Cüzamın sebep ve tedavilerini bulan "İbn Cessar"dır.
Endülüslü Abbas Kasım İbni Firnas'ın asıl amacı uçan bir cihaz keşfetmekti. Keşfi, olan Paraşütü sadece yere çakılmasını engelledi.
Vebanın bulaşıcı olduğunu keşfeden "İbn Hatip"tir (1313-1374).
Kılcal damar sistemini ilk ortaya atan "Ali bin Abbas"tır (?-990).
Mısır ve Romalılar bazı materyalleri temizlik için kullansa da bitkisel yağları sodyum hidroksit ile birleştirip ilk sabunu yapan Araplardı.
İlk defa göz hastalıkları hakkında bilgi veren "Dr. Ali bin İsa"dır (11. yy.).
İlk katarak ameliyatını yapan "Ammar"dır (11. yy.).
9'uncu yüzyılda Müslümanlar iş yaptıkları kişilere verecekleri tutarı kağıt üzerine yazıyor, bu kağıtlar (çek) gerçek para gibi değerlendiriliyordu.
Mikrobu ilk tanımlayan kişi "Akşemseddin"dir.
Trigonometrinin mucidi, sinüs ve kosinüsü ilk kullanan "Battani"dir (858-929).
Dünyanın döndüğünü ilk bulan, Ümit Burnu, Amerika ve Japonya'nın varlığından bahseden ilk bilim adamı "Beyruni"dir (973-1051). Beyruni, Christoph Colomb'dan yüzyıllar önce Amerika'nın varlığından bahsetmiştir.
"Copernik"e yol açan astronom "Bitruci"dir (13. yy.).
Ebül Kasım El Zehravi'nin, 10. yüzyılda bulduğu ameliyat yöntemleri ve 200 âlet hâlâ kullanılıyor.
Çubuklu güneş saatini bulan ilk bilim adamı "Cabir bin Eflah"tır (12. yy.).
Maddenin en küçük parçasının (atomun) parçalanacağını söyleyen "Cabir bin Hayyam"dır (721-805).
Hayvan gübresinden amonyak elde eden "Cahiz"dir (776-869). Zooloji ilminin öncülerindendir.
Kızamık ve çiçek hastalığını ilk bulan "Razi"dir.
İlk sistem mühendisi, ilk sibernetikçi ve bilgisayarın babası olarak "Cezeri" (1136-1206) bilinir. Batılılara göre bu İngiliz matematikçi Carles Babbage'dir.
"Hayatül Hayavan" zooloji ansiklopedisini ilk yazan "Demiri"dir (1349-1405). Bahçeyi çiçek ve eserlerle süsleyen Müslümanlardı.
Halid isimli bir Arap, Etiyopya'nın Kaffa bölgesinde keçilerin yere dökülmüş koyu renkli tohumları yediğini fark etti. Kahve 1645'te Venedik'e geldi.
Medcezir olayını ilk keşfeden "Ebu Mahşer"dir (785-886).
Ses olayını fiziki açıdan ilk açıklayan "Farabi"dir (870-950).
Ekliptik meyilini ilk tespit eden astronom "Pergani"dir.
Ondalık kesir sitemini bulan "Gıyaseddin Çemşit"tir.
İlk cebir kitabını yazan, cebir ilmini sistemleştiren, algoritmaya isim olan "Harizmi"dir (780-850).
Ortaçağın en büyük botanikçi ve eczacısı "İbn Baytar"dır.
Wright kardeşlerden bin yıl önce ilk uçağı yapıp uçmayı gerçekleştiren "İbn Firnas"tır (?-888).
İlk defa ok geçirmeyen Çelik yelek elbiseler yapan Müslümanlardır. Hıristiyanlar bunu Haçlı Seferleri sırasında öğrendi.
Sosyolojiyi kuran, tarihe psikolojik yorumları ekleyen tarih felsefecisi "İbni Haldun"dur (1332-1406).
Optik ilminin kurucusu, Galile teleskobunun arkasındaki isim "İbn Heysem"dir (965-1051).
Torna tezgáhını ilk yapan "İbn Karaka"dır.
Vasco da Gama, "İbni Macit"in bilgilerinden yararlanarak Hindistan'a ulaşmıştır.
Çinlilerin gösteri amaçlı roketlerinin içine potasyum nitrat katarak askerî amaçlı kullananlar Müslümanlar oldu.
Doktorların sultanı olarak bilinen "İbni Sina" (980-1037) hastalık yapan küçük organizmalar, cıva ile tedavi, Pastör'e ışık tutma, ilaç bilimi ve teşhis koymada dünyayı yönlendirdi.
Irak'tan İspanya'ya gelen Ali ibni Nafi, 9'uncu yüzyılda çorbadan sonra et yahut balık yemeğiyle devam eden ve meyve yahut tatlıyla son bulan akşam yemeğini lokantasında uygulamaya başladı.
Kan dolaşımını ilk bulan "İbn Nefis"tir.
Alman Leibnite (1646-1716) ve Factarke, aralarındaki zaman ve mekán tartışmalarında Gazeri ve İbn Rüştü'yü referans almışlardır.
Sıfırı sayılar dünyasına hediye eden İslam álimleridir.
İnsan figürünün kullanılmaması Müslüman dünyasında halıcılığın gelişmesini sağladı.
İnsanlığı Romen rakamlarının karışıklığından kurtaran da onlar. Bundan dolayıdır ki ilk İngiliz Kralı Rex, bastırdığı parasının ilk yüzüne besmele, diğer yüzüne de Peygamberimizin adını yazmıştı.
Liste daha çok uzun. Bu konuda, Dr. Singrid Hunke ve Prof. Suat Sezgin'e göz atmak yeterlidir. Ama biz, İslam öncülerinin önümüze koydukları bu hammaddeyi hasıraltı etmekte bire biriz. Peki, bu kadar muhteşem bir geçmişin evlatları niye böyle çile, gözyaşı dökmekte ve sömürülmektedir? Bence problem, Müslüman oluşumuzda değil, dünyada güçlü olmanın gerektirdiği uluslararası standardı uygulayamamaktadır. İdarecilerimizin aymazlığındadır. Devletin ve bilimsel kadroların sürekliliği yerine, hükümetlerinin ehliyetsiz kadrolarını istihdam etmelerindedir.
