Bu site Mozilla Firefox İnternet tarayıcısına, 1280x1024 çözünürlük seviyesine uygun dizayn edilmiştir.
   
  Nurettin Torun
  Gülümsemeler 3
 

Hain keklik

Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafetle Kuşlar Çarşısı’nı geziyormuş. Avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar. Bir ara gözü kekliklere ilişimiş padişahın. Bir grup kekliğin üzerindeki etikette “Tanesi 1 altın” yazıyormuş. Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha varmış ki, fiyatı: 300 altın. Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılmış. “Hayırdır” demiş satıcıya, “Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?” Satıcı, “Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor” demiş. Sonra da eklemiş: “Tabii bu arada avcılar da o tarafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar.”
Padişah “Satın alıyorum bu kekliği, al sana 300 altın” demiş.
Sultan Selim parayı verip aldığı kekliğin kafasını hemen oracıkta koparmış.
Satıcı şaşkın tabii, padişahı da tanımamış, “Be adam! Ne yaptın? En maharetli kekliğin kafasını koparttın” diye dövünmeye başlamış.
Padişah bunun üzerine adeta gürlemiş: “Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bu gibilerin akıbeti er ya da geç budur.”

 

Kümes ve tilki

Kümese müdür aranıyormuş. Tilki de müracaat etmiş...
Tilkiyi çok beğenmişler ve işe almak istemişler. "Ne ücret istersin?" diye sormuşlar.
Tilki: "Ben gülmekten söyleyemeyeceğim, artık siz ne verirseniz, verin..."

Dertli kocalar

İki komşu kadın hafta sonu kocaları olmadan yemeğe çıkmışlar. Yemekten sonra bara gitmişler. Derken sabaha doğru iyice sarhoş eve yürümeye başlamışlar. İyice sıkıştıklarını fark etmişler. Ama etrafta tuvalet falan bulamamışlar. Bir mezarlığın yanından geçerken biri “Hadi şurada yapalım kimse görmeden” demiş. Başka çare de yok, korka korka girip bir kenarda işlerini bitirmişler. Temizlenmek için bir şey bulamadıklarından biri külodunu çıkarıp kullanmış, diğeri eve böyle dönemem diye oradaki çelenklerden düşmüş bir bandı alıp kullanmış. Sabah kocalardan biri uyanıp karısını donsuz olarak sızmış görünce telefona sarılıp öbürünü arayarak “Yahu biz fena boynuzlandık galiba. Karım eve sabaha karşı ve donsuz olarak dönmüş” deyince öteki koca daha kötü bir sesle “Sen gene iyisin bizimkinin kıçına ‘seni asla unutmayacağız’ diye bir de bant yapıştırmışlar” cevabını vermiş.

Bu seferde

İki eski dost yolda karşılaşmışlar. Sarılıp kucaklaştıktan sonra, biri sormuş:
"Evlenmedim. Ne yapayım, hangi genç kızı anneme gösterdimse, hiçbirini gözü tutmadı. Nihayet geçen yaz turnayı gözünden vurduğumu sandım. Çünkü kız tıpkı anneme benziyordu. Ama olmadı!"
"Neden?..."
"Bu sefer de babam istemedi!"


Kemanın sesi

Hırsızın biri gece yarısı, demir testeresi ile zemin kattaki bir evin penceresinin demirlerini kesiyormuş. O sırada yoldan geçmekte olan biri sormuş;
- Hey... Orada ne yapıyorsun?
- Ne yapacağım, keman çalıyorum!
- O nasıl keman çalmaymış, hiç sesi çıkmıyor.
- Merak etme çıkacak, bu kemanın sesi sabah çıkacak!..

Estetik ameliyatlar

Kadın çok kötü bir trafik kazası geçirir. Yüzünün iki yanı fena halde tahrip olur. Hemen hastaneye götürülür. Doktorlar kocasına merak etmemesini bir seri estetik ameliyattan sonra eskisi gibi olacağını, ancak yüze uygun derinin bulunması gerektiğini söylerler. Yapılan incelemeler sonunda anlaşılır ki, kocasının kıç derisi en uygunudur. Gerçekten birkaç ay içinde adamın kıçından alınan derilerle yapılan ameliyat fevkalade başarılı olur. Kadın eskisinden daha güzel hale gelir. Her gün en az on yaş gençleştiğini söyler. Bir gün kadın kocasına “Sana o kadar borçluyum ki, lütfen sen de benden bir şey iste” der. Kocası ona “Hiç gereği yok hayatım, annen her sabah iki yanağından öpüyor ya, bu kadarı bana yeter” der.


İlan-ı aşk

Genç kızlar kendilerine ilan-ı aşk edildiği zaman niçin başlarını öne eğerler?
- Söylenenin doğru olup olmadığını anlamak için
İlan-ı aşk
ile ilan-ı harp arasında ne benzerlik vardır?
- Her ikisi de ilan edilir edilmez, çarpışmalar başlar.

Neden

Adam saçını ıslatmadan şampuanlamış neden?
- Şampuanın üzerinde 'kuru saçlar için' yazıyormuş

Ders

Kızlarla çıkmak konusunda son derece başarısız olan delikanlı 'Milenyum'da flört.. Kadınlar neden hoşlanırlar?..' başlıklı bir kitabı görünce hemen satın almış, heyecandan titreyen elleri ile ilk sayfayı aralamış.. "Ders 1, İlk buluşma." Hemen açmış. Sabırsızlıktan yerinde duramayıp paragrafı yarım yamalak okuyarak uzun zamandır göz koyduğu bir kız arkadaşını aramış, "Evet?.." diye açılmış telefon, "Selam Jessica.." diye başlamış delikanlı, "Benim.. Dinle.. Bu gece benimle sinemaya gelir misin?.." "Tabii, hoş olur.." diye cevap vermiş kız.. 'Hayır' cevabı bekleyen delikanlı heyecandan titreyerek 2. etaba geçmiş, "Harika.." demiş, "Peki filmden önce yemek yemek hoşuna gider mi?.." "Tabii, o da güzel olur.." "Tamam o zaman.." demiş delikanlı sevinçten çıldırmış bir vaziyette, "O halde seni saat 9'da evinden alırım o saate kadar çoktan yemeğini bitirmiş olursun..!"

Melek

İki arkadaş bir otelin barında oturmuşlar demleniyorlardı. Bir ara söz eşlerinden açılınca biri şöyle dedi:
"Benim eşim bir melek..."
Öteki buna karşılık şöyle dedi:
"Benim ki henüz hayatta!..."

Cimri

O kadar cimri bir delikanlıydı ki evlenme yıldönümünü dört yılda bir kutlamak için, 29 Şubat'ta evlenmişti...

Savaş nedeni

Bir Alman'ın "Biz Almanlar, sadece şeref uğruna dövüşürüz, oysa siz Fransızlar, sadece para çıkarlarınız için savaşırsınız" demesi üzerine Fransız; "Eee, ne yaparsınız, herkes neyi eksikse onun için savaşır..."

Şeytana uymak

Adam,tecavüzden yargılanmaktadır. Hakim sorar:
- Neden yaptın?
- Şeytana uydum efendim! beraatimi istiyorum.
Bunun üzerine hakim kızar ve o cevabı verir:
- Ne diyorsun be adam? Hazreti Adem’e secde etmeyen şeytanın başka işi yok da sana pe...lik mi yapacak?


İlaçlar

ARKADAŞIMIN eczanesine yaşlı bir amca geldi ve ilaç almak istediğini söyledi. Arkadaş da bilgisayardan bakıp "Amca bu ilaçtan sende daha var, alamazsın" dedi. Amca da "Nasıl olur benim ilaçlarım bitti" diye ısrar etti.
Arkadaş "Amca burada gözüküyor, senin evde hálá ilacın var" dedi. Amca da hemen telaşla evi aradı ve "Masanın üstündeki ilaçları kaldır, herkes görüyor!.." diye uyardı.

Sigara

Tıbbi bir deney için doğup büyüdüğü laboratuvardan ilk kez kaçan tavşan, tel örgüleri aşınca ayağının altındaki çimlere bayılmış, ilk defa gördüğü güneşin batışını hayranlıkla izlerken biraz ileride oynayan kendisi gibi yüzlerce tavşana rastlamış..
"Heyy..!" demiş, "Ben laboratuvardan kaçan bir tavşanım.. Sizler doğadaki gerçek tavşanlarsınız değil mi?.." "Evet.." demiş diğer tavşanlar hep bir ağızdan, "Haydi bize katıl.." Bizimki aralarına hoplamış, birlikte çimleri yemeğe başlamışlar, "Tadı nefis" demiş, "Başka ne yaparsınız?" "Şu ilerideki tarlayı görüyor musun? Orada "Havuç" var.. Biz onları kazar, çıkartır ve yeriz.. "Hemen teklifi kabul etmiş, havucun ballı tadı damağına yayılmış, "Başka ne yaparsınız?" "Şurada marul tarlası var, onları da yeriz.." Marulun nefis tadı unutulmazları arasında yerini almış, bizimki son derece mutlu göbeğini sıvazlarken "Artık bizimle yaşayacaksın değil mi?.." diye sormuş diğerleri.."Üzgünüm.." demiş tavşan, "Çok güzel saatler yaşadım ama kalmam imkansız.." Şaşkın şaşkın bakmış diğer tavşanlar ve sormuşlar "Neden?.." diye hayretle, "Laboratuvara geri dönmeliyim.." demiş bizim tavşan, "Sigarasızlıktan ölmek üzereyim..!"

Hakim ile hakemin farkı

Hakim ile hakem arasında ne fark vardır?
-Biri içeri diğeri de dışarı atar.

Hakem ve trafik polisi

Hakem ile trafik polisi arasında ne benzerlik vardır?
- Her ikisi de kocaman adam oldukları halde düdük çalarlar...

Kadınların çantası

Kadının  biri sabah işine giderken çantasını belediye otobüsünde unutmuş. Bulup haber vermişler. Çantasını teslim almaya belediyeye gitmiş. Kayıp eşya bürosu memuru, çantanın içindekilerin iki sayfa tutan listesini getirmiş, kontrol etmişler.
Kadın teşekkür ederek bankonun üzerindeki eşyalarını çantasına yerleştirmeye başlamış.
Tam o sırada bürodaki bütün memurlar başına üşüşmüş... "Afedersiniz" demiş memurlardan biri; "İzlememizde bir sakınca var mı? Hepimiz denedik, bütün bunları çantanıza sığdıramadık. Nasıl becerdiğinizi görebilir miyiz?"

İkisini de mi

Genç genel müdür belden aşağısı tutmayan patronunu ziyarete gitmiş, konuşma sırasında felçli patron üst kattaki terliklerini getirmesini rica etmiş. Genç adam üst kata çıkmış ki patronunun 2 tane olgun ve afet kızları karşısında. Maceracı ruhu, çabuk düşünebilme yeteneği ile “Kızlar” demiş, “Beni babanız buraya sizlerle seks yapmam için gönderdi.” Kızlar “Aa...” demişler, “Babamız böyle bir şey söylemez.” Genç, pişkin biçimde “Öyle mi, sizler de duyun o zaman” demiş ve aşağıya seslenmiş “İkisini de mi?” diye. “Tabii yahu” diye gelmiş cevap, “Lütfen... İkisini de.”

Cennetteki müteahhitler

Cennet ve cehennemdekiler iki tarafı birleştirmek için köprü yapmaya karar vermişler. Köprünün yarısını cennettekiler, diğer yarısını da cehennemdekiler yapacakmış. Cehennemdekiler köprünün yarısını yapmışlar. Fakat karşı taraftan bir hareket yok. "Neden köprüyü yapmıyorsunuz" diye sormuşlar. Onlar da "Cennette hiç müteahhit yok" demişler.

Polis imdat 155'i arayanlar

Beni karakola çağırır mısınız? Karım dışarı çıkmama izin vermiyor!
Karım kumara gitti, yakalar mısınız?
Karım bana kapıyı açmıyor!
Amcası oğlum konuşmayı yeni öğreniyor da bir alo der misin?
Karşı komşum bana bakıp bakıp gülüyor, sinir oluyorum.
Polis amcası, çocuğum sözümü dinlemiyor, şuna telefonda bir bağırır mısınız?

İmam zekásı

Köyün birinde camiye bir hırsız dadanır. Köylüler namaza durup, imam "Allahüekber..." dediğinde, hırsız faaliyete geçer ve camide beğendiği ayakkabıları çalar kaçarmış.
Bir gün, iki gün derken köylünün birisi hırsızı yakalar ve köy ihtiyar heyetinin karşısına çıkarır. Adama ne ceza verelim diye düşünürlerken birisi;
"İmam yapalım" der "Hem nadim olur hem de namaz kılarken gözümüzün önünde olur..."
Ve hırsızı imam yaparlar. Uzun zaman sonra köyden ayrı kalan bir köylü döndüğünde bir arkadaşına sorar:
- Hırsız ne yapıyor? İmam olunca hırsızlık bitti mi?
- Ne gezeeer... Kendisi imamlığa devam, iki adam tuttu onlara çaldırtıyor. Kendisi de 'Hırsızlık günahtır, sakın çalmayın' diye vaaz veriyor.

Kár-zarar

Genç bir kız muhasebe sınavına girer ve şu soruyla karşılaşır:
"Bir insan on beş lira yirmi beş kuruşa aldığı şeyi, on lira yetmiş beş kuruşa satarsa kár mı eder zarar mı?"
Kız uzun süre düşünür ve gülümseyerek şöyle der:
"Liralarda zarar, kuruşlarda kár eder"

Öğle yemeği

Jill tahlil sonuçları için bekleme odasında otururken doktoru gelmiş, "Kızım" demiş, "Bu idrar tahlili için getirdiğin şey elma suyu çıktı.." "Aman tanrım" diye ayağa fırlamış Jill, "Hemen telefon etmen lazım.. Saat kaç?.." "Üç buçuk" demiş, doktor.. "Tuh geçti artık.. Sanırım asıl şişeyi oğlumun öğle yemeği çantasına koydum...!"

Beş dakika

Sibirya’daki bir hapishanede üç tutuklu sohbete dalar
Birincisi: “Beni hapse attılar çünkü fabrikaya hep 5 dakika geç geliyordum. Sabotaj yapacağımdan şüphelendiler.” İkincisi: “Ben hapisteyim çünkü fabrikaya hep 5 dakika erken geliyordum. Ajan olduğumdan şüphelendiler.”. Üçüncüsü: “Ben fabrikaya hep zamanında geliyordum. Batı icadı bir saatim olduğu için hapse atıldım.”

Müthiş

Biliyor musun baba, annem yan komşu ile konuşurken senin için "Müthiş" dedi.
Hadi ya... he, he... Bunu ne zaman söyledi?
"Salak" kelimesinden bir önce!..

Her yıl

Temel, ikametgah ilmühaberi almak için muhtara gitmiş. Muhtar sormuş;
Doğum tarihin?
- 8 Kasım
Hangi yıl?
- Her yıl...

Dede

Ayşe doğum yapıp harika bir kız çocuğu dünyaya getirmiş, çok mutlu bir şekilde bebeğini kucağına alırken annesinin genel ilgisinin beklentisinden çok daha az olduğunu fark edip "Ne var Anne" demiş, "Anneanne oldun diye bunalıma mı girdin yoksa?.." "Hayır kızım" diye cevap vermiş annesi, "Sadece bundan sonra artık bir dede ile yatacağımı düşünerek mutsuz oluyorum!"

Hekimlik ve fahişelik

Her ikisi de dünyanın en eski meslekleridir.
Her ikisi için de "Allah muhtaç etmesin ama yokluklarını da göstermesin" denir.
İkisinin de aldığı ücrete "vizite ücreti" denir.
Sosyetik olanları daima el üstünde tutulur; sık sık televizyonlarda, basında boy gösterirler.
Her ikisi de müşterilerini seçme şansına sahip değildir. Ancak müşterileri onları seçebilir.
Mesleklerini sevmeseler de bir kere başladılar mı artık geriye dönüş yoktur.
"Ne olacaksan ol ama en iyisi ol" düsturu her iki meslek için de geçerlidir.

Eczacı ve delikanlı

Paris 'de bir eczaneye giren delikanlı, eczacı bayanı görünce geri dönmeye davrandıysa da genç bayanın; "Ne istediniz?" sorusu üzerine durmak zorunda kaldı.
Delikanlı, bayana "Eczacı beyle görüşecektim" der. Bayan ise "Eczanenin sahibi benim. İki de bayan ortağım var. Ne istediğinizi bize söyleyebilirsiniz" deyince delikanlı kızarıp bozararak; "Son günlerde bana bir şeyler oldu. Kadınlar beni çok tahrik ediyor. Üç beş kadın bile yetmiyor. Bunun için bana acaba ne verebilirsiniz?" deyince eczacı bayan; "Bir dakika, içerdeki arkadaşlarımla konuşayım" der ve içeri odaya girer. Arkadaşlarından fikir alıp geri dönünce delikanlıya derdi konusunda çareyi söyler;
"Size ayda sekiz bin Euro verebiliriz. Bizim evde kalırsınız, yiyip içmek de bizden..."

Damdan düşen

Adamın biri damdan düşş, hemen koşmuşlar. Kimi doktor çağırın, kimi çıkııya haber salın, bazıları da “Cankurtaran yok mu?” derken, düşen adam yerde inliyormuş:

“Bana Şaban’ı bulun, gelsin!”

“Ne yapacaksın Şaban’ı?” demişler.

“O da damdan düşştü, damdan düşenin halinden damdan düşen anlar!”

Küçük

Resepsiyon görevlisi otelden ayrılan yaşlı ufak tefek adama etmediğini bırakmamış.. "Mini bar harcamam yok" demesine rağmen odasına kontrol için bir görevli gönderip dakikalarca bekletmiş, daha sonra "Havlularda eksiklik tespit edildi" diyerek bavulunu açtırıp kontrol ettirmiş, sonunda hesabı alırken bozuk 5 dolar istemiş. Adamcağız sinirden elleri titreyerek bir 20 dolar bulup uzatınca "Of..!" demiş, "Daha ufak bir şey yok muydu?." "Var .. var" demiş adam sabrının son sınırını geçip,"Var.. Onu da ben otelin kapısından çıkınca sana doğru sallayacağım..!"

Kaynana, gelin, görümce

Kaynana çaydanlık gibidir, fokur fokur kaynar.
Gelin demlik gibidir, sinsi sinsi demlenir.
Oğlan bardak gibidir, bir gelin doldurur, bir de kaynana...
Görümce çay kaşığı gibidir, arada bir gelir ortalığı karıştırır.
Çocuk şeker gibidir, ortalığı tatlandırır.
Kayınpeder de çay tabağı gibidir, okkalıca oturur...

Masal

Küçük kız, gece annesinin yatak odasına gidip, masal anlatmasını istemiş. Annesi, karanlıkta kızını başucunda görünce şaşırıp;
"- Bir tanem neden hálá uyumadın? Saat iki buçuk, neredeyse sabah oluyor!" demiş.
"- Biliyorum anne." demiş minik kız, "- Ama mutlaka bir masal dinlemek istiyorum."
"- O zaman gel yanıma yat meleğim. Babanın gelmesini beraber bekleyelim. O nasıl olsa gelince masal anlatacak, beraber dinleriz!.."

Ayıp olur

Uçakta hostes bir papaza sorar:
- İçki olarak ne emredersiniz? Viski, cin, şarap?
Papaz sorar:
- Kaç metre yükseklikte uçuyoruz kızım?
- On bin metredeyiz peder.
- O halde sen bana su getir kızım, patrona yakın sayılırız, ayıp olur.

Eşek

Adamın biri arkadaşına; "Eşek" demiş.
Arkadaşı sormuş: "Eşek olduğum için mi arkadaşınım, yoksa arkadaşın olduğun için mi eşeğim?"

Ağır işçiler

Fransa'da, ağır isçiler üzerinde bir araştırma yapan uzman, bir inşaat alanına gider ve taş duvara yerleştirmek üzere kayaları kıran işçilerden en yakınında durana sorar..
"Ne yapıyorsun?" "Nesin sen, kör mü?" diye öfkeyle bağırır işçi. "Bu parçalanması imkânsız kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum. Bu çok ağır bir iş, ölümden beter." Uzman hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci işçiye aynı soruyu sorar.. İşçi cevap verir: "Taşları mimari plana uygun şekilde yerleştirilebilmeleri için, kullanılabilir şekle getirmeye çalışıyorum. Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve çocuklarım için para gerekli. Sonuçta bir işim var. Daha kötü de olabilirdi." Cesaretlenen görevli üçüncü işçiye doğru ilerler. "Ya sen ne yapıyorsun?" "Görmüyor musun?" der işçi kollarını gökyüzüne kaldırarak. "Bir katedral yapıyorum."

Özellikli bir kelime

Bir Türkçe kelime 17 İngilizce kelimeye bedel.
Örnek: "Afyonkarahisarlılaştıramadıkları-mızdan mısınız?"
İngilizce'ye çevirisi : "Are you one of those people who we unsuccessfully tried to make resemble the citizens of Afyonkarahisar?"

10'lar

İki ayaklı 10'a ne denir?
Pantolon
Her şekle giren 10'a ne denir?
Pozisyon
Dar gelirlinin belini büken 10'a ne denir?
Enflasyon
Çekik gözlü 10'a ne denir?
Japon

En h
ızlı 10'a ne denir?
Jeton
En kibar 10'a ne denir?
Pardon
En sert 10'a ne denir?
Beton
Şişman 10'a ne denir?
Tonton

Arkadaşsız kalacak

Eve zamanından erken dönen adam karısını yatakta en iyi arkadaşlarından biri ile yakalar. Hiç bozuntuya vermeden ve soğukkanlılıkla silahını çeker ve arkadaşını vurur. Kadın yatakta şöyle doğrulur:
- Bak bu şekilde davranmaya devam edersen hiç arkadaşın kalmayacak.

Tıklatma


Yeni evli çift balay
ına küçük ve şirin bir otele gitmişler. O gün gecenin geç saatine kadar da konuştukça, konuşmuşlar... Bitişik odadaki yaşlı adamcağız da, biraz da yüksek sesle yaptıkları bu konuşmalardan bir türlü uyuyamamış. Yeni gelin sık sık şunu söylüyormuş;
"Ah, ah... Evlendi
ğimize bir türlü inanamıyorum sevgilim. Ah, ah... Evlendiğimize bir türlü inanamıyorum sevgilim..."
İhtiyar adam sonunda dayanamamış ve ara duvarı tıklatarak seslenmiş:
"Evlad
ım, şu eşine evlendiğinizi kanıtla da inansın... Biz de uyuyalım artık!.."

 

Politikacı


İncili Çavuş, bir ahbabıyla sohbet ederken:

- “Kurnazlık” ile “akıl” hiçbir zaman örtüşmez, diyormuş.

Ve ekliyormuş:

- Şayet fizik, kimya, astronomi bilginleri “akıllı” olmak yerine, “kurnaz” olsalardı; ne uçaklar uçabilir, ne cep telefonlarıyla çekilen fotoğraflar, saniyesinde dünyanın öbür ucuna gönderilebilir, ne de Mars yıldızına bir robot indirilebilirdi.

İncili Çavuş’un ahbabı:

- Ya peki, demiş; politikacıların durumu ne?

- Onlar için, sadece “kurnazlık” esas. Şayet “akıl” esas olsaydı, hiç politikacı mı olurlardı.

Resim

Murat, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu. Babası, Murat'ın elindeki bomboş kağıdı görünce sordu;
- Murat, ne resmi yap
ıyorsun bakalım?
- Çimenlikte bir kuzu resmi
- Çimenler nerede?
- Kuzu hepsini yedi...
- Ya kuzu?
- Yiyecek bir
şey kalmayınca o da gitti.

Yanlış oldu

Karı - koca cumartesi gecesini dışarıda geçirmek üzere hazırlanmışlar, ışıkları söndürmüşler, telesekreteri açmışlar, kuşun kafesinin üzeri kapatılmış, kedi arka bahçeye bırakılmış, yan duraktan taksi gelmiş, tam kapıyı kilitleyip çıkacaklarken kedileri kapı aralığından tekrar içeri girmiş..
Evde kimse yokken kedi kuşu yemeye çalıştığı için evde kalmasını istememişler, kadın taksiye, adam da kediyi tekrar dışarı çıkartmaya gitmiş..
Titiz kadın takside beklerken "Ne olur ne olmaz" diye düşünüp şöför evin bütün gece boş olduğunu bilmesin diye "Kocam da şimdi geliyor.." demiş, "Annem'e iyi geceler demeyi unutmuş, o da çok kırılır bu tip şeylere, onun için gitti.."
Birkaç dakika sonra kocası da taksiye binmiş, "Beklettim özür dilerim.." demiş nefes nefese, "Aptal orospu geleceğimi bildiği için yatağın altına saklanmış, elbise askısı ile dürte dürte zar zor dışarı çıkardım, kaçmaya çalışınca ensesinden yakaladım, beni tırmalayıp zarar vermesin diye battaniyeye sardım, vurdum kıçına tekmeyi biz gelene kadar arka bahçede beklesin şıllık."
Şöför, park ettiği yerden çıkarken öndeki arabaya bindirmiş..


Minik oğlan ve babası

Minik oğlan, bahçede oynarken, babasının arabasıyla ormana gittiğini görmüş. Merak edip ormana gittiğinde bir de ne görsün. Babası ile hizmetçi kız, ormanda öpüşüyorlarmış. Çocuk bu ya gördüklerinden etkilenip, koşarak eve gitmiş ve annesine:
- Anne, anneee... Biraz önce ormanda babamı hizmetçi kızla öpüşürken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini kız da gömleğini çıkardı. Sonra arabanın arka koltuğuna geçtiler...
- Dur bakalım, devamını anlatma sakla. Akşam yemeğinde babanla beraberken bitirirsin. Babanın suratını görmek istiyorum.
Akşam yemekte, anne çocuğa dönmüş ve "Bu gün neler yaptın? Anlatsana" demiş. Oğlan başlamış:
- Bahçede oynarken, babamın arabasıyla ormana gittiğini gördüm. Ben de ormana gittim. Babamla hizmetçi kız öpüşüyorlardı. Bir süre sonra babam ceketini, kız da gömleğini çıkardı. Sonra, arabanın arka koltuğuna geçtiler. Ardından, geçen yıl babam seyahatteyken, senin postacı amca ile yaptığın şeyden yaptılar...

Su ve rakı

Yeşilaycı bir bilim adamı, konferansında dinleyicilere sormuş:
- Bir eşeğin önüne iki kova koysanız. Biri su dolu, diğeri rakı. Hangisini içer?
Yanıtı kendi veriyor: "Tabii suyu."
Ardından soruyor, "Neden?"
Arka sıralardan bir ses, "Eşekliğinden..."

Neden
YENİ evlenmiş bir adam mutlu ise nedenini hemen anlarız.
On yıllık evli bir adam mutlu ise nedenini merak ederiz.

Dilek

Gözleri görmeyen, bekar ve fakir Kayseriliye bir cin çıkagelmiş. "Benden bir şey dile yerine getireceğim" demiş. Kayserili düşünmüş, gözlerini mi istesin, zenginlik mi istesin, evlenmek mi istesin.
Sonunda cine; "Oğlumu altınlarımı sayarken görmek istiyorum" demiş.


Kız ve annesi

Kadın ruh doktoruna sorar:
- Kızım 15 yaşına bastı, onunla cinsel konularda konuşabilir miyim?
Doktor :
- Elbette hanımefendi. Ayrıca, ondan öğrenemediklerinizi de gelip bana sorabilirsiniz.

Kaleciye kızmak

Tuttuğu takımın kalecisi gol yedikçe, adam yedek kulübesindeki kaleciye dönerek, bağırıp küfür ediyormuş. Yanındaki arkadaşı dayanamayıp sormuş;
- Yedek kaleciye niye kızıp küfür ediyorsun. Golleri o mu yiyor?
- Adam olsaydı ve çalışsaydı da kaleye geçseydi. O zaman bu golleri yemezdik. Onun için yedek kaleciye kızıyorum!..

Daha Gelmedik

Temel ilk defa büyük bir şehre geliyormuş, otele girişini yapmış, bel boy bavullarını almış, Temel delikanlıyı takip etmiş, içeri girip kapı kapandıktan sonra etrafını iyice kontrol etmiş sinirine hâkim olmaya çalışarak "Delikanlı" demiş, "Ben köyden geliyor olsam da bu aptal biri olduğum anlamına gelmez.. Bu otele iyi para ödedim.. Gel bana çok küçük bir oda verilmesini bir kenara bırakalım, ama bunun penceresi yok, Televizyonu, dolabı yok.. Yatak yok yahu.. Delirtmeyin beni.."
"Efendim" demiş bel boy saygılı bir ifadeyle, "Daha odanıza gelmedik. Bu asansör efendim!"

 

 
 
  Bugün 102 ziyaretçi (111 klik) kişi burdaydı!


˜*•. ˜*•.•*˜ .•*˜
˜*•. ˜”*°•.˜”*°•.•°*”˜.•°*”˜ .•*˜
˜”*°•. NurettinTorun.TR.gg .•°*”˜
.•*˜ .•°*”˜.•°*”˜”*°•.˜”*°•. ˜*•.
.•*˜ .•*˜*•. ˜*•.
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol