müdahalesi söz konusu değildir. Ancak, bu kadar yüksek ve kıymetli olan ferdî hürriyetin, medeni ve demokrat bir millette, neyi ifade ettiği, hürriyet kelimesinin mutlak surette, düşünülebilen mânasiyle anlaşılmaz. Söz konusu olan hürriyet toplumsal ve medeni insan hürriyetidir. Bu sebeple ferdî hürriyeti düşünürken, her ferdin ve nihayet bütün milletin müşterek menfaati ve devlet mevcudiyeti gözönünde bulundurulmak lâzımdır. Diğerinin hak ve hürriyeti ve milletin müşterek menfaati ferdî hürriyeti sınırlar."
"Aydın sınıfı ile halkın anlayış ve hedefi arasında doğal bir uygunluk olması lazımdır. Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği fikirler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır."
"Aydınlarımız içinde çok iyi düşünenler vardır. Fakat genellikle şu hatamız vardır ki, araştırma ve çalışmamıza zemin olarak çok vakit kendi memleketimizi, kendi tarihimizi, kendi geleneklerimizi, kendi özelliklerimizi ve ihtiyaçlarımızı almalıyız. Aydınlarımız belki bütün dünyayı, bütün diğer milletleri tanır, ama kendimizi bilmeyiz."
"Aydınlarımız, milletimi en mutlu yapayım der. Başka milletler nasıl olmuşsa onu da aynen öyle yapalım der. Ama düşünmeliyiz ki, böyle bir teori hiç bir devirde muvaffak olmuş değildir. Bir millet için saadet olan bir şey diğer millet için felaket olabilir. Aynı sebep ve şartlar birini mutlu ettiği halde diğerlerini bedbaht edebilir. Onun için millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, gelişmelerinden istifade edelim, ama unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz."
"Aynı cinsten olan kuvvetler müşterek gaye yolunda birleşmelidir."
"Az zamanda çok büyük isler yaptik. Bu islerin en büyügü, temeli Türk kahramanligi ve yüksek Türk kültürü olan, Türkiye Cumhuriyetidir." 
"Aziz ve mübarek vatanımızı kurtarmak için bütün aydınların, herkesin hazır olması lâzımdır. İstanbul'a gitmeyeceğiz. Anadolu, en büyük hazinedir. Vatanın sinesinde kurtuluş çarelerini beraberce ölünceye kadar aramaya, temin etmeye çalışacağız."
"Bağımsızlığı için ölümü göze alan millet, insanlık haysiyet ve şerefinin icabı olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve elbette esaret zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete nazaran dost ve düşman nazarındaki mevkii farklı olur."
"Bağımsızlığını ve değerini dünyaya tanıtmak özellikleri, liyakatı ve kudreti taşıyan milletleri, medeniyet yolunda da hızlı ve başarılı adımlarla ilerlemek istidatları, kabul olunmak lâzımdır. Gerçi bir toplumun zamanla kökleşmiş örf ve âdetleri, hisleri ve inanışları mühimdir. Bu itibarla, toplumlar, önayak olacak fertler üzerinde, âdeta âmir ve hâkim bir tesir gösterirler. Fakat, yaradılıştaki istidat ve liyakati, gelişme ve yükselmeğe erişmiş milletler; medeniyetin bugünkü gelişmelerinden feyiz ve ilham almış aydın evlâtlarının sevk ve rehberliğiyle, mazide kaçırdıkları fırsatların doğurduğu gecikmeleri, telâfi çaresini bulmakta gecikmezler."
"Bağımsızlık gayesinin elde edilişine kadar, tamamiyle milletle birlikte, fedakârane çalışacağıma mukaddesatım üzerine  yemin ettim. Artık benim için Anadolu'dan hiçbir yere gitmemek katidir."
"Bağımsızlık ve hürriyetlerini her ne bahasına ve her ne karşılığında olursa olsun zedeleme ve kayıtlamaya asla müsamaha etmemek; bağımsızlık ve hürriyetlerini bütün mânasiyle koruyabilmek ve bunun için gerekirse, son ferdinin, son damla kanını akıtarak, insanlık tarihini şanlı örnek ile süslemek; işte bağımsızlık ve hürriyetin hakiki mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini, vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez prensip... Ancak bu prensip uğrunda her türlü fedakârlığı, her an yapmaya hazır milletlerdir ki, devamlı olarak insanlığın hürmet ve saygısına lâyık bir topluluk olarak düşünülebilirler."
"Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır."
"Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz."
"Balkan Antlaşması, Balkan devletlerinin, birbirlerinin varlıklarına özel saygı beslenilmesini göz önünde tutan mutlu bir belgedir."
"Bana bakmayınız. Benim hayatim başka türlü düzenlenmiştir."
"Bana, insanlar üstünde bir dogus yüklemeye kalkismayiniz. Dogusumdaki tek olaganüstülük, Türk olarak dünyaya gelmemdir."
"Barış yolunda nereden bir çağrı geliyorsa, Türkiye onu gönülden karşıladı ve yardımlarını esirgemedi."
"Barış, milletleri refah ve mutluluğa eriştiren en iyi yoldur. Fakat bu kavram bir defa ele geçirilince daimî bir dikkat ve itina ve her milletin ayrı ayrı hazırlığını ister."
"Barışı kanla değil, mürekkeple imza etmek istiyorduk."
"Basın hürriyetinden doğacak mahzurların izalesi bizzat basın hürriyeti ile kaim olduğuna dair Büyük Meclisin yol gösterici ve olgun sahasında tesbit edilen esaslar eğer Cumhuriyetin ruhu olan faziletten mahrum cüret erbabına, basın içinde eşkiyalık fırsatını verirse, eğer aldatıcı ve baştan çıkarıcıların fikir sahasında meş'um tesirleri, tarlasında çalışan masum vatandaşların kanlarını akıtmasına, yuvaların dağılmasına sebep olursa ve eğer en nihayet eşkiyalığın en zararlısına başvuran bu gibi baştan çıkarıcıların kanunların hususî müsaadelerinden faydalanmak imkânını bulursa, Büyük Millet Meclisinin terbiye edici ve kahredici elinin müdahale ve tembih etmesi elbette zaruri olur."
"Basın umumî hayatta, siyasî hayatta ve Cumhuriyetin gelişme ve ilerlemelerinde haiz olduğu yüksek vazifeleri anmak isterim."
"Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve uyarmada, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, özet olarak bir milletin mutluluk hedefi olan müşterek istikamette yürümesini teminde başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir rehberdir."
"Basının tam ve geniş hürriyeti iyi kullanması ne derece nazik bir vaziyet olduğunu da beyana lüzum görmem. Her türlü kanunî kayıtlardan ziyade bir kalem sahibinin ilme, ihtiyaca ve kendi siyasî telâkkilerine olduğu kadar vatandaşların hukukuna ve memleketin her türlü hususî telâkkilerin üstünde olan, yüksek menfaatlerine de dikkat ve hürmet etmek manevî mecburiyeti, asıl bu mecburiyettir ki, umumi düzeni temin edebilir. Ancak, bu yolda yanılma ve kusur olsa bile bu kusuru düzeltecek tesirli vasıta, asla mâzide sanıldığı gibi basını kayıtlar altına alan rabıtalar değildir. Bilâkis basın hürriyetinden doğacak mahzurların izale vasıtası da, yine bizzat basın hürriyetidir."
"Başarılarda gururu yenmek, felâketlerde ümitsizliğe karşı gelmek lâzımdır."
"Başarılı olmak için aydın sınıfla halkın zihniyet ve hedefi arasında doğal bir uyum sağlamak lazımdır. Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği idealler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır."
"Başkan olan kimsenin milletin ülküsüne göre hareket etmesi ve milletin ruhiyatına vakıf olduktan sonra, o milletin isteğine göre hareket etmesi gerekir."
"Başkanlığını taşımakla iftihar ettiğim Cumhuriyet Halk Fırkası, diğer memleketlerde olduğu gibi alelâde sokak politikası yapan bir fırka değildir. Hürmetle tekrar edeceğim ki Halk Fırkası, Müdafaai Hukuk Cemiyeti gibi bütün milleti aydınlatma ve bütün millete kılavuzluk vazifesiyle mükelleftir. Fırkamıza âdi politikacılık atfedenler nankör insanlardır."
"Bayrak bir milletin bağımsızlık alâmetidir. Düşmanın da olsa hürmet etmek lazımdır."
"Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i Âli'de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara'ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı'na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum."
"Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başına bir bez veya bir peştamal veya buna benzer bir şeyler atarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın mâna ve anlamı nedir? Efendiler, medenî bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşi vaziyete girer mi? Bu hal milleti çok gülünç gösteren bir manzaradır. Derhal düzeltilmesi lâzımdır."
"Belki erkeklerimiz memleketi istilâ eden düşmana karşı süngüleriyle, düşmanın süngülerine göğüs germekle düşman karışsında buldular. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun zayıf kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Memleketin var olması imkânını hazırlayan kadınlarımız olmuştur ve kadınlarımız olmaktadır."
"Ben batı milletlerini, bütün dünyanın milletlerini tanırım. Fransızları tanırım, Almanları, Rusları ve bütün dünyanın milletlerini şahsen tanırım ve bu tanışmam da harb sahalarında olmuştur, ateş altında olmuştur. Ölüm karşısında olmuştur. Yemin ederek size temin ederim ki, bizim milletimizin manevî kuvveti bütün milletlerin manevî kuvvetinin üstündedir."
"Ben binbir müşkül karşısında yılacak bir insan olsa idim büyük işlerin rehberliğinde, milletim beni yaya bırakırdı. Milletimin iyi niyetine daima minnettarım."
"Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur. Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Ben kalpleri kırarak değil kazanarak hükmetmek isterim."
"Ben düşündüklerimi önce milletimin arzusunda, ihtiyaç ve iradesinde görmeyi şart sayan ve bunu gördükten sonra ncak, uygulaması ile kendimi vazifeli bilen bir adamım."
"Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim. Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sözü kalbimde taşımak iktidarında olmayan bir adamım. Çünkü ben bir halk adamıyım. Ben düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim. Yanlışım varsa, halk beni tekzip eder. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim. "
"Ben fani bir insanım, bir gün öleceğim, büyüklüğüne ve üstün kabiliyetlerine inandığım Türk Milleti'nin gerçek tarihinin yazılmasını sağlığımda görmek istiyorum. Onun için bu toplantılarda kendimden geçiyor, her şeyi unutuyor, sizi yoruyorum. Beni affedin."
"Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm."
"Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarinin tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."
"Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim."
"Ben sporcunun çevik ve namuslusunu severim. Spor, ahlaktır."
"Ben toprak büyütme dileklisi değilim; barış bozma alışkanlığım yoktur; ancak antlaşmaya dayanan hakkımızın isteyicisiyim. Onu almasam, edemem. Büyük Meclisin kürsüsünden milletime söz verdim: Hatay'ı alacağım... Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getirmezsem onun huzuruna çıkamam, yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, yenilemem; yenilirsem bir dakika yaşayamam. Bunu bilerek ve sözümü mutlaka yerine getireceğimi düşünerek benim dostluğumu lûtfen bildiriniz ve doğrulayınız, ekselâns Ambasadör..."
"Ben toprak büyütme meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur. Ancak sözleşmeye dayanan hakkimizin isteğicisiyim. Onu almazsam edemem. Büyük meclisin kürsüsünden milletime söz verdim. Hatay'ı alacağım. Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getirmezsem milletimin huzuruna çıkamam. Yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, Yenilmem. Yenilirsem bir dakika yaşayamam."
"Ben Türk gençliğinin spor yaparak güçlü olmasını isterim."
"Ben ve benim gibi birçok vatandaşlar, kardeşler, milletin asıl vatanı, ümitsiz felâkete düştüğü zaman görevli oldukları, vicdanen, namusen, haysiyeten yükümlü bulundukları vazifeyi yapmak mevkiinde kaldılar. Bunu elbette yapacaklardır. Yapmaları mecburi idi, vicdani idi, insani idi, millî namus gereği idi. Ben bu mukaddes esasların dışında hareket edebilir mi idim? Efendiler; elbette edemezdim. Türk Milleti'nin hakiki hiçbir ferdi bu gereklerin haricinde hareket edemezdi. Ben elbette bu elim manzara karşısında vicdanımın emirlerine muhalif, millî namusumuza aykırı hareket edemezdim."
"Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettiği takdirde, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereği olan dostluk, siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan sarfınazar edinceye kadar amansız düşmanıyım."
"Ben, 1919 senesi Mayıs içinde Samsun'a çıktığım gün elimde, maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milleti'nin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvete, bu Türk Milleti'ne güvenerek işe başladım."
"Ben, manevî miras olarak hiç bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir."
"Ben, memleket ve milleti düştüğü felâketten çıkarabileceğim inancıyla Anadolu'ya geçtiğim ve amacın gerektirdiği teşebbüslere giriştiğim zaman cebimde, emrimde beş para olmadığını söyleyebilirim. Fakat parasızlık benim milletle beraber atmaya muvaffak olduğum hedefe yönelmiş adımları durdurmaya değil, zerre kadar azaltmaya dahi sebep teşkil edememiştir. Yürüdük, muvaffak olduk, yürüdükçe, muvaffak oldukça maddi güçlükler kendiliğinden ortadan kalktı."
"Ben, şimdiye kadar millet ve memleket iyiliğine ne gibi hamleler, inkılâplar yapmış isem hep böyle halkımızla temas ederek, onların ilgi ve sevgilerinden gösterdikleri samimiyetten kuvvet ve ilham alarak yaptım. Hedefimiz, gayemiz hep millet ve memleketimizin kurtuluşu, mutluluğu ve gelişmesidir."
"Ben, Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hararet ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu adeta gözlerimle görüyordum."
"Bence, dinsizim diyen mutlaka dindardır. İnsanın dinsiz olmasının imkânı yoktur."
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir. 
"Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük TÜRK olarak dünyaya gelmemdir."
"Benim en çok sevdiğim spor, serbest güreştir. Hangi Türk askerini, köylüsünü isterseniz soyup meydana çıkarınız. Dik omuzları, iyi, kusursuz teşekkül etmiş adaleleri, keskin yüz çizgileri, yanık tatlı renkleri, kafa yapıları, insanın ruhuna itimat ve neşe veren bir eser olarak canlanır."
"Benim hayatta yegâne fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir."
"Benim için en büyük korunma noktası ve şefaat kaynağı milletimin sinesidir."
"Benim için ordumuzun kıymetini ifadede ölçü şudur: Türk ordusunun bir kıtası muadilinin behemehal mağlup eder, iki mislini durdurur ve tesbit eder."
"Benim istediğim sadece memleket işlerinin Büyük Millet Meclisinde açıkça münakaşa edilmesidir. Büyük Millet Meclisinde Türk milletinin gözü önünde açıkça konuşulamayacak hiçbir iş yoktur."
"Benim kanaatim o idi ki, ve daima o oldu ki dünyada insan diye yaşamak istiyenler, insan olmak vasıflarını ve kudretini kendilerinde görmelidirler... Bu uğurda her türlü fedakârlığa razı olmalıdırlar. Yoksa hiçbir medenî millet, onları kendi sırasında ve safında görmek istemez."
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
"Benim Türk Milletine, Türk Cumhuriyetine ve Türklüğün istikbaline ait görevlerim bitmemiştir. Sizler, onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz."
"BIRAKIN KADINLARIMIZ DÜNYAYA YÜZLERINI GÖSTERSINLER VE KENDI GÖZLERIYLE DÜNYAYI IZLESINLERBUNDA KORKACAK BIR SEY YOKTUR."
"Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar."
"Bilelim ki, kazandığımız başarı milletin kuvvetlerini birleştirmesinden ileri gelmiştir. Aynı başarıları ileride de kazanmak istiyorsak, aynı temele dayanalım ve aynı yolda yürüyelim."
"Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, islâmın menfaatine uygunsa kimseye sormayın. O şey dinîdir. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı."
"Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız."
"Bilim, gerçeği bilmektir."
"Bilirsiniz ki dünyada her kavmin, varlığı kıymeti, hürriyet ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu ve yapacağı medenî eserlerle orantılıdır. Medenî eser vücuda getirmek kabiliyetinden mahrum olan kavimler hürriyet ve bağımsızlıklarından soyunmaya mahkûmdurlar. Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak hayatın şartıdır. Bu yol üzerinde ileri değil, geriye bakmak bilgisizliği ve ihtiyatsızlığı gösterenler, umumî medeniyetin coşkun seli altında boğulmağa mahkûmdurlar."
"Bir adam ki büyük olmaktan bahseder, benim hoşuma gitmez. Bir adam ki memleketi kurtarmak için evvela büyük olmak lazımdır, der ve bunun için mumune intihap eder, onun için olmayınca, memleketin kurtulamayacağı kanaatinde bulunur; bu, adam değildir."
"Bir adın tarihte kalması ve ağızlarda söylenmesi için, şehirlerin temellerine sığınmak şart değildir. Tarih zorlanmayı sevmeyen nazlı bir peridir. Fikirleri tercih eder."
"Bir başka çağdan kalma adetlerinizde, alışkanlıklarınızda direnirseniz, cüzzamlılar, paryalar gibi tek başınıza kala kalırsınız. Benliğinize bağlı kalın ama, gelişmiş uluslar için gerekli olan şeyleri Batı 'dan almasını bilin. Yoksa, bilim ve yeni düşünceler sizi bir lokmada yiyip bitirebilirler."
"Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir sebep ve suretle, bölünmez bir mahiyet alması. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus kesafetine ve toprak verim derecesine göre sınırlandırmak lâzımdır."
"Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. "
"Bir fert için olduğu gibi, millet için de kudret ve kabiliyetini fiilî eseriyle gösterip ispat etmedikçe, itibar ve ehemmiyet beklemek beyhudedir. Kudret ve kabiliyetten mahrum olanlara iltifat olunmaz. İnsanlık, adalet, mürüvet icaplarını, bütün bu vasıfları haiz olduğunu gösterenler talep edebilir."
"Bir hükûmet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükûmetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, "Hükûmetten gaye nedir?" bunu düşünmek lâzımdır. Hükûmetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükûmet iyi, edemeyen fenadır."
"Bir kere memlekette topraksız köylü bırakmamalıdır. Bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiç bir sebep ve suretle bölünemez bir mahiyet alması, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve toprak verim derecesine göre sınırlanması gerekir."
"Bir memleketin, bir memleket halkının düşmandan zarar görmesi acıdır. Fakat kendi ırkından büyük tanıdığı insanlardan vefasızlık, felaket görmesi daha acıdır."
"Bir millet kültür ordusuna malik olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin sürekli neticeler vermesi ancak kültür ordusunun varlığına bağlıdır. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun verimli sonuçları kaybolur."
"Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz."
"Bir millet savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse etsin-, o zaferin sürekli sonuçlar vermesi ancak kültür ordusu ile mümkündür."
"Bir millet, varlığı ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Millî hayatımız, tarihimiz ve son devirde idare tarzımız, buna pek güzel delildir. Bu sebeple teşkilâtımızda millî güçlerin etken ve millî iradenin hâkim olması esası kabul edilmiştir. Bugün bütün cihanın milletleri yalnız bir egemenlik tanırlar: Millî egemenlik..."
"Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür."
"Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar."
"Bir milletin doğrudan doğruya hayatiyle, yükselmesiyle, düşkünlüğüyle ilgili olan en önemli faktör, milletin iktisadiyatıdır."
"Bir milletin kültür düzeyi üç safhada; devlet, düşünce ve ekonomideki çalışma ve başarılarının özüyle ölçülür."
"Bir milletin medeniyeti denildiği zaman hars namı altında saydığımız üç nevi faaliyet sonucundan hariç ve başka bir şey olamıyacağını zannederim. Şüphesiz her insan cemiyetinin harsı, yani medeniyet derecesi bir olamaz. Bu farklar, devlet, fikir, iktisadî hayatların her birinde ayrı ayrı göze çarptığı gibi bu fark üçünün sonucu üzerinde de görünür. Mühim olan sonuçlar üzerindeki farktır. Yüksek bir hars, onun sahibi olan millette kalmaz, diğer milletlerde de tesirini gösterir, büyük kıt'alara şamil olur. Belki bu itibarla olacak, bazı milletler yüksek ve şamil harsa medeniyet diyorlar. Avrupa medeniyeti, şimdiki çağ medeniyeti gibi."
"Bir milletin ruhu zaptolunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki asırların yarattığı millî bir ruha, kuvvetli ve daimi bir millî iradeye hiçbir kuvvet karşı koyamaz."
"Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür."
"Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabil mesi, kavrayabilmesidir."
"Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.
"Bir millî terbiye programından bahsederken, millî karakter ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyoruz."
"Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını emanet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, medeni bir bir millet nazariyle bakılabilir mi?"
"Bir topluluğun mutlaka ortaklaşa bir fikri vardır. Eğer bu her zaman dile getirilemiyor ve belirtilemiyorsa, onun yokluğuna karar verilmemelidir. O, yapılan işlerde mutlaka mevcuttur. Varlığımız, bağımsızlığımızı kurtaran bütün işler ve hareketler, milletin müşterek fikrinin, arzusunun, azminin yüksek belirtisinden başka bir şey değildir."
"Bir toplum yalnız spor ile rengini ve kuvvetini değiştiremez. Orada hâkim olan sıhhî, sosyal, medenî birçok gerek ve şartların teminine yönelen teşebbüs ve tedbirlerin uygulanması lâzımdır."
"Bir Türk dünyaya bedeldir."
"Bir ulus, bir toplum yalnız bir kişinin çabası ile adımcık bile atamaz."
"Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez."
"Birgün, ressamlar Türk'ün simasini kaybederlerse, yildirimi alsinlar, yapiversinler."
"Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener."
"Birtakım kuşbeyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur."
"Biz Balkanları niçin kaybettik biliyor musunuz? Bunun tek bir sebebi vardır. Bu da İslâv araştırma cemiyetlerinin kurduğu Dil Kurumlarıdır, bizim içimizdeki insanların millî tarihlerini yazıp millî şuurlarını uyandırdığı zaman biz Balkanlarda Trakya hudutlarına çekildik."
"Biz barış istiyoruz" dediğimiz zaman "tam bağımsızlık istiyoruz" dediğimizi herkesin bilmesi lâzımdır. Bunu istemeye hakkımız ve kudretimiz vardır. On sene, yirmi sene sonra aşağılaşarak ölmekten ise şimdiden şeref ve haysiyetle ölmeyi üstün tutmalıyız."
"Biz bir amaç takibediyoruz. Bu amacımız öteden beri muhtelif vesilelerle ifade edilmiştir. Ben şimdi de onu tekrar ediyorum: Milletin, devletin bağımsızlığını muhafaza etmek. Bunun içinde namus ve şeref tamamen yer alacaktır. Müstakil olarak milletimizin muayyen hudutlar dâhilindeki tamamiyetini muhafaza etmektir. Bunun için muharebe ediyoruz. Efendiler; memleketimizin ellide biri değil, her tarafı tahribedilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu topraklar üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız. Bundan dolayı iki karış yer işgal edilmiş, üç beş köy tahrip edilmiş diye burada feryada lüzum yoktur. Ben size açık söyliyeyim; efendiler bazı yerler işgal edilmiştir bunun üç misli daha işgal edilmiş olunabilir. Fakat bu işgal hiçbir vakitte bizim imanımızı sarsmayacaktır."
"Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kasdetmiyoruz. Kasdettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir. Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur."
"Biz dünya medeniyeti ailesi içinde bulunuyoruz. Medeniyetin bütün icaplarını tatbik edeceğiz. "
"Biz haklarımızı ve bağımsızlığımızı savunmak için giriştiğimiz çarpışmanın kutsallığı düşüncesinde ve hiçbir gücün bir milleti yaşamak hakkından yoksun kılınmayacağı inancındayım."
"Biz hayat ve istiklal isteyen bir milletiz. Ve yalnız ve ancak bunun için hayatimizi yok etmeyi göze alırız."
"Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız."
"Biz onlarla bir dostluk anlaşması imzaladık Başlıca şartlarden biri şu ki, Ruslar memleketimizde propaganda ve kışkırtmalar yapamayacaklar, çünkü Sovyet teşkilâtıyla bizim teşkilâtımız arasında esaslı farklılıklar vardır."
"Biz Türkler ruhen demokrat doğmuş bir milletiz."
"Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.Türk vatanı bir bütündür, parçalanamaz. Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir."
"Biz uygarlıktan,ilimden ve fenden kuvvet alıyor ve ona göre yürüyoruz."
"Biz, Batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz."
"Biz, bu harekâtı, neticesini tamamen bilerek yaptık. Bütün bunlar belki bütün dünyaya hayret verecek niteliktedir. Onun için ordumuzun kudretini anlamayan ve anlamaktan âciz olanlar bu muazzam eseri beklenmedik bir tesadüf eseri gibi göstermek istiyorlar. Fakat; hiçbir vakit öyle değildir. Hareket bütün teferruatına kadar tamamen düşünülmüş, tespit olunmuş, hazırlanmış, idare edilmiş ve neticelendirilmiştir."
"Biz, büyük bir inkılâp yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük. Bir çok eski müesseseleri yıktık. Bunların binlerce taraftarı vardır. Fırsat beklediklerini unutmamak lâzım. En ileri demokrasilerde bile rejimi korumak için, sert tedbirlere müracaat edilmiştir. Bize gelince, inkılâbı koruyacak tedbirlere daha çok muhtacız."
"Biz, ilhamlarımızı, gökten ve görünmez âlemlerden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir."
"Biz, milletlerarası münasebetlerde karşılıklı emniyet ve riayeti hedef tutan açık ve samimi politikanın en ateşli taraftarıyız. Hassasiyetimiz, bu yolda kendisini gösteren hazırlıklara ve uğraşmalara karşı, bunların bizim için de fiilî ve hakiki bir güven vücuda getirip getiremeyeceği noktasındadır."
"Bizce: Türkiye Cumhuriyet anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir mevcudiyettir. Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelâde politikacılıkla milleti parçalamak, hıyanettir."
"Bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir."
"Bizi diğer medeni milletler arasında geri bıraktıran adlî, siyasî, iktisadî, malî zincirler kırılmıştır. Parçalanmıştır... Bugüne kadar kazandığımız muvaffakıyet, bize ancak terakki ve medeniyete doğru bir yol açmıştır. Yoksa terakki medeniyeti henüz ulaşılmış değildir."
"Bizi imha etmek görüşü karşısında mevcudiyetimizi silahla muhafaza ve müdafaa etmek pek tabiîdir. Bundan daha tabiî ve daha meşru bir hareket olamaz."
"Bizi yanlış yola sevkeden soysuzlar, biliniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Saf ve nezih halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki, hep din kisvesi altındaki küfür ve alçaklıktan gelmiştir. Onlar her hayırlı hareketi dinle karşılarlar, halbuki hamdolsun hepimiz dindarız, artık bizim dinin icaplarını, dinin yasaklarını öğrenmek için şundan bundan derse ve akil hocalığına ihtiyacımız yoktur. Milletimizin içinde hakiki, ciddi alimler vardır. Milletimiz bu gibi alimleriyle iftihar eder. Bu gibi alimlere gidin, bu efendi bize böyle diyor, siz ne diyorsunuz deyin. Fakat umumiyetle buna da ihtiyaç yoktur. Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Eğer bizim dinimiz akla mantığa uygun bir din olmasaydı mükemmel olamazdı, dinlerin sonuncusu olmazdı.
"Bizim ahenktar, zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir."
"Bizim başka milletlerden hiçbir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, yüksek maksatlar uğrunda ölmesini biliriz."
"Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. "
"Bizim dinimiz en makul ve tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olabilmesi için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur."
"Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasının talep etmemiştir. Allah'ın emrettiği şey, erkek ve kadının beraber olarak ilim ve bilgiyi kazanmasıdır. Kadın ve erkek bu ilim ve bilgiyi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla donanmak mecburiyetindedir. İslâm ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki, bugün kendimizi bir türlü kayıtlarla bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar ilim ve bilgi yönünden ve diğer hususlarda erkeklerden asla geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir."
"Bizim dinimiz, milletimize hakir, miskin ve zelil olmayı tavsiye etmez. Tam tersine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin izzet ve şerefini korumalarını emrediyor."
"Bizim dünya nazarında en büyük kuvvet ve kudretimiz, yeni şekil ve mahiyetimizdir."
"Bizim kanaatimizce beynelmilel siyasî güvenliğin gelişmesi için, ilk ve en mühim şart, milletlerin hiç olmazsa barışı koruma fikrinde, samimî olarak birleşmesidir."
"Bizim milletimiz vatanı için, hürriyeti ve egemenliği için, hürriyeti ve egemenliği için fedakâr bir halktır; bunu ispat etti. Milletimiz yaptığı inkılâpların kıskanç müdafiidir de. Benliğinde bu faziletler yerleşmiş bir milleti yürümekte olduğu doğru yoldan hiçbir kimse, hiçbir kuvvet alıkoyamaz."
"Bizim telâkkimize göre, siyasî kuvvet, millî irade ve egemenlik, milletin bütün halinde müşterek şahsiyetine aittir, birdir. Taksim edilemez, ayrılamaz ve başkasına bırakılamaz."
"Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlik kusurdan doğmaktadır. İnsanlar dünyaya alnında yazılı olduğu kadar yaşamak için gelmişlerdir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bu sebeple bir toplumun bir organı faaliyette bulunurken diğer organı işlemezse o toplum felcolmuştur. Bir toplumun hayat çalışması ve muvaffak olması için çalışmanın ve muvaffak olabilmenin bağlı olduğu bütün sebep ve şartları benimsemesi gerekir. Bundan ötürü bizim toplumumuz için ilim ve teknik gerekli ise bunları aynı derecede hem erkek, hem de kadınlarımızın edinmeleri lâzımdır. Malûmdur ki, her safhada olduğu gibi sosyal hayatta dahi iş bölümü vardır. Bu umumî iş bölümü arasında kadınlar kendilerine ait olan vazifeleri yapacakları gibi aynı zamanda sosyal topluluğun refahı, saadeti için gerekli gündelik çalışmaya dahil olacaklardır."
"Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir."
"Bizim yüzümüz, her zaman temiz ve pâk idi ve daima temiz ve pâk kalacaktır. Yüzü çirkin, vicdanı çirkinliklerle dolu olanlar, bizim vatansevercesine vicdanlıca ve namusluca hareketlerimizi küçük ve çirkin ihtirasları yüzünden, çirkin göstermeye kalkışanlardır."
"Böyle evlatlara ve böyle evlatlardan mürekkep ordulara malik bir millet elbette hakkını ve bağımsızlığını bütün manası ile muhafaza etmeğe muvaffak olacaktır. Böyle bir milleti bağımsızlığından mahrum etmeğe kalkışmak hayal ile vakit geçirmektir."
"Böyle evlâtlara ve böyle evlâtlardan mürekkep ordulara malik bir millet elbette hakkını ve bağımsızlığını bütün mânasiyle muhafaza etmeğe muvaffak olacaktır. Böyle bir milleti bağımsızlığından mahrum etmeğe kalkışmak hayal ile vakit geçirmektir."
"Bu Anadolu zaferi tarih arasında, bir millet tarafından tamamen benimsenen bir fikrin ne kadar kadir ve ne kadar zinde bir kuvvet olduğunun en güzel bir misali olarak, kalacaktır."
"Bu büyük millet, arzu ve istihdadının yönelmiş olduğu istikametleri göstermeye çalışan ve görebilen evladını daima takdir ve himeya etmiştir."
"Bu defa Büyük Millet Meclisi'nin, hakkımda yeni bir rütbe ve unvanıyla tecelli eden iltifat ve teveccühü doğrudan doğruya size râcidir. Milletin verdiği bu rütbe ile yükselen ordu, en ulu bir gazâ ile mümtaz olan yeni bir ordudur. Sizin kahramanlığınızla sizin gösterdiğiniz nihayetsiz fedakârlık pahasına kazanılan büyük muvaffakiyetin millet tarafından takdirine delâlet eden bu rütbe ve unvanı, ancak izafe ederek büyük askerlik hayatımın en büyük iftihar sermayesi olarak taşıyacağım. Cenabı Hak, giriştiğimiz kurtuluş mücadelesinde şerefli silah arkadaşlarıma kendilerini temyiz eden asaletin, civanmertliğin, kahramanlığın hakkı olan kati kurtuluşu nasip etsin."
"Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerinin çocuklarına kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü bu olmalıdır: "Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemişti, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz."
"Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölmez âbidesidir. Bu eseri meydana getiren bir milletin evlâdı, bir ordunun Başkumandanı olduğumdan daima mesut ve bahtiyarım."
"Bu memleket tarihte Türk'tü, bugün de Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır."
"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. "
"Bu memleketin sahibi ve toplumumuzun asil unsuru köylüdür."
"Bu memlekette çalışmak isteyenler, bu memleketi idare etmek isteyenler memleketin içine girmeli, bu milletle aynı şartlar içinde yaşamalı ki ne yapmak lâzım geleceğini ciddi surette hissedebilsinler."
"Bu millet bağımsızlıktan yoksun yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır."
"Bu millet hakikî eğilimine zıt düşünceye sapanlara iltifat etmemektedir. Bununla bugün çok övünüyorum. Bundaki isabetin sırrını izah için derhal söylemeliyim ki bizim ilham kaynağımız doğrudan doğruya büyük Türk Milleti'nin vicdanı olmuştur ve daima olacaktır. Bütün hareketi, verimi, kuvveti millî vicdandan aldıkça, bütün teşebbüslerimizde milletin sağ duyusunu, rehber saydıkça şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da milleti doğru hedeflere eriştireceğimize imanımız tamdır."
"Bu millet kılı kıpırdamadan dava uğruna ve benim uğruma, canını vermeğe hazır olmasaydı ben hiçbir şey yapamazdım."
"Bu millet ve memleket ilme, irfana çok muhtaç; tahsil yapmış, diploma almış gelmiş, olanları korumak kadar doğal ve lüzumlu bir şey olmaktan başka, parti parti eğitim ve öğretim görmek için ilim ve fen almak için Avrupa'ya, Amerika'ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mecburuz ve göndereceğiz. İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip, öğrenmeye mecburuz. Bu nedenle artık himaye ok zayıf kalır. Bunun yerine mecburiyet geçerli olur."
"Bu millet, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. Türk milletinin geleceği, bugünkü evlatlarının doğru görüşü, yorulmak bilmez çalışkanlığı ile büyük ve parlak olacaktır."
"Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim."
"Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Milleti duygusunun ifadesidir. Bunu, her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmiyeceğini onun ebedi olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur."
"Bu tarif, hürriyet kelimesinin en geniş mânasıdır. İnsanlar, bu mânada hürriyete, hiçbir zaman sahip olamamışlardır ve olamazlar. Çünkü malûmdur ki insan, tabiatın mahlûkudur. Tabiatın kendisi dahi, mutlak hür değildir; kâinatın kanunlarına tabidir. Bu sebeple, insan ilk önce, tabiat içinde, tabiatın kanunlarına, şartlarına, sebeplerine, âmillerine bağlıdır. Meselâ, dünyaya gelmek veya gelmemek insanın elinde olmamıştır ve değildir. İnsan, dünyaya geldikten sonra da, daha ilk anda, tabiatın ve birçok mahlûkların zebunudur. Himaye edilmeye, beslenmeye, bakılmaya, büyütülmeye muhtaçtır."
"Bu ulusu ben değil içimizdeki ruh, damarımızdaki kan kurtarmıştır."
"Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır."
"Bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı. O da millî egemenliğe dayanan, kayıtsız ve şartsız müstakil yeni bir Türk Devleti tesis etmek!"
"Bu zaferi kazanan ben değilim. Bunu, asıl, tel örgüleri hiçe sayarak atlayan, savaş meydanında can veren, yaralanan, kendini esirgemeden düşmanın üzerine atılarak Akdeniz yolunu Türk süngülerine açan kahraman askerler kazanmıştır. Ne yazık ki onların herbirinin adını Kocatepe'nin sırtlarına yazmak mümkün değildir. Fakat hepsinin ortak bir adı vardır: Türk askeri... Tebriklerinizi onların namına kabul ediyorum!"
"Bugün maziden kuvvetliyiz. Bugün maziye nisbetle daha büyük bir kabiliyet ve yaşama kudretine malikiz. Bu üstünlüğü yapan nedir? Bunun gerçek sebepleri iki kuralın kavramında saklıdır. Bu kurallardan birisi Misakı Millî, ikincisi egemenliği kayıtsız şartsız milletin elinde tutan anayasamızdır. Zorlayıcı hadiselerin sevk ve tesiri altında toplanan yüksek Meclisiniz, bu devlet ve milletin şekil ve niteliğin en kesin bir tarzda tesbit etmiş ve anayasa ile onun kesin hükümlerini teyit ve takviye eden 1 Kasım 1922 kararını çoğunlukla kabul ederek yeni Türkiye Devletinin esaslarını ortaya koymuştur."
"Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur."
"Bugünkü hükûmetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilâtı ve hükûmettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır."
"Bugünkü Türk milleti, mâzinin en derin medeniyetlerinde kuruculuk iddia eden bu Türk kavminin bugünkü çocukları açık ve sağlam yolu bulmuşlardır."
"Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz."
"Bügün ülke yönetimi sorumluluğunu taşıyan heyet, bence ülkü ve amaç itibariyle, bütün milleti kapsayan ve unvanı Halk Fırkası olan Cumhuriyet Fırkasıdır. Bu fırkanın esas ilkesi, memleket ve milletin gerçek kurtuluş ve mutluluğunu temine çalışmaktır ve amaca ulaştıran yol bence budur ve kararlaştırılmıştır. O da Cumhuriyeti takviye ve sağlamlaştırma ile beraber fikrî ve sosyal inkılâpta ve medeniyet ve aydınlanma yolunda milletin azimkârane ve muvaffakiyetle yürümesini temine delâlettir."
"Bütün arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini gözönüne alarak ilerlemesini ve herkesin fikri güçlerini ve kahramanlık ve vatanseverlik kaynaklarını yarışırcasına göstermeye devam etmesini isterim."
"Bütün bu muvaffakiyet yalnız benim eserim değildir ve olamaz. Bütün muvaffakiyet, bütün milletin azim ve imanıyla çalışmasını birleştirmesi neticesidir. Kahraman milletimizin ve seçkin ordumuzun kazandığı başarı ve zaferlerdir."
"Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir."
"Bütün dünya bilmeli ki; karsimizda böyle bir düsman oldukça onu affetmek elimizden gelmez ve gelmeyecektir. Düsmana merhamet, aciz ve zaaftir; bu insaniyet göstermek degil, insanlik hassasinin yok oldugunu ilan eylemektir."
"Bütün dünya bilsin ki, benim için yandaşlık vardır ; Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum."
"Bütün zorba hükümdarlar hep dini alet edindiler; Hakiki ulema, dini bütün alimler hiçbir vakit bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Fakat gerçekte alim olmamakla beraber, sırf o kılıkta bulundukları için alim sanılan, çıkarına düşkün haris ve imansız bir takım hocalar da vardır. Hükümdarlar işte bunları ele aldılar ve işte bunlar dine uygundur diye fetva verdiler. Gerektikçe yanlış hadisler uydurmaktan çekinmediler. Gerçek ve imanlı ulema her vakit her devirde bunların kinine hedef oldu."
"Büyük atalarımız ve onların anaları, tarihin, olayların tanıklığıyla sabittir ki, cidden yüksek faziletler göstermişlerdir. Burada birçok noktalardan sayabileceğimiz o faziletlerin en büyüğü ve en ehemmiyetlisi kıymetli evlâtlar yetiştirmeleriydi. Şunu söylemek istiyorum ki, kadınlarımızın umumî vazifelerde üzerlerine düşen hisselerden başka kendileri için en ehemmiyetli, en hayırlı, en faziletli bir vazifeleri de iyi anne olmaktır. Bugünün anaları için gerekli özellikler taşıyan evlât yetiştirmek, evlâtlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak, pek çok yüksek özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız hattâ erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmağa mecburdurlar. Eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa böyle olmalıdırlar."
"Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir."
"Büyük davamız, en medenî ve müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir. Bu yalnız kurumlarında değil düşüncelerinde temelli bir inkılâp yapmış olan Büyük Türk Milletinin dinamik idealidir. Bu idealin en kısa bir zamanda kavramak için, fikir ve hareketi, beraber yürütmek mecburiyetindeyiz. Bu teşebbüste, başarı ancak, süreli bir planla ve rasyonel çalışmakla mümkün olabilir."
"Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve şumullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur."
"Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. "
"Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine ve refaha ulaştırmaktır.
"Büyük Millet Meclisi samimi olarak barış istiyor. Cidden barış istediğimizi herkes anlayabilir. Çünkü memleketimizi imar edebilmek için barışa muhtacız."
"Büyük Millet Meclisi Türk milletinin asırlar süren aramalarının özeti ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir timsalidir."
"Büyük Millet Meclisinde ve millet karşısında millet işlerinin serbest münakaşası ve iyi niyet sahibi kişilerin ve partilerin özel görüşlerini ortaya koyan milletin yüksek menfaatlerini aramaları benim gençliğimden beri âşık ve taraftar olduğum bir sistemdir. Memnuniyetle görüyorum ki, lâik cumhuriyet esasında beraberiz. Zaten benim siyasî hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur. Bundan ötürü Büyük Mecliste aynı temele dayanan yeni bir partinin faaliyete geçerek millet işlerini serbest münakaşa etmesini cumhuriyetinin esaslarından sayarım."
"Büyük Millet Meclisi'nden daha büyük makam olmadığını aşılamada ısrar ederek saltanat ve hilâfet makamları olmaksızın, devleti idare etmek mümkün olduğunu ispat etmek lüzumlu idi."
"Büyük milletimizin hayatının seyrinde vücuda getirdiği bu değişiklikleri herhangi bir ihtilâlden çok fazla, çok yüksek olan en muazzam inkılâplardandır."
"Büyük milli disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal savaşlarımızda bize aynı zamanda en lüzumlu elemanları da yetiştiren büyük bir okul haline getirilmesine, ayrıca itina ve himmet edileceğine şüphem yoktur."
"Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar kararlı olduklarını tarih doğrulamaktadır. Silâhiyle olduğu gibi kafasıyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur."
"Büyük ve hayalî şeyleri yapmadan yapmış gibi görünmek yüzünden bütün dünyanın düşmanlığını, garazını, kinini, bu memleketin ve milletin üzerine çektik. Biz panislâmizm yapmadık. Belki, "yapmıyoruz, yapacağız" dedik. Düşmanlar da "yaptırmamak için biran evvel öldürelim" dediler. Panturanizm yapmadık, "yaparız, yapıyoruz" dedik, "yapacağız" dedik ve yine "öldürelim" dediler. Bütün dâva bundan ibarettir."
"Büyük ve tarihi olayları ancak büyük milletler yaşayabilir."
"Büyüklük odur ki kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, seni yoldan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen burda direneceksin. Önünde sonsuz engeller yığılacaktır. Kendini büyük değil, küçük, araçsız hiç telakki edecek, kimseden yardim gelmeyeceğine inanarak bu engelleri asacak, ondan sonra sana büyüksün derlerse bunu diyenlere güleceksin."
"Cezaevlerinin terbiye, ıslah ve iş esaslarına göre düzeltilmesi yolundaki hayırlı faaliyetlerin genişletilmesi cemiyete; doğru yoldan saparak hürriyetini kaybetmiş olan binlerce vatandaşı faydalı birer uzuv olarak kazandırmaktatır."
"Cumhuriyet ahlak üstünlüğüne dayanan bir ülküdür; Cumhuriyet erdemdir."
"Cumhuriyet devrinin kendi anlayış ve ahlâkını taşıyan basınını yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir. Bir taraftan geçmiş devir gazetelerinin ve adamlarının düzeltilmesi mümkün olmayanları milletin nazarında belirlenirken, öte taraftan Cumhuriyet basınının temiz ve feyizli sahası genişleyip yükselmektedir. Büyük ve soylu milletimizin yeni çalışma ve medeniyet hayatını kolaylaştırıp teşvik edecek işte ancak bu anlayıştaki basın olacaktır."
"Cumhuriyet düşünce serbestliği taraftarıdır. Samimî ve meşru olmak şartiyle her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız muarızlarımızın insaflı olması lâzımdır."
"Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister."
"Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır.Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. "
"Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz Cumhuriyeti kurduk, o on yaşını doldururken demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır."
"Cumhuriyet, ahlâki erdeme dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemdir. Sultanlık korku ve tehdide dayalı bir idaredir. Cumhuriyet erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayalı olduğu için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aralarındaki fark bundan ibarettir."
"Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur."
"Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller . ister."
"Cumhuriyet, fikir hürriyeti taraftarıdır. Samimi ve yasal olmak şartı ile her fikre hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız muhaliflerimizin insaflı olması lazımdır."
"Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk Milletini emin ve sağlam istikbâl yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyla, büsbütün yeni bir hayatın müjdeleyicisi olmuştur."
"Cumhuriyetçi ve milliyetçi olmakla beraber partimiz programından başka bir programla ve partili olmanın tabiî kayıtları dışında serbest çalışacak samimî yurttaşların millet kürsüsünden yapacakları tenkitler ve söyleyecekleri düşüncelerle millî çalışmanın kuvvetleneceği kanaatinde bulunuyoruz."
"Cumhuriyeti bir kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
"Cumhuriyeti,ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız.Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız."
"Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız."
"Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur."
"Çalışma, insanların vücut kuvvetlerini geliştirir ve hayat için gereken şeyleri temin eder. Çalışmaksızın, fikri gelişme ve ahlaki ilerleme de mümkün değildir. "Tembellik bütün fenalıkların anasıdır.""
"Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azamî derecede istifade etmek zorunludur."
"Çalışmak vakti gelmiş, artık çalışmak lazım…Bilhassa gençler çalışmalıdır."
"Çift süren, tarlayı eken, ormandan odun ve keresteyi getiren, mahsulleri pazara götürerek paraya çeviren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtıyla, kağnısı ile kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip cephenin mühimmatını taşıyan hep onlar, hep o ilâhi Anadolu kadınları olmuştur."
"Çiftçi ve çoban bu millet için temel unsurdur. Gerçi, diğer unsurlar bu temel unsur için lâzım ve faydalıdır. Fakat hiçbir kuruntuya kapılmadan bilmeliyiz ki o temel unsur olmazsa diğer unsurlar da yoktur."
"Çocuk sevgisi insan için bir ihtiyaçtır."
"Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara bilhassa varlığı ile, hakkı ile, birliği ile çelişen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumu ve millî düşünceleri tam bir imanla her mukabil fikre karşı şiddetle ve fedakârâne müdafaa zorunluluğu aşılanmalıdır. Yeni neslin bütün ruhsal kuvvetlerine bu özellik ve kabiliyetin zerki mühimdir. Daimî ve müthiş bir savaş şeklinde beliren milletler hayatının felsefesi, bağımsız ve mesut kalmak isteyen her millet için bu yüksek özellikleri şiddetle istemektedir."
"Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz tahsilin hududu ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: 1- Milliyetine, 2- Türkiye Devletine, 3- Türkiye Büyük Millet Meclisine; düşman olanlarla mücadele lüzumu. Fertleri bu mücadele gerekleri ve vasıtalariyle donanmayan milletler için yaşama hakkı yoktur. Mücadele, mücadele lâzımdır."
"Çünkü alnı açık, dimağı açık, kalb ve vicdanı açık insanlar tarafından idare olunabilen toplumlar ancak bu mânada hareketlerin izleyicisi olabilirler. Fikirlerini, duygularını ve teşebbüslerini gizli tutanlar, gizli vasıtalar uygulamaya girişenler mutlaka utanma ve sıkılmayı gerektiren, akıl ve mantığın haricinde hareket edenler olabilirler. Bu gibi işlere girişenlerin sonu ergeç acıdır."
"Demiryolları bir ülkeyi medenîyet ve refah ışıklarıyla aydınlatan kutsal bir meşaledir. Cumhuriyetin ilk senelerinden beri, dikkatle, ısrarla üzerinde durduğumuz demiryolları inşaatı siyaseti, hedeflerine ulaşmak için durmadan başarı ile tatbik olunmaktadır."
"Demiryolu yapmakta ilk milli teşebbüsün tatbikatına başlandığını bizzat görmek fırsatı, benim için cidden mesut bir tesadüftür. Memleketimizin asırlardan beri yolsuz bırakıldığı ve bir demiryoluna olan ihtiyacın şiddeti düşünülürse, bu hususta girişimci olanları ne kadar takdir etmek ve onlara ne derece yardımcı olmak lâzım geleceği pek güzel anlaşılır."
"Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en akılcı uygulamasını sağlayan yönetim şekli Cumhuriyettir."
"Denebilir ki, hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız bir tek şeye ihtiyacımız var: Çalışkan olmak! Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır. . Yaşamak demek çalışmak demektir."
"Deniz silâhlarına önem veriyoruz. Denizcilerimizin iyi silahlı ve iyi talimli olarak hazırlanmaları büyük emelimizdir."
"Devlet idaresini, cumhuriyetten bahsetmeksizin, millî hakimiyet esasları dairesinde, her an cumhuriyete doğru yürüyen biçimde şekillendirmeye çalışıyorduk."
"Devlet reisliğinden bahsetmeksizin, onun vazifesini fiilen Meclis reisine gördürüyorduk."
"Dış işlerinde dürüst ve açık olan siyasetimiz bilhassa barış fikrine dayalıdır. Beynelmilel herhangi bir meselemizi barış vasıtalarıyla çözümlemeyi aramak bizim menfaat ve anlayışımıza uyan bir yoldur. Bu yol dışında bir teklif karşısında kalmamak içindir ki, güvenlik prensibine onun vasıtalarına çok ehemmiyet veriyoruz."
"Dış politika bir toplumun iç yapısı ile sıkı sıkıya ilgilidir. Çünkü iç yapısına dayanmayan dış siyasetler daima mahkûm kalırlar."
"Dış siyaset bir toplumun iç kuruluşu ile sıkı şekilde ilgilidir. Çünkü iç kuruluşa dayanmıyan dış siyasetler daima mahkûm kalırlar. Bir toplumun iç kuruluşu ne kadar kuvvetli, sağlam olursa, dış siyaseti de o nisbette güçlü ve dayanıklı olur."
"Dış siyaset, iç kuruluş ve iç siyasete dayandırılmak zaruretindedir, yani iç kuruluşun tahammül edemeyeceği genişlikte olmamalıdır. Yoksa hayalî dış siyasetler peşinde dolaşanlar, dayanak noktalarını kendiliğinden kaybederler."
"Dışişlerinde dürüst ve açık olan politikamız barış fikrine dayanır .Milletlerarası herhangi bir meselemizi barış yoluyla halletmeyi aramak bizim menfaat ve anlayışımıza uyan bir yoldur."
"Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
"Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz.Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz."
"Din vardır ve lâzımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi; fakat bina, uzun asırlardır ihmale uğramış. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak birçok yabancı unsur -tefsirler, hurafeler- binayı daha fazla hırpalamış. Bugün bu binaya dokunulamaz, tamir de edilemez. Ancak zamanla çatlaklar derinleşecek ve sağlam temeller üstünde yeni bir bina kurmak lüzumu hasıl olacaktır."
"Dini fikir ve inançlara hürmetkâr olmak, öteden beri tabiî ve genel bir anlayıştır. Bunun aksini düşünmek için sebep yoktur."
"Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde şu din veya bu din demek değildir. Tabiatıyla biz, içine girdiğimiz dinin en çok isabetli ve çok olgun olduğunu biliyoruz ve imanımız da vardır."
"Doğruyu söylemekten korkmayınız."
"Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsan, uzaktan bütün doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle göruyorum. Bağımsızlık ve egemenliklerine kavuşacak olan çok kardeş millet vardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yer yüzünden yok olacak ve yerlerini milletler arasında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır."
"Dolayısıyla ya istiklâl, ya ölüm!"
"Dünya üzerinde yaşamış ve yaşayan milletler arasında demokrat doğan yegâne millet Türklerdir. "
"Dünya yüzünde, Türkten daha büyük,ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlik tarihinde görülmemistir."
"Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir , fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir.Yalnız ilmin ve fenin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir. "
"Dünyada ne görüyorsak KADIN 'IN eseridir."
"Dünyada ve dünya milletleri arasında sükûn, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur."
"Dünyanın belli başlı milletlerini esaretten kurtarmak için egemenliklerine kavuşturan büyük fikir akımları, köhne müesseselere ümit bağlayanların, çürümüş idare usullerinde kurtuluş kuvveti arayanların amansız düşmanıdır."
"Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır."
"Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır."
"Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının üstünde kadın çalışmasını zikretmeye imkan yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını "Ben Anadolu kadınının daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim" diyemez."
"Düşmanın mükemmel ve kuvvetli ordularını mağlup etmek için kendimizde bulduğumuz kuvvet ve kudret, davamızın meşruluğundandır. Gerçekten, biz milli hududumuz dahilinde hür ve müstakil yaşamaktan başka bir şey istemiyoruz. Biz Avrupa'nın diğer milletlerinden esirgenmeyen, haklarımıza tecavüz edilmemesini istiyoruz."
"Efendiler biz hayat ve istiklal isteyen bir milletiz. Ve yalnız ve ancak bunun için hayatimizi yok etmeyi göze alırız."
"Efendiler siz hayatınızda mebus olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat hiç bir zaman sanatkar olamazsınız."
"Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müridler, meczuplar memleketi olamaz."
"Efendiler! Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışmasını yeni ekonomik tedbirlerle son hadde eriştirmeliyiz. Köylünün çalışmasının neticeleri ve verimleri kendi menfaati lehine son hadde çıkarmak ekonomik siyasetimizin temel ruhudur."
"Efendiler, bizim hükûmetimiz demokratik bir hükûmet değildir, sosyalist bir hükûmet değildir ve gerçekten kitaplardaki hükûmetlerin, islâmî niteliği bakımından, hiç birine benzemeyen bir hükûmettir. Fakat, millî egemenliği, millî iradeyi belirten bir hükûmettir, bu nitelikte bir hükûmettir. Sosyal bilim bakımından bizim hükûmetimizi ifade etmek gerekirse (halk hükûmeti) deriz. Efendiler, biz hakkımızı koruyup gözetmek, bağımsızlığımızı emin bulundurmak için genel kurulumuzca, milletin bütünlüğümüzce bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı milletin tümüyle savaşmayı caiz gören bir mesleği izleyen insanlarız. O halde bu ve bu gibi teşviklerle ve izahlarla hükûmetimizin dayandığı esasın toplum bilime dayanan bir esas olduğunu açık bir surette görürüz. Fakat ne yapalım ki demokrasiye benzemiyormuş, sosyalizme benzemiyormuş, hiçbir şeye benzemiyormuş! Efendiler, biz benzememekle ve benzememekle öğünmeliyiz! Çünkü, biz bize benziyoruz, efendiler!"
"Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapmak lazım geldiğini düşünmek yani meşveret için yapılmıştır. Millet islerinde her ferdin zihni başlıbaşına faaliyette bulunmak elzemdir."
"Efendiler, sosyal hayatın kökeni, aile hayatıdır. Aile, açıklamaya gerek yoktur ki, kadın ve erkekten oluşur."
"Efendiler: Bursa ziraat memleketidir, ticaret memleketidir ve sanat memleketidir , şifa memleketidir. Bursa, sahip olduğu doğal güzellikleriyle bolluk ve mutluluk memleketidir."
"Egemenliğine doğrudan doğruya sahip olmanın kıymetini pek iyi anlayan ve pek iyi bilen millet, bu mukaddes egemenliğine karşı başgösterecek her tehlikeyi kahredecektir."
"Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir."
"Egemenlik kayıtsız ve şartsız millettindir. Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar."
"Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile, münakaşa ile verilmez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk milleti'nin egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı; bu musallat olmalarını altı asırdan beri devam ettirmişlerdi. Şimdi de, Türk Milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, egemenlik ve saltanatını, isyan ederek kendi eline açıkça almış bulunuyor. Bu bir olupbittidir. Söz konusu olan; millete saltanatını, egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmıyacak mıyız? Meselesi değildir. Mesele zaten olupbitti haline gelmiş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, mutlaka olacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce uygun olur. Aksi takdirde, yine gerçek gerektiği şekilde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."
"Egemenlik verilmez, alınır."
"Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez."
"Eger bende bazi fevkaladelikler görüyör, buluyorsaniz bunlari sadece ve yanliz Türk olmama, Türklügüme baglayiniz."
"Eğer bir millet büyükse kendisini tanımakla daha büyük olur."
"Eğer milletimizin çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık."
"Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder."
"Ekonomik hayatın faaliyet ve canlılığı, ancak ulaştırma vasıtalarının, yolların, trenlerin, limanların durumu ve derecesiyle orantılıdır."
"Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir. "
"Ekonomik siyasetimizin önemli amaçlarından biri de genel çıkarlarımızı doğrudan doğruya ilgilendirecek kurumlar ve ekonomik girişimleri malî ve ilmî gücümüzün elverdiği ölçüde devletleştirmektir. Bu cümleden olarak, topraklarımızın altında terk edilmiş halde duran maden hazinelerini az zamanda işleterek, milletimizin yararına açık bulundurabilmek de bu yöntem ile gerçekleşir."
"Ekonominin gelişmesinde başlıca lüzumlu olan, yollar, demiryolları, limanlar, kara ve deniz ulaştırma vasıtaları millî mevcudiyetin maddî ve siyasî kan damarlarıdır. Refah ve kuvvet vasıtasıdır."
"Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz. "
"En güzel coğrafî vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye ; endüstrisi, ticareti ve sporu ile, en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz ; denizciliği, Türkün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız."
"En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eğitim işleridir. Millî eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzımdır. Bir milletin hakikî kurtuluşu ancak bu suretle olur."
"En yüksek askerlik budur: Muhtelif ihtimalleri çok iyi hesap etmeli, en iyi görüneni cüret ve katiyetle tatbik etmelidir."
"Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak şahsiyeti ile kaim gören adamlar, milletlerinin saadetine hizmet etmiş sayılmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler, milletlerini yaşamak ve ilerlemek imkânlarına nail ederler. Kendi gidince ilerleme ve hareket durur zannetmek bir gaflettir."
"Esas olan, bütün her yaştaki Türkler için beden eğitimi sağlamaktır Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur sözünü atalarımız boşuna söylememişlerdir."
"Esas Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlık edinilmesiyle sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bayındır olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir millet, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumunda yüksek bir işlem için değer taşıyamaz. Yabancı bir devletin koruma ve esirgemesini benimsemek insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçyetmezliği ve uyuşukluğu benimsemekten başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağılığa düşmemiş olanların, isteyerek başlarına bir yabancı getirmeleri asla düşünülemez."
"Eşini mutlu edecek herkes evlenmelidir. Çoluk çocuk sahibi olmalıdır "
"Evvelâ, barışsever olduğumuz için barışı arzu ediyoruz. İkinci olarak, devamlı muharebeler dolayısıyla memleket barışa tanzim ve imara çok muhtaçtır. Fakat barış olmayacak olursa yine mücadeleye devam edecek ve mutlaka memleket için lüzumlu olan neticeyi elde edeceğiz."
"Evvela, millete tarihini, asil bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu göstermeliyiz."
"Ey arkadaşlar! Tanrı birdir, büyüktür; tanrısal inanışların belirtilerine bakarak diyebiliriz ki: İnsanlar iki sınıfta, iki devirde mütalâa olunabilir. İlk devir insanlığın çocukluk ve gençlik devridir. İkinci devir, beşeriyetin erginlik ve olgunluk devridir."
"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. "
"Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklall ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir."
"Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz."
"Felaketler insanları, zeki milletleri daima azimli ve yeni hamlelere sevkeder."
"Felâketler, elemler, mağlûbiyetler milletler üzerinde bir takım etkenlerin vücut bulmasına sebebiyet verir. Bu etkenlerin başlıcası, öyle kara günlerinde sonra milletlerin uyanması vakalarını bulması ve kendi benliğini duymasıdır."
"Ferdî mesai ve faaliyeti esas tutmakla beraber mümkün olduğu kadar az bir zaman için de milleti refaha ve memleketi mamuriyete eriştirmek için milletin umumî ve yüksek menfaatlerinin icap ettirdiği işlerde, bilhassa iktisadî sahada devleti fiilen alâkadar etmek mühim esaslarımızdandır."
"Fıkıhtaki "zamanın değişmesiyle hükümlerin değişmesi inkar olunamaz" kaidesi adalet siyasetimizin temel taşıdır."
"Fırka millete eğiticilik yapacak, ilim, iktisat, siyaset ve güzel sanatlar gibi bütün kültür sahalarında vatandaşları yetiştirmek için önderlik edecektir."
"Fiiliyatta, Meclisin reisi, ikinci reis idi. Hükûmet vardı. Fakat "Büyük Millet Meclisi"ni taşırdı. Kabine sistemine geçmekten kaçınıyorduk; çünkü hemencecik saltanatçılar, padişahın yetkisini kullanma lüzumunu ortaya atacaklardı."
"Fikirler, cebir ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez."
"Gece gündüz zaten çalışıyorsunuz ; çalışınız, hakikati bütün cihana tanıtalım."
"Geçen Kurultaydan bugüne kadar kültürel ve sosyal alanda başardığımız işler Türkiye Cumhuriyetinin millî çehresini kesin çizgilerle ortaya çıkarmıştır."
"Geçirdiğimiz buhranlı günlerin şerefli kahramanlarını hep beraber kutlayalım. Onlar arasında muharebe meydanlarında düşman silâhiyle göğüsleri delinmiş bahtiyarlar olduğu gibi yangınlarda, ateşlerde yakılmış bedbaht çocuklar, kadınlar ve ihtiyarlar vardır. Onlar arasında namuslarına tecavüz edilmiş, ebediyen ağlamağa mahkûm genç kızlar da vardır. Onlar arasında yurtlarını kaybetmiş aileler, evlatlarını gömmüş analar vardır ve yine onlar arasında muharebedeki namus vazifesini şerefle yaparak bugün memleketlerine dönmüş gaziler vardır. Onlardan şehitlik şarabını içmiş olanların ruhlarına fatihalar sunalım."
"Geldikleri gibi giderler."
"Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir."
"Genç fikirli demek, doğrultuyu gören ve anlayan hakikî fikirli demektir. Milletin hakîm emelleri, görüş noktası budur. Hepimiz ona uymaya mecburuz."
"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz. "
"Gerçekte barış bizim için ne kadar faydalı ise, muhataplarımız için de o kadar faydalı ve lazımdır. Çünkü bundan sonra memleketimizin imar ve ihyası için çalışmak istiyoruz. Onların da bu lüzumu idrak etmemelerine imkân yoktur."
"Gerçi asıl olan millettir. Toplumdur. Onun da umumî iradesi, Mecliste belirir; bu her yerde böyledir. Fakat, fertler de vardır. Meclis, memleket ve devlet işlerini fertlerle, şahıslarla yapmaktadır. Her devletin işlerini yöneten şahıs ve şahıslar meydandadır. Hakikati, mânasız görüşlerle inkâra yer yoktur."
"Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir. "
"Gerek askerlik, gerekse siyaset hayatımın bütün devir ve safhalarını dolduran mücadelelerimde daima hareket düsturum millî iradeye dayanarak milletin, vatanın muhtaç olduğu gayelere yürümek olmuştur."
"Gerektiği zaman vatan için bir tek fert gibi yekpare azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet elbette büyük istikbale lâyık ve namzet olan bir millettir."
"Giriştiğimiz büyük işlerde, milletimizin yüksek kabiliyeti ve yüksek sağduyusu başlıca rehberimiz ve başarı kaynağımız olmuştur. Bu büyük millet, arzu ve istidadının yöneldiği istikametleri görmeye çalışan ve görebilen evlâdını daima takdir ve himaye etmiştir."
"Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile alakasız yaşayamayız... Aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan olacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur."
"Hakikati konuşmaktan korkmayınız."
"Hakikî inkılâpçılar onlardır ki, ilerleme ve yenileşme inkılâbına yöneltmek istedikleri insanların ruh ve vicdanlarındaki gerçek eğilime sızmasını bilirler. Bu münasebetle şunu da ifade edeyim ki, Türk milletinin son senelerde gösterdiği harikaların, yaptığı siyasî, sosyal inkılâpların gerçek sahibi kendisidir. Sizsiniz. Bu istidat ve gelişme mevcut olmasaydı onu yaratmağa hiçbir kuvvet ve kudret kâfi gelemezdi. Herhangi bir gelişme devresinde bulunan bir insan kitlesini bulunduğu vaziyetten kaldırıp damdan düşer gibi filân gelişme seviyesine eriştirmek imkânsızlığı tabiî izaha muhtaç değildir. Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılaplarımızın temel prensibi budur. Bu gerçeği kabul edemeyen zihniyetleri darmadağın etmek zarurîdir. Şimdiye kadar milletin dimağını paslandıran, uyuşturan bu zihniyette bulunanlar olmuştur. Herhalde zihniyetlerde mevcut uydurma hikâyeler tamamen kovulacaktır. Onlar çıkarılmadıkça dimağa gerçek nurlarını yerleştirmek imkânsızdır."
"Halbuki Türk'ün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir."
"Halk Fırkası halkımıza siyasi terbiye vermek için bir mektep olacaktır."
"Halk Fırkası, memleket ve millet her türlü dayanaktan mahrum bırakılarak felâkete atıldığı uğursuz hengâmede bütün milleti kadrosu içine alarak kuvvet ve kudret yapan, dış düşmanlarını kovan, iç düşmanlarını imha eden, halka hürriyet ve hâkimiyet temin eden kutsal bir cemiyettir. Halk Fırkası hiçbir safsataya iltifat etmiyerek Türk Cumhuriyetini kuran inkılâpçı bir ruhun bütün memleketlerde ortaya çıkması ve gerçekleşmesidir. Halk Fırkası Türkiye’yi medeni âleme sokan ve orada yükseltmeyi taahhüt eden azimkâr bir fırkadır."
"Halk, köylüler bana her yerde iş programını şu iki kelime ile ihtar ettiler:"
"Halka yaklaşmak ve halkla kaynaşmak daha çok aydınlara yöneltilen bir vazifedir. Gençlerimiz ve aydınlarımız niçin yürüdüklerini ve ne yapacaklarını önce kendi beyinlerinde iyice kararlaştırmalı, onları halk tarafından iyice benimsenip kabul edilebilecek bir hale getirmeli, onları ancak ondan sonra ortaya atmalıdır."
"Halkın sesi, Hak'ın sesidir."
"Hapishaneler meselesi pek mühimdir. Durumlarının iyileştirilmesi için kişisel hürriyeti kaldırılan vatan çocukları ceza sürelerinin sonunda, topluma faydalı olacak bir üye olarak yetiştirme vasıtalarını temin için İçişleri Bakanlığı uzun uzadıya araştırma ve istatistikleri yaptı. Mevcut hapishanelerden uygun olanların ilmî usullere uygun bir surette tamirine ve yeniden hapishaneler yapımına girişmek için bir inşaat programı düzenlendi."
"Harcici siyasetimizde başka bir devletin hukukuna tecavüz yoktur. Ancak, hakkımızı, hayatımızı, memleketimizi, namusumuzu müdafaa ediyoruz ve edeceğiz. Şimdiki medeniyetin devletler arası münasebetlerde ortaya attığı ve en yüce, temiz emel ve düşüncelerin bir özeti demek olan "her milletin kendi mukadderatına kendisinin hâkim olması" hakkını biz yeryüzünde yaşayan milletlerin hepsi için tanıyoruz, bizim de bu hakkımızın kayıtsız şartsız talebimizi tanımamak yüzünden akan ve akacak olan kanların mesuliyeti şüphesiz sebep olanlara aittir. Bizi, millî davamızı takipten yıldıracak hiçbir vasıta, hiçbir kuvvet düşünülmüş değildir. Millî davamız, bizim hayatımızdır. Hayatına suikast edilen en zayıf yaratıkların bile bu isteğe karşı isyan ve nefretle son nefese kadar kendisini müdaafaya çalışmasından daha tabii bir şey yoktur."
"Harp zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça harp bir cinayettir."
"Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz. Onun için küçük, büyük her cüzütamı, bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük, büyük her cüzütam ilk durabildiği noktada, tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki cüzütamın çekilmeye mecbur olduğunu gören cüzütamlar, ona tabi olamaz. Bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur."
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir."
"Hayatta tam mutluluk ve esenlik ancak gelecek kuşakların şerefi, varlığı, esenliği için çalışmakta bulunabilir."
"Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime sunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin." Atatürk
"Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz... Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız."
"Her an tarihe karşı, cihana karşı hareketimizin hesabını verebilecek bir vaziyette bulunmak lâzımdır."
"Her büyük meydan muhare-besinden, her büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir âlem (dünya) doğmalıdır, doğar. Yoksa başlı başına bir zafer, boşa gitmiş bir gayret olur."
"Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk gençliğinin millî terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır."
"Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz. Vicdan hürriyeti, mutlak ve taarruz edilemez, ferdin tabii haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır."
"Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasî bir fikre malik olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetlerine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz."
"Her halde millet hükûmetin bekçisi olmak gerekir. Çünkü, hükûmetin yaptığı işler olumsuz olup da millet itiraz etmez ve düşürmezse bütün kusur ve kabahatlara katılmış demektir."
"Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası özgürlüktür."
"Her ne suretle olsun, hizmet edenler milletten büyük mükâfatlar bekliyorlarsa katiyen doğru bir harekette bulunmuş olmazlar. Milletten çok şey istememeliyiz. Hizmet edenler, namus vazifelerini yerine getirmiş olmaktan başka bir şey yapmamışlardır."
"Her safhası vatan için, evlâtlarımızın torunları için şerefli hâdiselerle dolu büyük bir kahramanlık menkıbesi teşkil eden Anadolu muharebelerinin heyecan veren tafsilâtını tarihin diline terkediyorum. Millet; milletin ruh sanatı, musikisi, edebiyatı ve bütün estetiği, bu kutsal mücadelenin ilâhî nağmelerini sonsuz bir vatan aşkının coşkun heyecanlarıyla daima şakımalıdır."
"Her safhasiyle düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle neticelendirilmiş olan bu harekât, Türk ordusunun, Türk subay ve kumanda heyetinin, yüksek kudret ve kahramanlığını tarihte bir daha tesbit eden muazzam bir eserdir."
"Her Türk çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa sahip olması mutlaka gereklidir. Vatanın sağlam temeli ve bayındır hale getirilmesi bu esastatır."
"Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milletinin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedi olduğunu göstermelidir."
"Her türlü yükselme ve olgunlaşmaya istidatlı olan milletimizin sosyal ve fikrî adımlarını kısaltmak istiyen engeller mutlaka ortadan kaldırılmalıdır."
"Herhalde alemde bir hak vardır ve hak kuvvetin üstündedir."
"Hiç bir millet yoktur ki, ahlâk esaslarına dayanmadan ilerlesin."
"Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz."
"Hiçbir iyi inkilap, hakikati görenler dışında ekseriyetin reyine müracaatla yapılamaz."
"Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır. Çünkü bir millet, ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne de kendi milliyetçiliği içinde kalabilir."
"Hiçbir sözümde milletime karşı geri alma durumunda kalmadım. Onları söylerken bir hayal peşinde koşan gibi, hayal şakıyan bir şair gibi değil, onları söylemekliğim bu milletteki kabiliyet unsurlarını bilmekliğimden idi."
"Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır ; çalışkan olmak. Sosyal hastalıklarımızı araştırırsak asıl olarak bundan başka, bundan mühim bir hastalık keşfedemeyiz. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı surette tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkan insanların hakkıdır."
"Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Hayat felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur."
"Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer ancak kendisinden daha büyük bir gayeyi ede etmek için belli başlı vasıtadır. Gaye fikirdir. Bir fikre dayanmayan zafer yaşayamaz. Her büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir alem doğmalıdır. Yoksa başlıbaşına zafer boşa gitmiş bir gayrettir."
"Hissiyatı ve vicdani telakkiyati, ilim ve fenle besleyip eğiterek toplumun gerçek huzur ve saadetine çalışmak ulvi bir görüştür."
"Hükümetimizin her medenî devlet gibi dış borçlanmalar yapması gereği vardır. Şu kadar ki, ödünç alınan yabancı paralarını şimdiye kadar Babıâli’nin yaptığı gibi ödemeye mecbur değilmişiz gibi, maksatsız israf ve kullanma ile borçlarımızın yükünü artırarak mali bağımsızlığımızı tehlikeye atmaya kesinlikle karşıyız. Biz memlekette, ilerlemeyi, üretimi, ve halkın refahını temin edecek, zenginlik kaynaklarımızı geliştirecek faydalı borçlanmalara taraftarız."
"Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmez ve iktidarı düşürmezse bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir."
"Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküntü vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir."
"Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir ben milletimin en büyük ve ecdadımın en kıymetli mirası olan istiklâl aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenlerce bu aşkım malûmdur. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut beka bulabilmesi mutlaka o milletin hürriyet ve istiklâline sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka müstakil bir milletin evlâdı kalmalıyım. Bu sebeple millî istiklâl bence bir hayat meselesidir."
"Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir."
"Hürriyet, insanın, düşündüğünü ve dilediğini mutlak olarak yapabilmesidir."
"Hürriyet, Türk'ün hayatıdır."
"Hürriyetten doğan buhranlar ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir zaman fazla tazyikin temin ettiği sahte güvenlikten daha tehlikeli değildir."
"Islah olunacak şeyler iktisat ve maariftir. Bu sayede memleket imar edilecek, millet refah sahibi olacaktır. Hiçbir millet ve memlekete karşı tecavüz fikri beslemeyiz. Fakat varlığımızı ve istiklâlimizi korumak için, emniyet içinde çalışarak müreffeh ve mesut olmasını temin için her vakit memleket ve milletimizi müdafaaya gücü yeten bir orduya sahip olmak da emelimizidir."
"İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!"
"İlim ve özellikle sosyal bilimler dalındaki işlerde ben emir vermem. Bu alanda isterim ki beni bilim adamları aydınlatsınlar. Onun için siz kendi ilminize, irfanınıza güveniyorsanız, bana söyleyiniz, sosyal ilimlerin güzel (yapıcı) yönlerini gösteriniz, ben takip edeyim."
"İlim ve teknikle ilgili teşebbüslerin faaliyet merkezi mekteptir. Bu sebeple lâzımdır... Mektep adını hep beraber hürmetle, saygıyla analım: Mektep genç beyinlere, insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi bağımsızlığı öğretir... Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en doğru yolu belletir... Memleket ve milleti kurtarmağa çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer çalışkan bilgin olmaları lâzımdır. Bunu temin eden mekteptir. Ancak bu şekilde her türlü teşebbüslerin mantıkî neticelere erişmesi mümkün olur."
"İlk işimiz milleti çalışkan yapmaktır."
"İlk olarak KURAN'ın dilimize çevrilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçe'ye çevriliyor."
"İlk ve orta öğretim mutlaka insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilmi ve tekniği versin, fakat o kadar pratik bir tarzda versin ki çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalmağa mahkûm olmadığına emin olun."
"İnkılâbın kanunu mevcut kanunların üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki akımı boğmadıkça, başladığımız inkılâp ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki dönemlerde de böyle olacaktır."
"İnkılâbın temellerini her gün derinleştirmek, desteklemek lâzımdır. Birbirimizi aldatmayalım. Medenî dünya çok ilerdedir. Buna yetişmek, o medeniyet dairesine dahil olmak mecburiyetindeyiz. Bütün boş ve temelsiz sözleri ortadan kaldırmak lâzımdır. Şapka giyelim mi, giymeyelim mi gibi sözler mânasızdır. Şapka da giyeceğiz, Batının her türlü medenî eserlerini de alacağız. Medenî olmayan insanlar, medenî olanların ayakları altında kalmağa maruzdurlar."
"İnkılâp güneş kadar parlak, güneş kadar sıcak ve güneş kadar bizden uzaktır. İstikametimi daima o güneşe bakarak tâyin eder ve öylece ilerlerim, ilerlerim, parlaklığı ve sıcaklığı ilerlememe müsaade edinceye kadar ilerlerim. Tekrar ilerlemeğe devam etmek üzere dururum, tekrar güneşe bakarak istikamet alırım."
"İnkılap, Türk ulusunun son asırlarda geri bırakılmış kurumlarını yıkarak yerlerine, ulusun en yüksek uygarlık düzeyine ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar koymaktır."
"İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk milleti, Türkiye'nin gelecek çocukları, bunu, bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar."
"İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır."
"İnsan tarihin mânasını ancak olgun bir yaşa eriştikten sonra anlıyor. Ve tarih ancak bu yaştan sonra yazılabilir. Çok arzu ederdim ki bir kaç arkadaşla beraber hayatımızdan geri kalan zamanı tarih yazmakla geçirelim!"
"İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin? "
"İnsanlar daima yüksek, temiz ve mukaddes hedeflere yürümelidirler. Bu hareket şeklidir ki insan olanın vicdanını, dimağını ve bütün insanî kavramını tatmin eder. Bu şekilde yürüyenler, ne kadar büyük fedakârlık yaparlarsa, yükselirler ve bu hareket şekli mutlaka açık olur."
"İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. Eksiksiz dindir. Çünkü dinimiz akla mantığa, hakikate tamamen uyuyor ve uygun düşüyor."
"İnsanlık birinci devirde tıpkı bir çocuk gibi, tıpkı bir genç gibi yakından ve maddaî vasıtalarla kendisiyle meşgul olunmayı gerektirir. Allah, kullarının lâzım olan olgunlaşma noktasına erişinceye kadar içlerinden vasıtalarla dahi kullariyle meşgul olmayı tanrılık özelliğinin gereklerinden saymıştır. Onlara Hazreti Âdem Aleyhisselâmdan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayısız denecek kadar çok nebiler, peygamberler ve elçiler göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasiyle en son dinî, medenî gerçekleri verdikten sonra artık insanlıkla aracı ile temasta bulunmağa lüzum görmemiştir. İnsanlığın kavrayış derecesi, aydınlanma ve olgunlaşması sayesinde her kulun doğrudan doğruya tanrısal düşüncelerle temas kabiliyetine eriştiğini kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki, Cenabı Peygamber, peygamberlerin sonuncusu olmuştur ve kitabı, en eksiksiz kitaptır."
"İntisap etmekle bahtiyar olduğumuz İslam dinini, asırlardan beri alışılmış olduğu üzere bir siyaset vasıtası mevkiinden kurtarmak ve yükseltmek elzem olduğu hakikatini müşahade ediyoruz. Mukaddes ve lahuti olan inançlarımızı ve vicdanlarımızı çapraşık ve değişken olan ve her türlü menfaat ve ihtirasların tecellisine sahne olan siyasetten ve siyasetle ilgili bütün hususlardan bir an evvel ve kesin olarak kurtarmak, milletin, dünya ve ahiret saadetinin emrettiği bir zarurettir."
"İstanbul'da çikan bir gazeteyi Kasgar'da ki Türk de anlayacaktir."
"İstiklâl ve hürriyet âşıkı milletler için, ıstırap anları, o ıstırabın âmilleri, ibret alıp tetikte durmak için daima hatırlanmalıdır. İstiklâl ve hürriyetlerini her ne pahasına ve her ne karşılığında olursa olsun ihlâl ve takyide asla müsamaha etmemek, istiklâl ve hürriyetlerini bütün mânasıyla masun bulundurmak ve bunun için, icap ederse, son ferdinin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı bir misalle süslemek: İşte istiklâl ve hürriyetin hakikî mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini vicdanında idrak etmiş milletler için esas ve hayati prensip."
"İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur."
"İşte, geçiş devresinin bu mücadele safhalarında, bizim kabul ettirmek mecburiyetinde bulunduğumuz, aracı şekli, Büyük Millet Meclisi Hükûmeti sistemini, haklı olarak eksik bulan, meşrutiyet şeklinin açıkca ifadesini temine çalışan mualiflerimiz, bize itiraz ediyorlar, diyorlardı ki, bu yapmak istediğiniz hükûmet şekli neye, hangi idareye benzer? Maksat ve hedefimizi söyletmek için yöneltilen bu nevi suallere, bizde, zamanın gereğine göre cevaplar vererek saltanatçıları susturmak zaruretinde idik."
"Kadının en büyük vazifesi analıktır. İlk terbiye verilen yer ana kucağı olduğu düşünülürse bu görevin önemi gerektiği gibi anlaşılır."
"Kadının en büyük vazifesi analıktır. İlk terbiye verilen yerin, ana kucağı olduğu düşünülürse bu vazifenin ehemmiyeti lâyıkiyle anlaşılır. Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya karar vermiştir. Bugünün gereçlerinden biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Bu sebeple kadınlarımız da âlim ve teknik bilgi sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün tahsil derecelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin yardımcısı ve koruyucusu olacaklardır."
"Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar."
"Kadınlarımız haddizatında içtimaî hayatta erkeklerimizle her vakit yanyana yaşadılar. Bugün değil, eskiden beri, uzun zamandan beri kadınlarımız erkeklerle başabaş mücadele hayatında, ziraat hayatında, geçim temininde erkeklerimizden yarım adım geri kalmadan yürüdüler."
"Kadınlarımızın genel görev ve çalışmalarda paylarına düşen işlerden başka, en önemli, en hayırlı, en faziletli bir ödevleri de "iyi anne" olmalarıdır."
"Kahraman Türk ordularının kazandıkları büyük zaferlerde şahsıma düşmüş olan vazifeleri yapabilmişsem çok bahtiyarım. Yalnız bu noktada bir gerçeği açıklamak için söyliyeyim ki; benim, ordularımızı yönelttiğim hedefler, esasen ordularımın her erinin, bütün subaylarının ve kumandanlarının görüşlerinin, vicdanlarının, azimlerinin, ülkülerinin yönelmiş olduğu hedefler idi."
"Kaideten ve usulen milletin ekseriyetini temsil eden ve özel amacı belli olan parti, hükûmeti kurma mesuliyetini üzerine alır ve kendi amaç ve prensiplerini memlekette uygular."
"Kanini tasiyandan baskasina inanma!"
"Karşımızdaki düşmanlık ve büyük kötülük dünyasına karşı seslenmeli ve cevap vermelidir. Milletin en yetkili ağzı ancak millet olabilir. Bir kez meclis açılsın, olacak şey değil ya olayların etkisiyle Ankara'yı bırakmak zorunda bile kalsak, yerimizi değiştireceğimiz her yöreden daha büyük bir yetki ve güçle bağırabiliriz. Milletimizin kurtuluşunu ve geleceğini vatanımızın son kaya parçası üzerinde dahi savunacağız ve kesinlikle başarılı olacağız."
"Kendilerine bir milletin talihi bırakılan adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin hakikî ve elde edilmesi mümkün menfaatleri yolunda kullanmakla görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi zabt ve işgal etmek o memleketin sahiplerine hâkim olmak için kâfi değildir. Bir milletin ruhu zabtolunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki asırların getirdiği bir millî ruha, hiçbir kuvvet mukavemet edemez."
"Kendiniz için değil millet için elbirliğiyle çalışınız . Çalışmaların en yükseği budur."
"Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur."
"Kılıç kullanan kol yorulur, nihayet kılıcı kınına koyar ve belki kılıç o kında küflenmiye, paslanmıya mahkûm olur. Fakat sapan kullanan kol gün geçtikçe daha ziyade kuvvetlenir ve daha çok kuvvetlendikçe daha çok toprağa malik ve sahip olur."
"Kimse inkar edemez ki, bu harpte ve ondan evvelki harplerde milletin hayat kabiliyetini tutan hep kadınlarımızdır."
"Korku üzerine egemenlik kurulamaz. Toplara istinad eden hâkimiyet pâyidar olmaz. Böyle bir hâkimiyet ve diktatörlük ancak ihtilâl zuhurunda muvakkat bir zaman için lâzım olur."
"Köylümüz ve ziraatimiz üzerindeki aşar kâbusunun ortadan kaldırılması ile meydana gelen rahatlık, milletin daha çok üretmek, daha rahat olmak için çalışmak arzularını teşekkür edilecek bir derecede arttırmıştır."
"Kudretsiz dimağlar, zayıf gözler, hakikati kolay göremezler. O gibiler büyük Türk milletinin yüksek seviyesine nazaran geri adamlardır."
"Kumandanlık vazife ve mesuliyeti yüklenecek kadar omuzlarında ve dimağında kuvvet bulamayanların feci âkıbetlerle karşılaşması mukadderdir."
"Kurtulmak ve yaşamak için çalışan, çalışmak zorunda olan bir halkız. Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır, yetkisi vardır. Fakat çalışmak sayesinde bir hakkı kazanırız. Yoksa arka üstü yatmak ve ömrünü çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuzda yeri yoktur, hakkı yoktur."
"Kuvvet birdir ve o milletindir."
"Küçük hanımlar, küçük beyler ! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz ; kızlar, çocuklar."
"Kültür dediğimiz zaman bir insan cemiyetinin, devlet hayatında fikrî hayatında, iktisat hayatında yapabilecekleri şeylerin muhassalasını (toplamını) kastediyoruz ki, medeniyet de bundan başka bir şey değildir."
"Kültür zeminle orantılıdır. O zemin milletin seciyesidir."
"Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekayı geliştirmektir."
"Lüzumuna kani olduğumuz bir işi derhal yapmalıyız."
"Mahkûm olmak istemeyen bir milleti, esareti altında tutmağa gücü yetecek kadar kuvvetli müstebitler artık dünya yüzünde kalmamıştır."
"Masum halka beş vakit namazdan başka, geceleri de fazla namaz kılmayı vaiz ve nasihat etmek belki de ömründe hiç namaz kılmamış olan bir politikacı tarafından olursa bu hareketin hedefi anlaşılmaz olur mu?"
"Mazinin kararsız, çürümüş zihniyeti ölmüştür. Bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmağa kadirdir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını artık Türk milletinin farketmediğini sanmak hatadır."
"Mazlum milletimizi tarihin en tehlikeli bir zamanında yeniden ışığa ve necata kavuşturan bu muharebede sizin başkumandanınız olmaktan dolayı bir insan kalbi için mukadder olabilecek en derin saadet ve iftiharı duydum. Dünyanın hiçbir tarafında ve ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir askere rasgelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Hayatınla, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldırmadığı demir gibi pâk kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim."
"Mecliste, hâkim olan partinin, hükûmet kurmayı, muhalif ve azınlıkta bulunan bir partiye terk etmesi ise asla sözkonusu olamaz."
"Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar."
"Medeniyet öyle kuvvetli bir ışıktır ki, ona bigane olanları yakar, mahveder."
"Medeniyet yolunda muvaffakiyet yenileşmeğe bağlıdır. Sosyal hayatta, iktisadî hayatta, ilim ve fen sahasında muvaffak olmak için yegâne olgunlaşma ve ilerleme yolu budur. Hayat ve yaşayışa hâkim olan hükümlerin zaman ile değişme, gelişme ve yenileşmesi zaruridir. Medeniyetin ihtirasları, fennin harikaları, cihanı değişiklikten değişikliğe sürüklediği bir devirde asırlık köhne zihniyetlerle, maziye düşkünlükle mevcudiyetin muhafazası mümkün değildir. Medeniyetten bahsederken şunu da kesinlikle söylemeliyim ki medeniyetin esası, ilerleme ve kuvvetin temeli aile hayatındadır. Bu hayatta fenalık, muhakkak sosyal, iktisadî siyasî acze sebep olur. Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurlarının tabiî haklarına malik olmaları, aile vazifelerini idareye yetenekli bulunmaları lâzımdır."
"Medeniyetin bugünkü araçlarını hattâ bugünkü fikriyatını demiryolu haricinde yaygınlaştırabilmek zordur. Demiryolu refah ve uygarlık yoludur."
"Medeniyetin coşkun seli karşısında mukavemet boşunadır ve o, gafil ve itaatsizler hakkında çok amansızdır. Dağları delen, göklerde uçan, göze görünmeyen zerrelerden yıldızlara kadar herşeyi gören, aydınlatan, tetkik eden medeniyetin kudret ve yüksekliği karşısında ortaçağa ait zihniyetle, iptidaî uydurma hikâyelerle yürümeye çalışan milletler mahvolmağa veya hiç olmazsa esir ve aşağı olmağa mahkûmdurlar. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti halkı, yenileşen ve olgun bir kütle olarak ilelebet yaşamağa karar vermiş, esaret zincirlerini ise tarihte görülmemiş kahramanlıklarla parça parça etmiştir."
"Medeniyetin coşkun seli karşısında mukavemet boşunadır. O, gafil ve itaatsizler hakkında çok amansız davranır."
"Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için yeterlidir."
"Medeniyetin esası, gelişme ve gücün temeli aile hayatındadır. Bu hayatta fenalık, muhakkak sosyal, ekonomik, siyasal güçsüzlüğe sebep olur. Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurların doğal haklarına sahip olmaları, aile görevlerini başaracak güçte olmaları gereklidir."
"Mekteplerde öğretim vazifesinin itimada şayan ellere teslimini, memleket evlâdının, o vazifeyi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak, üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini temin için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, derece derece ilerlemeye ve her halde refah teminine müsait bir meslek haline konulmalıdır. Dünyanın her tarafında öğretmenler, toplumun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır."
"Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelâde politikacılıkla milleti parçalamak, hıyanettir."
"Memleket işlerinde, millet işlerinde, hakikî işlerde duygulara, hatıra, dostluğa bakılmaz."
"Memleket mutlaka asrî, medenî ve yepyeni olacaktır. Bizim için bu, hayat dâvasıdır. Bütün fedakârlığımızın faydalı bir sonuç vermesi buna bağlıdır. Türkiye, ya yeni fikirle donatılmış, namuslu bir idare olacaktır, veyahut olamıyacaktır. Halk ile çok temasım vardır. O saf kitle, bilmezsiniz, ne kadar yenilik taraftarıdır."
"Memleket ve millet hizmetlerinde baş olmak isteyenlerin ilham kaynağı, milletin hakikî hisleri ve emelleridir. Bizim anılmağa değer bir hareketimiz varsa o da milletin duygu ve eğilimlerinde varlığına temas etmeğe çalışmaktan ibarettir. Her türlü muvaffakiyet sırrının, her nevi kuvvetin, kudretin hakikî kaynağının, milletin kendisi olduğuna kanaatimiz tamdır."
"Memleketi ilim, kültür, iktisat ve bayındırlık sahasında da yükseltmek, milletimizin her hususta pek verimli olan kabiliyetlerini geliştirmek, gelecek nesillere sağlam, değişmez ve olumlu bir karakter vermek lâzımdır. Bu kutsal amaçları elde etmek için savaşan aydın kuvvetlerin arasında öğretmenler en mühim ve nazik yeri almaktadırlar."
"Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir : biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi yetiştirdik : çünkü topraklarımız çoktur, iyi asker yetiştirdik : Çünkü o topraklara kasteden düşmanlar fazladır. O toprakları sürenler, o toprakları koruyanlar hep sizlersiniz."
"Memleketimizde yapılması lâzım devletin, esas konusu çiftçiliktir. Tüketici yaşamak iyi değildir, üretici olalım."
"Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmamız Türkiye’de çağdaş, doyayısıyla batılı bir hükümet meydana getirmektir. Medenîyete girmek arzu edip de, batıya yönelmemiş millet hangisidir?Bir istikamette yürümek azminde olan ve hareketinin ayağında bağlı zincirlerle güçleştirildiğini gören insan ne yapar? Zincirleri kırar, yürür."
"Memleketimizi demiryolları ile ve üzerinde otomobiller çalışır muntazam yollarla şebeke haline getirmek mecburiyetindeyiz. Çünkü Batının ve dünyanın araçları bunlar oldukça, trenler oldukça, bunlara karşı merkepler ve kağnı ile ve tabiî yollar üzerinde yarışa girişmenin imkânı yoktur.
"Memleketimizi hiçbir hak ve adalete dayanmayarak çiğnemek ve çiğnetmek teşebbüsü, muzaffer ordumuzun fedakarane ve cansiperane gayretiyle layık olduğu başarısızlığa uğratılmış ve milletimiz, tarihin nadir kaydettiği bir zafer kazanarak sevgili yurdumuzu kurtarmıştır."
"Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalinin yoğuran kültür ordusu. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir, verimlidir, saygıdeğerdir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha kıymetlidir, hangisi diğerine üstün tutulur? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatîdir."
"Memleketimizin zulmen uğradığı tahribatı imar ve senelerden beri türlü türlü engeller altında baskı uygulanan ekonomi hayatımızın meşru gelişimini temin ve fen ve irfan içinde çalışkan bir hayata kavuşturmak barış şartlarımızdır."
"Memleketin başında ortaçağın en insafsız belâsı olarak hâlâ musallat duran aşarın kaldırılmasını yüce meclise teklif edebilecek bir ekonomik seviyeye Cumhuriyet idaresinin bir senede ulaşmış olması, cidden memnuniyet vericidir."
"Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür. "
"Memleketin ellide biri değil, her tarafı tahrip edilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu toprakların üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız."
"Memleketin genel hayatında orduyu siyasetten tecrit etmek ilkesi, Cumhuriyetin daima söz ettiği bir esas noktadır. Şimdiye kadar takip olunan bu yolda, Cumhuriyet orduları, vatanın emin ve metin hâmisi olarak hürmet ve kuvvet mevkiinde kalmışlardır."
"Memleketin ve inkılâbın içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lâzımdır."
"Memleketin, fikrî ve ekonomik gelişmede, yüksek ilerleme sahası olmasına çalışmak, idealimizdir. Fakat bu gelişmenin, medenî ve millî sınırlar haricinde cereyan almasını prensiplerimize uygun bulamayız."
"Memlekette Cumhuriyet devrinin kendi zihniyet ve ahlâkını taşıyan basını yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir. Bir taraftan geçmiş devirler gazetelerinin ve müntesiplerinin ıslahı imkânsız olanları milletin nazarında belirirken öte taraftan Cumhuriyet basınının temiz ve feyizli sahası genişleyip yükselmektedir. Büyük ve necip milletimizin yeni çalışma ve medeniyet hayatını kolaylaştırıp teşvik edecek işte ancak bu zihniyetteki basın olacaktır."
"Mensup oldugum Türk milletinin san ve serefi varsa, benim de bir ferdi olmak sifatiyla sanim ve serefim vardir."
"Meseleleri hadiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak lazımdır."
"Mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır."
"Millet bizi buraya gönderdi. Fakat, ömür boyunca biz burada ve bu milletin yönetimini ve egemenliğini mirasa konmuş gibi temsil etmek için toplanmış değiliz."
"Millet için ve milletçe yapılan işlerin hâtırası her türlü hâtıraların üstünde tutulmazsa millî tarih mefhumunun kıymetini takdir etmek mümkün olamaz."
"Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. Kurtuluş Savası'nda benim de milletime ettiğim bir takım hizmetler olmuştur zannederim. Fakat, bunlardan, hiçbirini kendime mâletmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir irkin ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lazım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük islerimiz vardır. İlmi araştırmalar da bunlar arasındadır. Benim arkadaşlarıma tavsiyem sudur: Şahsiniz için değil fakat mensup olduğumuz millet için elbirliği ile çalısalım. Çalışmaların en büyüğü budur."
"Millet tarafından, millet adına, devleti idareye yetkili kılınanlar için, gerektiği zaman, millete hesap vermek, mecburiyeti, lâubalilik ve keyfî hareketle uzlaşamaz."
"Millet ve biz yok, birlik halinde millet var. Biz ve millet ayrı ayrı şeyler değiliz. Ve şunu kat'i olarak söyleyeyim ki bir millet, varlığı ve bağımsızlığı için herşeye girişir ve bu gaye uğrunda her fedakârlığı yaparsa, muvaffak olmaması mümkün değildir. Elbette muvaffak olur. Muvaffak olamaz ise o millet ölmüş demektir. Şu halde millet yaşadıkça ve her türlü fedakârlıkta bulundukça muvaffak olamaması hatıra gelmez ve böyle bir şey söz konusu olamaz."
"Millet, beynelmilel umumî mücadele sahasında hayat sebebi ve kuvvet sebebi olacak ilim ve vasıtanın ancak çağdaş medeniyette bulunabileceğini bir değişmez gerçek olarak prensip saymıştır."
"Millet, kemal-i azimle içtimai ve fikrî tekâmülle çalışırken onu bundan alıkoyacak dahilî ve haricî maniaların karşısında kuvvetli, kudretli ve büyük görevini müdrik kahraman ordumuzun hazır bulunduğunu düşünerek müsterih olabilir."
"Millet, milletlerarası umumi mücadele sahasında hayat sebebi ve kuvvet sebebi olacak ilim ve vasıtanın ancak muasır medeniyette bulunabileceğini, sabit olmuş bir hakikat diye benimsemiştir."
"Millet, muasır medeniyetin bütün milletlere temin ettiği hayat ve vasıtaları, esasta ve şekilde aynen ve tamamen gerçekleştirmeye kati karar vermiştir. Millet, yenilik ve ıslahat sahasında gösterdiği gayretlerin asırlardan beri olduğu gibi, türlü yalan ve dolanla biran bile durmasına müsaade etmemek azmindedir."
"Millet, saydığım değişiklikler ve inkılapların tabii ve zaruri icabı olarak umumi iradesinde ve bütün kanunlarında, ancak dünya ihtiyaçlarından mülhem ve ihtiyacın değişmesiyle değişip gelişmesi esas olan dünyevi bir idare zihniyetini hayat düsturu saymıştır."
"Millete efendilik yoktur. Ona hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur."
"Milleti idarede prensibimiz, milletin müşterek ve umumî fikir ve eğilimlerine uymaktır. Bu fikir ve eğilimlerin hakikî ve ciddi olabilmesi, milletin maddî ve manevî ihtiyaç kaynaklarından gelmesine bağlıdır."
"Milleti kendi benliğine sahip yapmayan, milleti asırlarca kendi hakkında gafil bulunduran hep bu cehalettir. Hükümdarların, şunun, bunun, milleti esir gibi, köle gibi kullanmaları, bütün vatanı kendi özel mülkleri gibi düşünmeleri, hep milletin bu bilgisizliğinden istifade edilmek sayesinde idi. Gerçek kurtuluşu istiyorsak, herşeyden evvel, bütün kuvvetimiz, bütün süratimizle bu cehaleti ortadan kaldırmaya mecburuz."
"Milleti ve içtimai zemini hazırlamadan inkilaplar yapılamaz."
"Milleti, aklımızın ermediği, yapmak kudret ve kabiliyetini kendimizde görmediğimiz hususlar hakkında kandırarak geçici teveccühler elde etmeye tenezzül etmeyiz. Millete, âdi politikacılar gibi yalancı vaadlerde bulunmaktan nefret ederiz."
"Milletimi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmakla gurur duyuyorum."
"Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki emeklerini asrî, iktisadî tedbirlerle azamî haddine çıkarmalıyız. Köylünün çalışmalarının netice ve semeresini kendi menfaati lehine azamî haddine yükseltmek, istisadî siyasetimizin temel taşıdır."
"Milletimiz çok büyük elemler, mağlûbiyetler, facialar görmüştür. Bütün olanlardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa bunun temel sebebi şundandır: "Çünkü Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sapanla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin büyük ekseriyeti çiftçi olmasaydı biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktır."
"Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez."
"Milletimiz daha da dindar olmalıdır diyorum.Ama bütün sadelik ve güzelliği ile.Dinime,bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum.Şuura aykırı ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor.
"Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur."
"Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalb ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz."
"Milletimiz her güçlük ve zorluk karşısında, durmadan ilerlemekte ve yükselmektedir. Büyük Türk Milletinin bu yoldaki hızını, her vasıtayla arttırmaya çalışmak, bizim hepimizin en kutlu vazifemizdir."
"Milletimiz, kuvvetli karakter, sarsılmaz sistem, ateşli milliyetçilik, iktisadî muvaffakiyetlerden doğup çoğalacak imkânlarla da kuvvetlendirilmelidir."
"Milletimiz, tek bir vücut gibi gösterdiği birlik ve gayret sayesinde başarıya ulaşmıştır."
"Milletimizi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmakla övünç duyuyorum. "Yapacağım. Yapacağız. Yapabiliriz" dediğim zaman onların gerçekten yapabileceğime inanmıştır. Nitekim Sakarya Muharebesi başlamadan evvel "Düşmanı memleketimiz içinde boğacağız" demiştim. Bana bazı mühim sayılan yerlerden müracaatlar vâki olarak "milleti beyhude yere kırdırmayınız" demişler; Romenlerden, Bulgarlardan, Yunanlılardan bahsederek kurtuluşumuzu geleceğe bırakmanın uygun olacağını söylemişlerdi. Fakat milletin kabiliyetini, imanını gözönüne alarak onlara "Hayır, yapacağız!" demiştim. Şimdi de milleti refaha, ilerlemeye, memleketi mutluluğa sevketmek için mevcut kabiliyetimizi gözönünde alarak "Bunu da yapacağız!" diyorum."
"Milletimizin bugünkü yönetimi gerçek özelliği ile bir halk yönetimidir."
"Milletimizin kuvvetli seciyesi, sarsılmaz iradesi, ateşli milliyetçiliği, iktisadi muvaffakiyetinden doğacak feyizlerle de lârünüz, altı kaval üstü şişane diye ifade olunabilecek bir kıyafet, ne millîdir ve ne de beynelmileldir. O halde kıyafetsiz bir millet olur mu, arkadaşlar? Böyle nitelendirilmeye razı mısınız, arkadaşlar? Çok kıymetli bir cevheri çamurla sıvayıp dünyaya göstermekte mâna var mıdır? Bu çamurun içinde cevher gizlidir, anlamıyorsunuz, demek doğru mudur? Cevheri gösterebilmek için çamuru atmak elzemdir, tabiîdir. Cevherin muhafazası için bir kap yapmak lâzımsa onu altından veya plâtinden yapmak gerekmez mi? Bu kadar açık gerçek karşısında tereddüt doğru mudur? Bizi tereddüde sevkedenler varsa onların ahmaklık ve kalınkafalığına karar vermekte hâlâ mı tereddüt edeceğiz?"
"Milletimizin saf karakteri yetenekle doludur. Ancak bu doğuştan gelen yeteneği geliştirebilecek metodlarla donanmış vatandaşlar lazımdır."
"Milletimizin siyasî, toplumsal hayatında, milletimizin fikrî terbiyesinde rehberimiz ilim ve teknik olacaktır. Mektep sayesinde, mektebin vereceği ilim ve teknik sayesindedir ki Türk milleti, Türk sanatı, ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı, bütün güzelliğiyle gelişir."
"Milletimizin, güçlü, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesi için, devletin tamamen milli bir siyaset izlemesi ve bu siyasetin, iç kuruluşlarımıza tamamen uygun ve dayalı olması lâzımdır. Millî siyaset dediğim zaman, kastettiğim mâna ve anlam şudur: Millî sınırlarımız içinde, her şeyden evvel kendi kuvvetimize dayanıp varlığımızı koru***** millet ve memleketin gerçek mutluluğuna ve bayındırlığına çalışmak... Genel olarak erişilemeyecek hayalî emeller peşinde milleti uğraştırmamak ve zarara sokmamak... Medenî dünyadan, medenî ve insanî davranış ve karşılıklı dostluk beklemektir."
"Milletin kaynağı toplum hayatinin esasi olan kadın ancak faziletli olursa görevini yerine getirebilir."
"Milletin kaynağı, toplumsal hayatın temeli olan kadın ancak faziletli olursa görevini yerine getirebilir."
"Milletin mukadderatını doğrudan doğruya üzerine alarak karamsarlık yerine ümit, perişanlık yerine düzen, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskaca bir varlık çıkaran meclisimizin, yiğit ve kahraman ordularının başında bir asker sadakat ve itaatiyle emirlerinizi yerine getirmiş olduğumdan dolayı, bir insan kalbinin nadiren duyabileceği bir memnuniyet içindeyim. Kalbim bu sevinçle dolu olarak, pek aziz ve muhterem arkadaşlarımı, bütün dünyaya karşı temsil ettikleri hürriyet ve bağımsızlık fikrinin zaferinden dolayı tebrik ediyorum."
"Milletin saltanat ve hakimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisidir."
"Milletin sevgisi kadar büyük mükafat yoktur."
"Milletin toplumsal düzen ve sükûnu, hal ve istikbalde refahı, saadeti, selâmeti ve masumiyeti, medeniyette ilerleme ve yükselmesi için insanlardan, her hususta alâka, gayret, nefsin feragatini ve icabettiği zaman seve seve nefsinin fedasını talep eden, millî ahlâktır. Mükemmel bir millette, millî ahlâkiyet icapları, o millet fertleri tarafından âdeta muhakeme edilmeksizin vicdanî, hissî bir şevkle yapılır. En büyük millî heyecan işte budur."
"Milletin uyanıklığına, milletin ilerleme ve gelişme istidadına güvenerek, milletin azminden asla şüphe etmeyerek Cumhuriyetin bütün gereklerini yapacağız. Birçok güçlükler ve engeller karşısında bulunduğumuzu biliyoruz. Bunların hepsini tetkik ile, azim ve iman ile ve millet aşkının sarsılmaz kuvvetiyle birer birer çözüp sonuçlandıracağız. O millet aşkı ki herşeye rağmen sinemizde sönmez bir kuvvet, dayanıklılık ve ateş kaynağıdır."
"Milletin varlığını devam ettirmek için fertleri arasında düşündüğü müşterek bağ, asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini değiştirmiş, yani millet, dinî ve mezhebî bağlar yerine Türk milliyeti bağı ile fertlerini toplamıştır."
"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet adını almak istidadını kazanmamıştır. Ona alelâde bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır."
"Milletleri yükselten bu özelliklere bir etken daha ilâve edelim: İntikam hissi... Milletlerin kalbinde intikam hissi olmalı. Bu alelâde bir intikam değil, hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların zararlarını yoketmeye yönelen bir intikamdır. Bütün dünya bilmeli ki, karşımızda böyle bir düşman oldukça onu affetmek elimizden gelmez ve gelmeyecektir. Düşmana merhamet acizlik ve zaaftır. Bu, insaniyet göstermek değil, insanlık özelliğinin yokoluşunu ilân etmektir."
"Milletlerin tarihinde bazı devirler vardır ki, muayyen maksatlara erebilmek için maddî ve manevi ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı istikamete yöneltmek lâzım gelir. Yakın senelerde milletimiz böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin mühim neticelerini kavramıştır."
"Millî ahlâkımız, medenî esaslarla ve hür fikirlerle beslenmeli ve takviye olunmalıdır. Bu çok mühimdir; bilhassa dikkatinizi çekerim. Tehdit esasına dayanan ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka itimada da lâyık değildir."
"Milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avı olacaklardır."
"Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür."
"Millî dava ancak bu inan, bu irade ve azimle gerçekleştirilecektir. Yaşaması ve muzaffer olması gereken değersiz şahıslarımız değil, millî kurtuluşu temin edecek olan fikirlerdir."
"Millî egemenlik esası üzerinde idare edilen medeni devletlerde, kabul edilmiş ve fiilen geçerli bulunan esas; milletin genel isteklerini en çok temsil eden ve bu isteklerin bağlı olduğu menfaat ve gerekleri, en yüksek kudretle ve selâhiyetle yapabilecek siyasî grubun, devlet işlerinin idaresini üzerine alması ve bu mesuliyeti en yüksek liderinin omuzuna bırakması prensibinden ibarettir."
"Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar. "
"Millî egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun."
"Millî ekonominin temeli ziraattir. Bunun içindirki, ziraatte kalkınmıya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu maksada erişmeyi kolaylaştıracaktır."
"Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir."
"Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. "
"Millî irade kendi istikametinde bir nehir gibi coşup taşacaktır. Mücadeleyi her noktasından düşünerek uyanış ve coşkunluk hasıl olmuştur. Sadece dayanıklı olmak ve vazifede kusur etmemek temel şarttır."
"Millî kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyetinin temel dileği olarak temin edeceğiz."
"Milli mücadelelere şahsi hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur."
"Millî mücadelenin maksat ve gayesi tam istiklâlini ve kayıtsız-şartsız egemenliğini sağlamak ve sürdürmektir. Millet, dış istiklâlini kazanmak için, lâzım gelen hattı hareketini misakı millî ile ifa etmiştir. Millî hakimiyetini elde edebilmek için, takibi lâzım gelen hareket hattını da Teşkilâtı Esasiye Kanunu ile tesbit etmiştir."
"Millî mücadeleyi yapan, doğrudan doğruya milletin kendisidir, milletin evlâtlarıdır. Millet, analarıyla, babalarıyla, hemşireleriyle mücadeleyi kendisine ülkü edindi. Millî mücadelede şahsî hırs değil, millî ülkü, milli izzetinefis hakiki etken olmuştur."
"Millî müdafaamızı; düşmanların bayrakları, babalarımızın ocakları üstünden çekilinceye kadar terkedemeyiz. İstanbul mabedleri etrafında düşman askerleri gezdikçe, öz vatan toprakları üstünden yabancı adamların ayakları çekilmedikçe biz mücadelemize devam etmeye mecburuz. Kendi hükûmetimizin idaresi altında bedbaht ve fakir yaşamak, yabancı esareti bahasına nail olacağımız huzur ve mutluluktan bin kere üstündür."
"Millî seciyeyi derin tarihimizin ilham ettiği yüksek derecelere çıkarmak heyecanla takip ettiğimiz büyük emellerimizdendir."
"Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz."
"Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her seyden önce ve kesinlikle Türkçe konusmalidir. Türkçe konusmayan bir insan Türk kültürüne, topluguna bagliligini iddia ederse buna inanmak dogru olmaz."
"Mualimler ! Yeni nesil, Cumhuriyetin fedakâr öğretmenleri ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır. "
"Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muharebesinde en büyük bir komutanın yapabileceği bir plânı nasıl düşünür ve tatbik edebilir?"
"Muvaffak olmak için her türlü yardımdan ziyade bütün milletçe sporun mahiyeti, kıymeti anlaşılmak ve ona kalbten sevgi göstermek, onu vatanî vazife sayma lâzımdır."
"Mühim bir vazifenin yapılışında benden evvel işe girişen, millet olmuştur. Benim şu veya bu sebeple tehir ettiğim mühim vazifeyi millet bana ihtar etmiş ve yaptırmıştır. Bunu milletin müşterek ruhundaki yükseklik ve erginliğe parlak bir misal olarak anmayalım."
"Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir. "
"Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklalden mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık sayılamaz. Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya  mahkumdurlar"
"Ne mutlu "Türküm" diyene."
"Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk iktisadiyatı, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir. Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür."
"Okul, genç beyinlere insalığa saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, bağımsızlık onurunu öğretir."
"Onlar, kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkân kalmayacak surette muhafazasının mecburî kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet idaresi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir."
"Onun için, bir yandan çiftçinin emeğini arttıracak ve semereli kılacak bilgi, vasıta ve fennî aletlerin kullanma ve yapılmasına, öte yandan onun çalışmalarının neticelerinden azamî derecede faydalanmasını temin edecek iktisadî tedbirlerin alınmasına çalışmak lâzımdır."
"Onun için, hepimiz büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle ebediyen taziz ve takdis edelim."
"Ordu, Türk Ordusu... Bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad…"
"Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri ! "
"Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir."
"Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların, yenilmesi imkansız teminatıdır."
"Osmanlı Devleti'nin temelleri çökmüş, ömrü tamam olmuştu. Osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk'ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son mesele bunun da taksimini teminle uğraşılmaktan ibaretti. Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükûmet, bunlar hepsi anlamı kalmamış birtakım mânasız sözlerden ibarettir. O halde ciddi ve hakiki karar ne olabilirdi?"
"Otuz Ağustosta sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk milletinin yanımda bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve son muharebedir. Bir insan kendini, milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eğer ben, açıklamakta zayıf kalırsam beni hoş görünüz."
"Oysa, Türk'ün haysiyet ve kendine inanı ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!"
"Ögretmenler, hiç bir zaman düşüncelerinizden çıkmasın ki cumhuriyet sizden "fikri hur, vicdani hür, irfanı hür" nesiller ister."
"Öğretmen, yıllar sonra ödülünü alır."
"Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister."
"Öğretmenler! Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve ordularınızın zaferi için yalnız ortam hazırlar. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız ve sürdüreceksiniz ve kesinlikle başarılı olacaksınız."
"Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir."
"Önem ve yüceliği cihan medeniyetinde açıkça kendisi gösteren basına, hükümetimizin birinci derecede önem vermesi; bu hususta sarf edeceği mesaiyi, millete ifa ile mükellef olduğu hayırlı hizmetlerin baş tarafına koyması yüksek Meclisin kesinlikle isteyeceği hususlardandır."
"Önemli bir hâdise de Balkan Paktı’dır. Dört devlet; kendi güvenleri için ve Balkanların, karışma ve karıştırma konusu olmaktan çıkması için içten bir kanaatle birbirlerine bağlanmışlardır. Balkanlı bağlaşıklarımızla gittikçe artan bir beraberlik ve dayanışma siyasası güdüyoruz."
"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin , namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım."
"Partimizin takip ettiği program, bir yönden tamamıyla demokratik, halkçı bir program olmakla beraber iktisadî açıdan devletçidir. Bu itibarla partimize dayanmakta olan cumhuriyet hükümetinin bütün açılardan vatandaşların hayatıyla, istikbâliyle ve refahıyla ilgilenmesi doğaldır. Halkımız huy olarak devletçidir ki, her türlü ihtiyacı devletten istemeyi kendisinde bir hak görüyor."
"Peygamberimiz tilmizlerine dünya milletlerine İslamiyeti kabul ettirmelerini emretti, bu milletlerin hükümeti başına geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiştir."
"Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. "
"Sağlık konusundaki çalışmalarımızın mühim bir kısmı bulaşıcı hastalıkların önlenmesine ve yayılmasının durdurulmasına sarfedildi. Bu türlü hastalıklardan yalnız çiçek ve lekeli humma bazı bölgelerde sınırlı bir şekilde yayılma eğilimi göstermiş ise de vaktiyle alınmış olan ve devam edilen önleyici ve koruyucu tedbirlerle önlerine geçilmiştir."
"Sağlık ve sosyal yardım hususlarında takibettiğimiz gaye şudur: Milletimizin sıhhatinin korunması ve takviyesi, ölümün azaltılması, nüfusun arttırılması, bulaşıcı ve salgın hastalıkların etkisiz hale getirilmesi, bu suretle millet fertlerinin dinç ve çalışmaya kabiliyetli bir halde sıhhatli vücutlar olarak yetiştirilmesi..."
"Sakarya boyunda biz bütün memleket, bütün varlığımız ve istiklâlimiz pahasına denecek kadar ehemmiyetli büyük bir muharebeye giriştik. 21 gün, 21 gece bir milletin istilâ ve yağma fikri birbiriyle boğuştu."
"Saltanat devrinden Cumhuriyet devrine geçebilmek için herkesin bildiği gibi, bir geçiş devresi yaşadık. Bu devirde, iki fikir ve görüş, birbiriyle mütemadiyen mücadele etti. O fikirlerden biri, saltanat devrinin devam ettirilmesiydi. Bu fikrin taraftarları belli idi. Diğer fikir, saltanat idaresine son vererek cumhuriyet idaresi kurmaktı. Bu bizim fikrimizdi. Biz fikrimizi, açık söylemekte mahzur görüyorduk. Ancak görüşümüzün uygulanma kabiliyetini saklı tutup münasip zamanında tatbik edebilmek için, saltanat taraftarlarının fikirlerini tatbik sahasından uzaklaştırmak mecburiyetinde idik. Yeni kanunlar yapıldıkça, bilhassa Anayasa yapılırken, saltanat taraftarları, padişahın ve halifenin hak ve yetkilerinin belirtilmesinde ısrar ederlerdi. Biz, bunun zamanı gelmediğini veya lüzum olmadığını bildirerek o ciheti söylemeden geçmekte fayda görüyorduk."
"Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. Fikirler, şiddetle, top ve tüfekle öldürülemez."
"Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır."
"Samsun'a ayak bastıktan sonra derhal memleket ve milleti yokladım. Gördüm ki, memleketin ve milletin temayülü istiklâl müdafaasında tereddüt edenleri utanılır mevkiinde bırakabilecek mahiyettedir. Filhakika iki seneden beri bütün dünyanın şahit olduğu olaylar düşüncelerimde isabet ve milletin azim ve imânında hakikî salâbet olduğunu ispat etti."
"Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır."
"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."
"Sarık ve cüppeyle artık dünyada muvaffak olmanın imkanı yoktur. Yaptığımız muazzam inkilaplarla medeni bir millet olduğumuzu cihana ispat ettik."
"Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur."
"Seyahatim esnasında köylerde değil bilhassa kasaba ve şehirlerde kadın arkadaşlarımızın yüzlerini ve gözlerini çok yoğun ve itina ile kapatmakta olduklarını gördüm. Erkek arkadaşlar, bu biraz bizim bencilliğimizin eseridir. Çok iffetli ve dikkatli olduğumuzun gereğidir. Fakat muhterem arkadaşlar, kadınlarımız da bizim gibi kavrayışlı ve düşünür insanlardır. Onlara ahlâka ait kutsal kavramları telkin etmek, millî ahlâkımızı anlatmak ve onların dimağını nur ile, temizlikle donatmak esası üzerinde bulunduktan sonra fazla bencilliğe lüzum kalmaz. Onlar yüzlerini cihana göstersinler. Ve gözleriyle cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak bir şey yoktur."
"Silâhı ile olduğu gibi aklı ile de mücadele mecburiyetinde olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti, ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Milletimizin sâf seciyesi istidat ile doludur.
"Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadî zaferlerle desteklenmezse payidar olamaz, az zamanda söner."
"Siz hangi asîl ailedensiniz?" Attillâ da ona cevap vermiş: "Ben asîl bir milletin evlâdıyım!" İşte benim cevabım da size budur!"
"Size Bomba sırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperlerimiz arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulamamacasına tamamen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar gıptaya şayan bir itidal ve tevekkülle, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok. Okumak bilenler ellerinde Kur'anı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler, kelimei şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şaşılacak ve övülecek bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur."
"Sizin gibi kumandanları, subayları ve erleri olan bir millet için yâd elleri altında köle olmak mümkün değildir."
"Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum."
"Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir."
"Söz söyleyen arkadaşlarımızdan biri bana nereden ilham ve kuvvet aldığımı sordu. Arkadaşlarımızın sorduğu ilham ve kuvvet kaynağı, milletin kendisidir. Milletin müşterek eğilimi, umumî fikri olduğunu inkâr edenler de vardır. Bu gibileri, hepiniz çok işitmişsinizdir. Bu gibiler memleket ve milletle alâkasız, dalgın insanlardır. Memleketimizin ve milletimizin başına gelmiş olan bunca felâketler hiç şüphe etmemelidirki, bu dalgın insanların memleketin talihini ve iradesine ellerinde tutmuş olmalarından ileri gelmiştir."
"Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılamaz. İdrak ve zekâ, ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim."
"Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatan görev saymak gerekir."
"Subaylarımızın kahramanlıkları hakkında söyliyecek söz bulamam, yalnız ifadede isabet edebilmek için diyebilirim ki, bu muharebe subay muharebesi olmuştur. Bu sebeple subay arkadaşlarımın en ufak rütbelisinden en büyük rütbelisine kadar kıymet ve fedakârlıklarını bütün kalb ve vicdanımla ve takdirlerle yadeylerim. Fertlerimizi methüsenadan çok yüksek görürüm. Zaten bu milletin evlâdı başka türlü tasavvur edilemez. Bu milletin evlâtlarının fedakârlıkları, kahramanlıkları için ölçü bulunamaz. Askerlerimiz hakkında yeni bir şey ilâve etmek isterim: Kahraman Türk askeri, Anadolu muharebelerinin mânasını anlamış, yeni bir ülkü ile muharebe etmiştir."
"Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler kazanmaya devam edeceğiz. "
"Şimdiye kadar takibolunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin gerilemesinde en mühim etken olduğu kanaatindeyim. Onun için millî terbiye programından bahsederken eski devrin hurafatından ve yaradılışımızla hiç de münasebetli olmayan yabancı fikirlerden, Doğudan ve Batıdan gelen tesirlerden tamamen uzak millî seciye ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyorum. Çünkü millî dâvamızın inkişafı ancak böyle bir kültür ile temin olunabilir. Lâlettayin bir yabancı kültürü şimdiye kadar izlenen yabancı kültürlerin neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür zeminle mütenasiptir. O zemin milletin seciyesidir."
"Şimdiye kadar yaptığımız işlerde ve aldığımız kararlarda bizi aldatan ve millet aleyhine neticelenen hiçbir şeyimiz yoktur ve gösterilemez. Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya, mesut ve refahlı kılmaya çalışacağız ve bunu yapmağa mecburuz."
"Şu anda batıl itikatlardan oluşan ikinci bir din mevcuttur.Fakat bu cahiller sırası gelince aydınlatılacaktır."
"Şu bilinsin ki, biz yabancılara karşı herhangi hasmane bir his beslemediğimiz gibi, onlarla samimâne münasebetlerde bulunmak arzusundayız. Türkler bütün medenî milletlerin dostlarıdır. Yabancılar memleketimize gelsinler; bize zarar vermemek, hürriyetlerimize güçlükler çıkarmaya çalışmamak şartiyle burada daima iyi kabul göreceklerdir. Maksadımız yeniden yakınlık meydana getirmek, bizi başka milletlere bağlıyan ilgileri arttırmaktır. Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin gelişmesi için de bu yegâne medeniyete iştirak etmesi lâzımdır. Osmanlı İmparatorluğunu çöküşü, Batıya karşı elde ettiği zaferlerden çok mağrur olarak, kendisini Avrupa milletlerine bağlayan ilişkileri kestiği gün başlamıştır. Bu bir hatâ idi, bunu tekrar etmeyeceğiz."
"Şuna da inanıyorum ki, eğer devamlı barış isteniyorsa, kütlelerin vaziyetlerini iyileştirecek beynelmilel tedbirler alınmalıdır. İnsanlığın bütününün refahı, açlık ve baskının yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, kıskançlık, aç gözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmelidir."
"Şunu bir gerçek olarak biliniz ki, şeref hiçbir vakit bir adamın değil, bütün milletindir. Eğer yapılan işler mühimse, gösterilen muvaffakiyetler belli ise, inkılâplar dikkati çekici ise her fert kendini tebrik etmelidir. Çünkü böyle büyük şeyleri ancak çok kabiliyetli olan büyük milletler yapabilir ve bu milletin her ferdi, böyle en kabiliyetli ve büyük bir millete mensup olduğunu düşünerek kendini tebrik etsin."
"Taassup cahilliğe dayanır. Bundan dolayı taassubu olan cahildir. İlim mutlaka cahilliği yener, o halde halkı aydınlatmak lazımdır."
"Takdir etmelisiniz ki, doğuda ikâmetgâh seçimine mecbur olduğumuz için, ırkımızın beşiği ile alâkadar olması nedeniyle mümkün olduğu kadar yakın batıda bir ikametgâh seçtik. Fakat vücutlarımız doğuda ise fikirlerimiz batıya doğru yönelik kalmıştır."
"Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz."
"Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür."
"Tam bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temelidir. Bu vazife, bütün millete ve tarihe karşı yüklenilmiştir. Bu vazifeyi yüklenirken, tatbik kabiliyeti hakkında şüphe yok ki çok düşündük. Fakat netice olarak edindiğimiz görüş ve iman, bunda, muvaffak olabileceğimize dairdir. Biz, böyle işe başlamış adamlarız. Bizden evvelkilerin işledikleri hatalar yüzünden, milletimiz sözde mevcut zannolunan bağımsızlığında kayıtlı bulunuyordu. Şimdiye kadar Türkiye'yi, medeniyet dünyasında kusurlu gösteren neler düşünülebilirse, hep bu hatadan ve bu hataya uymadan doğmaktadır. Bu hataya uyma neticesi; mutlaka, memleket ve milletin bütün haysiyetinden ve bütün yaşama kabiliyetinden soyunma ve uzaklaşmasını gerektirebilir. Biz; yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz. Bir hataya uyma yüzünden bu özelliklerden mahrum kalmaya tahammül edemeyiz. Bilgin, cahil, istisnasız bütün millet fertleri, belki içinde bulundukları güçlükleri tamamen anlamaksızın, bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir. O nokta; tam bağımsızlığımızın temini ve devam ettirilmesidir."
"Tanrı birdir, büyüktür…Biliriz ki, Allah dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasınlar diye yaratmıştır. Ve âzami derecede faydalanabilmek için de, bugün kâinattan esirgediği zekâyı, aklı insanlara vermiştir."
"Tarih ne güzel aynadır. İnsanlar, özellikle ahlâkta gelişmemiş kavimler, en büyük kutsal kavramlar karşısında bile hasis duygulara tâbi olmaktan nefislerini men edemiyor. Tarihin sinesine geçen büyük hâdiselerde, bu hâdiseler içinde âmil ve fâil olanların hal, hareket ve muameleleri onların ahlâk seviyelerini ne açık gösterir."
"Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanı şaşırtacak bir nitelik alır."
"Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkar etmez."
"Tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu küçük harbte bile askerî dehâsı kadar siyasî görüşüyle de yükselen bir insanı, cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen cahil serseriler, bizim tarih çalışmamıza katılamazlar. Muhammed bu harb sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmadan, galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde müslümanlık diye bir varlık görülemezdi."
"Tarih, milletlerin yükselme ve alçalma sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, içtimaî sebepler bulmakta ve saymaktadır. Şüphe yok, bütün bu sebepler içtimaî hâdiseler üzerinde tesir yaparlar. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla, yükselişiyle, alçalışıyla alâkası olan, münasebetli olan, milletin iktisadiyatıdır. Tarihin ve tecrübelerin tespit ettiği bu hakikat bizim millî hayatımızda ve millî tarihimizde de tamamen belirir. Gerçekten Türk Tarihi tetkik olunursa, bütün yükseliş ve alçalış sebeplerinin bir iktisat meselesinden başka birşey olmadığı anlaşılır."
"Tarihi yapan akıl, mantık, muhakeme değil, belki bunlardan ziyade duygulardır."
"Tarihi, vukuat, hâdisat ve müşahadat hep insanlar ve milletler arasında, hep milletin hâkim olduğunu göstermiştir. Milliyet prensibi aleyhindeki büyük mikyasta fiilî tecrübelere rağmen, yine milliyet hissinin öldürülemediği ve gene kuvvetle yaşadığı görülmektedir. Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez."
"Tarihimiz en mutlu dönemi, hükümdarlarımızın halife olmadıkları zamandır."
"Tarihimizi dolduran bunca muvaffakiyetler, zafer ve mağlûbiyetler, bozgunlar ve felâketler, bunların hepsi vukua geldikleri devirlerdeki iktisadî şartlarımızla münasebetli ve alâkalıdır. Yeni Türkiyemizi lâyık olduğu mertebeye çıkarmak için muhakkak iktisadiyatımıza birinci derecede ehemmiyet vermek mecburiyetindeyiz. Çünkü zamanımız tamamen bir iktisat devresinden başka birşey değildir."
"Tarihte birçok defa münakaşa ve ihtiras vesilesi olmuş olan Boğazlar, artık tamamiyle Türk hâkimiyeti idaresinde, yalnız ticaret ve dostluk ilişkilerinin gerçekleşme yolu haline girmiştir. Bundan böyle savaşan her hangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi yasaktır."
"Tarihte şanlar, şöhretler kazanmış pek çok insanlar millî noktadan fazilete sahip değildir. Meselâ hakikaten askerî kudret sahibi olan, Moskova'ya kadar giden, yangınlar harabeler üstünden Fransız ordusunu sürükleyip eriten Napolyon'u düşünürüz. Onun hareketleri Fransız milletinin hakiki ve millî menfaatlerine değil, kendi cihangirane emellerini tatmin içindi. Bunu tatmin için Fransa'nın milyonlarca seçkin evlâdını eritti ve nihayet hepinizin bildiğiniz âkıbete uğradı. Bizim Osmanlı tarihindeki en büyük ve şanlı görülen hareketleri de aynı noktadan tetkik, aynı mahiyette mukayese etmek mümkündür."
"Tas kirilir, Tunç erir, ama Türklük ebedidir"
"Tatbik eden, icra eden, karar verenden daima daha kuvvetlidir."
"Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir."
"Tekkeler de behemahal kapatılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti her şubede irsatlarda bulunacak kudreti haizdir. Hiçbirimiz tekkelerin irsadina muhtaç değiliz. Biz medeniyet, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz. Başka bir şey tanımıyoruz."
"Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir."
"Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kat'î mânasiyle millî egemenliğin kurulmuş bulunmasına bağlıdır. Bundan ötürü hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir. Toplumumuzda, devletimizde hürriyet sonsuzdur. Ancak onun hududu, onu sonsuz yapan esasın korunmasıyla mevcut ve çevrilidir."
"Türk aleminin en büyük düsmani komünizmdir. Her görüldügü yerde ezilmelidir."
"Türk aydınlarının kendi kendisini bilmemesinden ve başka milletlerde şu veya bu sebeple üstünlük olduğunu sanarak, kendini onlardan aşağı görmesinden doğmaktadır. Bu yanlış görüşe son vermek için Türklüğümüzü bütün asaleti ve tarihi ile tanımak ve tanıtmak şarttır."
"Türk Barış şartları, Misak-ı Millî’nin ilân edildiği gün olan 28 Ocak 1920 tarihinden beri bütün cihanca malûmdur. Bu şartlar şu suretle özetlenebilir: Türkiye’nin millî hudutları içinde siyasî ve iktisadî tam istiklâlinin tasdiki Fransa ile imzalanan 20 Aralık itilâfı Türkiye’nin, istiklâline hürmet edildikçe barışsever ve uyuşmacı olduğunu ispat eder."
"Türk budur: Yildirimdir, kasirgadir, dünyayi aydinlatan günestir."
"Türk Cumhuriyetinin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta barış, dünyada barış gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve ilerlemesinden en esaslı etken olsa gerektir. Buna elimizden geldiği kadar hizmet etmiş ve etmekte bulunmuş olmak bizim için övünülecek bir harekettir."
"TÜRK çetin isler basarmak için yaratilmistir!"
"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
"Türk çocuklarında kabiliyet her milletinkinden üstündür. Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, büsbütün Türk çocukları kendileri için lâzım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu tarihten Türk çocukları bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir."
"Türk dili, dillerin en zenginlerindendir."
"Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze, durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır."
"Türk inkılabı nedir? Bu inkılâp, kelimenin ilk anda işaret ettiği ihtilâl mânasından başka, ondan daha geniş bir değişikliği ifade etmektedir. Bugünkü devletimizin şekli, asırlardan beri gelen eski şekilleri ortadan kaldıran en gelişmiş tarz olmuştur."
"Türk kadını dünyanın en aydın ve faziletli ve en ağır kadını olmalıdır."
"Türk kadını dünyanın en münevver, en faziletli ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır siklette değil; ahlâkta, fazilette ağır, ağırbaşlı bir kadın olmalıdır. Türk kadınının vazifesi, Türk'ü zihniyetiyle, bazusiyle, azmiyle koruma ve müdafaaya gücü yeter nesiller yetiştirmektir. Milletin kaynağı, sosyal hayatın esası olan kadın, ancak faziletli olursa vazifesini yapabilir. Herhalde kadın çok yüksek olmalıdır."
"Türk köylüsünü 'Efendi' yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri, devlet işleri görülemez; millet ve devlet şeref ve bağımsızlığı temin edilemez."
"Türk kumandanları, kumanda etmesini, Türk askeri ölmesini bildi. Harbi kazanışımızın sırrı bundan ibarettir."
"Türk milleti anadan doğma sportmendir. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerlerinde güreşirlerken görürsünüz. Ata en çok ve en iyi binen yalnız Türk erkekler değildir; Türk kadını da bu işi bilir."
"Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hürolmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır."
"Türk milleti büyük bir arslandır. Biz hepimiz onun tüyleri arasına sıkışmış ve sığınmış göz ile görülmez küçük varlıklarız. O arslanın büyük hareketleri ve hamleleri ise inkılâp hareketleri ve hamleleridir. Bu arslanı tahrik edebilmek... İşte bizim için iftihar edebilecek rol budur."
"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır emek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı, ilerlemeye mâni hiçbir şey ihtiva etmiyor."
"Türk milleti istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır."
"Türk milleti kahramanlıkta olduğu kadar, istidat ve liyakatte de bütün milletlerden üstündür. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölmez âbidesidir. Bu eseri meydana getiren bir milletin evlâdı, bir ordunun Başkumandanı olduğumdan daima mesut ve bahtiyarım."
"Türk milleti kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan kimseleri ve kurullan zorluk karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek onur duygusuyla doludur."
"Türk milleti kurtuluş savaşından beri, hattâ bu savaşa atılırken bile mahkûm milletlerin hürriyet ve bağımsızlık dâvalariyle ilgilenmeyi, o dâvalara yardım etmeyi benimsemiştir. Böyle olunca kendi soydaşlarının hürriyet ve bağımsızlıklarına kayıtsız davranması elbette uygun görülemez. Fakat milliyet dâvası şuursuz ve ölçüsüz bir dâva şeklinde mütalâa ve müdafaa edilmemelidir. Milliyet dâvası siyasî bir mücadele konusu olmadan önce şuurlu bir ülkü meselesidir. Şuurlu ülkü demek, müsbet ilme, ilmî usullere dayandırılmış bir hedef ve gaye demektir. O halde propagandalarda müsbet usullere müracaat etmek şarttır. Hareketlerin imkân sınırları ve sıraları mutlaka hesaba katılmalıdır. Türkiye dışında kalmış olan Türkler, ilkin kültür meseleleriyle ilgilenmelidirler. Nitekim biz Türklük dâvasını böyle bir müsbet ölçüde ele almış bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz."
"Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir."
"Türk milleti mukadderatını Büyük Millet Meclisinin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitle istikbale yönelmiştir."
"Türk milleti şuurla ve bunca bin senelerin açtığı devasız yaraları acele tedavi etmek ıstırabiyle, hakikat denilen cevheri bulmuş olduğuna inanarak, uzun adımlarla kurtuluş aramaya karar vermiştir. Bunun önüne sed çekmek isteyeceklerin âkıbeti Türkün kuvvetli ayakları altında ezilmektir."
"Türk milleti ve Cumhuriyeti ayrılmaz bir bütündür."
"Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlâtlarından ibarettir. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır."
"Türk Milleti, ancak varlığını derin ve sağlam kültür sınırlarıyla çizdikten sonradır ki onun yüksek kapasitesi ve fazileti milletlerarasında tanınır. Türk Milletine fıtrî rengini veren bu inkılâplardan herbiri çok geniş tarihi devirlerin öğünebileceği büyük işlerden sayılsa yerindedir."
"Türk milleti, güzel her şeyi, her medenî şeyi, her yüksek şeyi sever, takdir eder. Fakat muhakkaktır ki, herşeyin üstünde tapındığı bir şey varsa, o da kahramanlıktır. Bu sözlerim şüphesiz bugünkü uyanık Türk gençliğinin kulaklarında yüksek ve tesirli akisler yapacaktır. Yüksek huylarına ehemmiyetle baktığım Türk çocuklarından daha az şey istemem."
"Türk Milleti, kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan müteşebbisleri, heyetleri güçlükler karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek şeref hisleriyle donanmıştır."
"Türk milleti, millî hissi; dinî hisle değil, fakat insanî hisle yanyana düşünmekten zevk alır. Vicdanında millî hissin yanında, insanî hissin şerefli yerini daima muhafaza etmekle övünür. Çünkü Türk milleti bilir ki, bugün medeniyetin yolunda bağımsız ve fakat kendileriyle paralel yürüdüğü umum medenî milletlerle karşılıklı insanî ve medenî münasebet, elbette gelişmemize devam için lâzımdır ve yine malûmdur ki; Türk milleti, her medenî millet gibi, mazinin bütün devirlerinde keşifleriyle, yeni buluşlariyle medeniyet âlemine hizmet etmiş insanların, milletlerin kıymetini takdir ve hâtıralarını hürmetle muhafaza eder. Türk milleti, insaniyet âleminin samimî bir alisedir."
"Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır."
"Türk milletinin istidadı ve kesin kararı medeniyet yolunda, durmadan, yılmadan ilerlemektir."
"Türk Milletinin karakteri yüksektir, Türk Milleti çaliskandir, Türk Milleti zekidir."
"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir." Bunun içindir ki milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu, her zaman ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besliyerek geliştirmek milli ülkümüzdür."
"Türk milletinin kuruluşunda etkili olduğu görülen tabiî gerçekler şunlardır: a) Siyasî varlıkta birlik. B) Dil birliği. C) Yurt birliği. D) Irk ve menşe birliği. E) Tarihî karabet. F) Ahlâkî karabet."
"Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların, yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir."
"Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare Cumhuriyet idaresidir."
"Türk milletinin teşekkülünde mevcut olan bu şartlar diğer milletlerde hepsi birden yok gibidir. Daha umumî bir tarif yapabilmek için diyelim ki; bir topluma millet diyebilmek için bu şartlar, aynı zamanda bütün olarak veya kısmen, bir arada bulunmak lâzımdır. Bütün milletler tamamen aynı şartlar altında teşekkül etmemiş olduklarına göre Türk milletinde yaptığımız gibi, diğer her millet ayrı olarak mütalâa edilmedikçe, milliyet fikrini umumî ve ilmî olarak tarif etmek güçtür."
"Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve beynelmilel temas ve münasebetlerde, bütün muasır milletlere muvazi ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber, Türk içtimaî heyetinin hususî seciyelerini ve başlı başına müstakil hüviyetini mahfuz tutmaktır."
"Türk orduları, tarihte benzeri görülmemiş kahramanlıklar, fedakarlıklar göstermiştir."
"Türk ordusu; dünyanın hiç bir ordusunda seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir."
"Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken, sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak emeliyle bir spor çizmezler. Esas olan, bütün her yaştaki Türkler için beden eğitimini sağlamaktır. "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur" sözünü atalarımız boşuna söylememişlerdir."
"Türk Tarih tezi olgunlaştı. Onun üzerinde yürümek, durmadan çalışmak lâzımdır. Bazı imansızlar olabilir. Bunlar yol kesenlere benzeyebilir, aldırmayınız."
"Türk vatanı bir bütündür, parçalanamaz."
"Türk! Öğün. Çalış. Güven."
"Türk, esaret kabul etmeyen bir millettir. Türk milleti esir olmamıştır. Ben gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim. "
"Türk, Türk oldugu için asildir. çogumuz, büyük babamizin babasini hatirlamayiz. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanin içinde buluruz."
"Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale meydana getirecektir. Bir fikir kalesi, zihniyet kalesi. Basın mensuplarından bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır."
"Türkiye bir maymun degildir ve hiç bir milleti de taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlasacak, ne de Batililasacaktir; o sadece özlesecektir."
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti, millîdir; tamamiyle maddidir, gerçekçidir. Var sanılan ülküler arkasında, o ülkülere ulaşmak için değil, fakat ulaştırmak hülyasiyle milleti kayalara çarparak, bataklıklara batırarak, en sonunda kurban ederek mahvetmek gibi cinayetten kaçınan bir hükûmettir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bütün programlarının ilkesi şu iki esastır: Tam bağımsızlık, kayıtsız ve şartsız millî egemenlik!"
"Türkiye Büyük Millet Meclisi ordusunun Sakaryada kazanmış olduğu meydan muharebesi pek büyük bir meydan muharebesidir. Harb tarihinde benzeri belki olmıyan bir meydan muharebesidir. Büyük meydan muharebelerinden biri olan Mukden Meydan Muharebesi dahi yirmibir gün devam etmemiştir."
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ordusu, istilâlar yapmak veya saltanatlar kurmak için şunun, bunun elinde ihtiras aleti olmaktan münezzehtir. İnsanca ve müstakil yaşamaktan başka gayesi olmayan milletin aynı ideale bağlı ve yalnız onun emrine tabi ve sadık öz evlâtlarından mürekkep muhterem ve kuvvetli bir heyettir."
"Türkiye Cumhuriyeti çocukları, kültürel insanlardır. Yani hem kendileri kültür sahibidirler, hem de bu özelliği muhitlerine ve bütün Türk milletine yaymakta olduklarına kanidirler."
"Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır. 
"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
"Türkiye Cumhuriyetinde herkes Allaha istediği gibi ibadet eder. Türk Cumhuriyetinin resmi dini yoktur. Türkiye'de bir kimsenin fikirlerini, zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilemez."
"Türkiye Cumhuriyetinin esas düşüncesi, kadınları değil, erkekleri dahi, savaş meydanına götürmemektir. Fakat Türk Milleti'nin yüksek varlığına, herhangi taraftan olursa olsun, ilişildiği zaman, işte o vakit Türk kadınları Türk erkeklerinin bulunduğu yerde hazır ve gözleyici ve faal olacaklardır. Bu, insanlığın yüksek huzuru, sükûnu ve dünya insanlığı için lâzım bir ödev olduğundandır ki, Türk kadını bunu yapacaktır ve yapagelmektedir ve yapar."
"Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür. Bu sözü burada ayrıca izaha lüzum görmüyorum. Çünkü bu, Türkiye Cumhuriyetinin okullarında birçok vesilelerle eser halinde tesbit edilmiştir."
"Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür."
"Türkiye hükûmetinin tesbit ettiği projeler dahilinde belirli zamanlar zarfında vatanın bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine bağlanacaktır. Demiryolları memleketin tüfekten, toptan daha mühim bir emniyet silâhıdır. Demiryollarını kullanacak olan Türk milleti, kaynağındaki ilk sanatkârlığının, demirciliğin eserini tekrar göstemiş olmakla iftihar edecektir. Demiryolları Türk milletinin refah ve medeniyet yollarıdır."
"Türkiye Türklerindir."
"Türkiye'de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk Hükümetinin ilk gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar sivil halkımıza da iyi bakmaktır."
"Türkiye'de doğan inkılâp güneşi yükselerek hararetini yaydıkça, Türk milletinin kalbi büsbütün dünyanın büyük ve takdire değer eserlerine karşı sıcak bir sevgiyle dolmuş, bütün ilerleme prensiplerini tamamiyle benimsenmiştir."
"Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iktisadi siyaseti bu aslî gayeye erişmek maksadını güder. "
"Türkiye'nin gerçek efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstehak (en çok lâyık) olan köylüdür.. Binaenaleyh, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin iktisadi siyasi aslî gayeyi gözetir."
"Türkiye'nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır."
"Türkiye'yi, derece derece mi ilerletmeli, anî olarak mı? İki sistem var, biri malûm, büyük Fransız ihtilâlindeki tarz: Rejimler değişecek, ihtilâllere karşı mukabil ihtilâller yapılacak. Sağ solu tepeler, sol sağı süpürürken bir de bakılacak ki bir buçuk asırlık zaman geçmiş... Bu milletin damarlarında o kadar bol kan ve önünde o kadar geniş zaman var mı?"
"Türkler bütün medeni milletlerin dostudurlar."
"Türkleri bütün dünyaya geri bir millet olarak tanıtan görüş bizim de içimize girmiştir. Dörtyüz çadırlık bedevî bir kabileden bir imparatorluk ve millet tarihini başlatmak suretiyle imparatorluk zamanında Türklerin görüşü de bu merkezdeydi. Evvelâ millete, tarihini, asîl bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu öğretmeliyiz."
"Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket, devamlı bir istikameti korudu. Biz daima doğudan batıya doğru yürüdük. Eğer bu son senelerde yolumuzu değiştirdikse, itiraf etmelisiniz ki, bu bizim hatamız değildir. Bizi siz mecbur ettiniz. Bu değişiklik gelip geçici ve istemeksizin oldu."
"Türklerin vatan sevgisiyle dolu olan göğüsleri düşmanların melun ihtiraslarına karşı daima demirden bir duvar gibi yükselecektir."
"Türk'lerin yasadiklari her yer misak-i milli hudutlari içindedir."
"Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır" Atatürk
"Uçurum kenarında yıkık bir ülke... Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar... Yıllarca süren savaş... Ondan sonra, içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız inkılâplar... İşte Türk genel inkılâbının bir kısa ifadesi..."
"Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur."
"Ulusal varligimiza düsman olanlarla dost olmayalim. Böylelerine karsi...'Türk'üm ve düsmanim sana, kalsam da bir kisi!' diyelim."
"Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir."
"Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır."
"Unutulmamalıdır ki, milletin hâkimiyetini bir şahısta veyahut mahdut eşhasın elinde bulundurmakta menfaat bekleyen cahil ve gafil insanlar vardır."
"Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk’tü bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."
"Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
"Vatan imar istiyor, zenginlik ve refah istiyor, bilim ve ustalık, yüksek uygarlık, hür düşünce ve hür yaşayış istiyor."
"Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadeti ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur"
"Vatanın kurtuluşu, milletin görüş ve idaresi kendi alınyazısı üzerinde kayıtsız şartsız hâkim olduğu zaman başlamış ve ancak milletin vicdanından doğan ordularla olumlu ve kesin neticelere ermiş."
"Vicdan hürriyeti, mutlak ve taarruz edilemez, ferdin tabiî haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır."
"Ya istiklal, ya ölüm."
"Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez."
"Yalnız siz, kültür ordusu mensupları, sizleri bağlı olduğunuz ordunun kıymet ve kutsiyetini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya niçin öldürüp niçin öldüğünü öğreten bir ordunun fertlerisiniz."
"Yapmak iktidarında olmadığımız işleri uyuşturucu, oyalayıcı sözlerle yaparız diyerek millete karşı gündelik siyaset takip etmek prensibimiz değildir."
"Yapmamıza imkân hasıl olan işleri yapmazsak, tarih bizi tenkit eder."
"Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle, yapılacak taaruz, hiç taaruz etmemekten daha fenadır."
"Yayılan ve bulaşıcı hastalıklara karşı insanları muhafaza hususunda hizmetleri görülen aşıları hazırlamakla meşgul Hıfzısıhha müesseselerimiz tam bir başarıyla çalışmasına devam ve mücadeleye faydalı hizmetler ifa etmektedirler. 1921 yılı içerisinde üç milyon kişilik çiçek aşısı yapabilen Sivas müessesesi geçen sene içinde beş milyon kişilik çiçek aşısı, beş yüz otuz yedi kilogram kolera, dört yüz yedi kilogram tifo aşıları üretmiş ve bunlar âhâliye yeter derecede uygulanmıştır."
"Yemin mukaddes bir sözleşme demektir. Namus sahibi olan bir kimse verdiği sözden dönmez."
"Yeni harfleri, millî tarihi, öz dili, sanatı, ilmi, müziği, teknik kurumlarıyla kadını erkeğe her hakta eşit, modern Türk sosyetesi bu son yılların eseridir."
"Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır."
"Yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyetinin temeli burada atıldı. Bu meydanda akan Türk kanları, bu gökte dolaşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin sonsuz bekçileridir."
"Yeni Türk yazısı, Türk'ün yaradılıştan gelen zeka ve kabiliyetini geliştirebileceğinden yeni yazımızı tarlalarında çalışan çiftçilerimize, sürüleri başında dağlarda dolasan çobanlarımıza kadar en az bir zamanda yaymaya çalışmak hepimizin vicdan ve milli haysiyet borcudur."
"Yeni Türkiye Anayasasının ilk maddelelerini size tekrar edeceğim: Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir . Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin tek ve gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede anlatmak mümkündür: Cumhuriyet."
"Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri millî hâkimiyettir. Milletin kayıtsız ve şartsız hâkimiyetidir."
"Yeni Türkiye’nin başkenti meselesine gelince bunun cevabı kendiliğinden belli olur : Ankara Türkiye Cumhuriyetinin başkentidir."
"Yeni Türkiyemizi lâyık olduğu yüceliğe ulaştırabilmek için mutlaka iktisadiyatımıza birinci derecede ve en çok ehemmiyet vermek mecburiyetindeyiz. Zamanımız tamamen bir iktisat devrinden başka birşey değildir."
"Yetisecek çocuklarimiza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herseyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benligine, millî an'anelerine düsman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu ögretilmelidir."
"Yol, mektep. Hattâ yoldan bahsederlerken yol köylünün kanadıdır. Demeleriyle herşeyden evvel ona ehemmiyet verdikleri anlaşılıyor. Gerçekten bütün ekonomi birinci kelimenin ve herşey ikinci kelimenin içindedir."
"Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahlûk için tabii bir halettir, fakat insanda yorgunluğu yenebilecek mânevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz."
"Yunan serpuşu olan fesi giymek uygun olur da, şapkayı giymek neden olmaz? Ve yine onlara, bütün millete hatırlatmak isterim ki, Bizans papazlarının ve Yahudi hahamlarının özel elbisesi olan cübbeyi ne vakit, ne için ve nasıl giydiler?"
"Yurt sevgisi ona hizmetle ölçülür."
"Yurt toprağı! Sana herşey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen Türk milletini ebedî hayatta yaşatmak için feyizli kalacaksın. Türk toprağı! Sen, seni seven Türk milletinin mezarı değilsin. Türk milleti için yaratıcılığını göster."
"Yurtta sulh, cihanda sulh."
"Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti'nin.tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir."
"Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İste parola budur."

"Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
 
"Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir."

"Zafer, bir fikrin istihsâline (elde edilmesine) hizmeti nispetinde kıymet (değer) ifade eder. Bir fikrin istihsâline dayanmayan bir zafer pâyidar olamaz (yaşayamaz). O, boş bir gayrettir."
"Zaten bu şartları kazanamayan bir hükûmet vazife yapamaz. Hükûmetin, kuvvetli grup üyeleri arasından ve fakat birinci derecede olmayanlarından zayıf bir hükûmet yapmak ve onu partinin birinci liderlerini emir ve öğütleriyle yürütmeye kalkışmak fikri, elbette doğru değildir. Bunun feci neticeleri bilhassa Osmanlı Devletinin son günlerinde görülmüştür. İttihat ve Terakki liderlerinin elinde oyuncak olan sadrazamlardan ve onların hükûmetlerinden, millete gelen zararlar sayılamayacak kadar çok değil midir?"
"Zulüm medeniyetle uyuşamaz. İstidatsızlık taaffa lâyık bir şey olamaz. Çünkü milletler işgal ettikleri arazinin hakikî sahibi olmakla beraber beşeriyetin vekilleri olarak ta o arazide bulunurlar. O arazinin servet kaynaklarından hem kendileri istifade eder ve dolayısiyle bütün beşeriyeti istifade ettirmekle görevlidirler. Bu prensibe göre bundan âciz olan milletler yaşama ve bağımsızlık hakkında lâyık olamamak lâzım gelir."

 
  Bugün 4 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!


˜*•. ˜*•.•*˜ .•*˜
˜*•. ˜”*°•.˜”*°•.•°*”˜.•°*”˜ .•*˜
˜”*°•. NurettinTorun.TR.gg .•°*”˜
.•*˜ .•°*”˜.•°*”˜”*°•.˜”*°•. ˜*•.
.•*˜ .•*˜*•. ˜*•.
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol