Yunus balığı
Temel ölmüş. Öteki dünyada görevliler listeye bakmış ve Temel’e: “Ya, senin adın listede yok sen bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni tekrar dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara göre insan olarak gönderilemezsin. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya gönderileceksin. Ne olmak istersin?” Temel biraz düşündükten sonra: “Yunus balığı olayım” demiş. Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanmış. Aradan 3 dakika geçmeden Temel tekrar öteki dünyaya dönmüş. Görevli sormuş: “Ne oldu ya? Biz seni şimdi gönderdik niye geldin?” Temel masum bir şekilde cevaplamış: “Yüzme bilmiyordum, boğuldum!”
Temel ve sevgilileri
Tekel'in üç tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat öğretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadaşı sorar; "Niye öğretmen de diğerleri değil?" diye. Temel de ona döner;
"- Ula" der, "Bilmez misin doktorlar 'bugün git yarın gel' der, santralci de 'şu an meşgul daha sonra tekrar deneyin' der. Ama öğretmen ne der? 'Hadi bir daha tekrarlayalım...
Delikleri bilen Temel
Avcılar, Temel’in önderliğinde ormanda ilerliyormuş. Karşılarına küçük bir delik çıkmış. Temel: “Yatın, tavşan deliği” demiş. Yatmışlar. Delikten tavşan çıkmış. Avlayıp yola devam etmişler.
Yolda bakmışlar, daha büyük bir delik. Temel: “Yatın tilki deliği” demiş. Yatmışlar. Tilki çıkmış, vurmuşlar.
Sonra delik büyümüş. “Yatın ayı ini” diye bağırmış Temel. Ayıyı da avlamışlar.
Temel’in her şeyi bilmesinin rahatlığıyla keyiflenmiş avcılar. Bir süre sonra kocaman bir delik çıkmış karşılarına. Temel’e bakmışlar. Temel: “Uşaklar” demiş, “...ne çikacağunu bilmeyrum. Siz yatın, ne çikarsa bahtumuza!”
Ertesi gün gazetelerde şu haber varmış: Dört avcı, tren altında kaldı.”
Camide eğitim
Temel çok güzel bir kadınla evlenmiş. Ama içi de kıpır kıpır, kıskançlık krizleri geçiriyor. Aradan 2 ay geçtikten sonra bir gece karısına “Benden önce birkaç sevgilin olduğu doğru mu?” diye sormuş.
“Dinle tatlım” diye cevap vermiş karısı ve başlamış konuşmaya:
“Evinde sıcak iyi yemeğin var mı?”
“Evet var”
“Temiz ve ütülü elbiselerin var mı?”
“Evet var”
“Evin düzgün ve temiz mi?”
“Hem de nasıl”
“Gece yatakta benimle sevişmekten memnun musun?”
“Hem de çoook”
“Öyleyse söyle bakalım...Ulan nerede öğrendim bütün bunları... Nerde ha? Cami de mi öğretiyorlar? Tövbe tövbe!”
Geyik nasıl taşınır?
Temel ile Dursun bir gün ava gitmişler. İri bir geyik avlayıp geri dönerlerken çok ağır olan geyiği birer boynuzundan beraberce tutarak köylerine doğru yola koyulmuşlar. Köye beş yüz metre kala köyün yaşlılarından biri ile karşılaşmışlar. Adam geyiği görüp Temel ile Dursun’u tebrik ettikten sonra geyiği böyle taşımaları halinde etinin sertleşeceğini söyleyerek kuyruğundan çekerek taşımalarını önermiş. Temel ile Dursun da kuyruğundan çekerek taşımaya başlamışlar. Bir süre sonra çok yorulmuşlar ve Dursun Temel’e dönüp şöyle demiş: “Ula Temel biz yine eskisi gibi taşısak iyi olur. Baksana köyden epeyce uzaklaştık...”
Pijama
Temel, Dursun’a misafirliğe gitmiş. Fakat bir zaman sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlamış. Dursun; "Temel bu akşam gitme, çok yağmur yağıyor. Burada kal yarın gidersin. Yoksa çok ıslanırsın" demiş. Temel kabul etmiş. Bir ara Temel ortalıktan kaybolmuş. Sonra kapı çalınmış. Kapıyı açan Dursun, Temel’i sırılsıklam karşısında görünce şaşkın bir halde sormuş: "Ula Temel bu ne hal?" Temel de; "Haçan pijamalarımı almağa cittum" demiş
Cep telefonu
Temel otobüste cep telefonuyla konuşuyormuş, yolcular uyarmış:
- Otobüste cep telefonuyla konuşmak yasaktır!
Temel telefonun öbür ucundaki arkadaşını uyarır:
- Ula Cemal, otobüsün içinde konuşmam yasakmiş, sen konuş ben tinleyeyum!..
Gece burdayız
İki Karadenizli uçağa binmiş. Uçak havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulmuş. Pilot anons etmiş: “Uçağımızın bir motoru bozulmuştur. Telaşa gerek yoktur.” Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmuş. Pilot anons etmiş: “Uçağın ikinci motoru da bozuldu...” Temel Dursun’a dönmüş: “Tursun desene geceyi burda geçireceğiz.”
Sinema
Temel, Fadime'yle sinemaya gitmiş. Gişedeki görevliye;
- Bize iki bilet lütfen
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayır, Fadime'yle benim için!.
Temel’in köpeği
Temel çok iyi eğitilmiş bir köpek satın almış, adı didi. Didi, Temel’in her söylediğini anlıyor, hatta Temel eve telefon ettiğinde telefonun ilgili tuşuna basıp ahizenin karşısında havlayarak Temel’in sorularına cevap veriyormuş. Temel yine bir gün evi aramış, telefonu açan didi, “HAV...” demiş.
- Ula Didi... Sen misin?
- HAV..!
- Fadime evde mi?..
- HAV..!
- Başka kimse var mı?..
- HAV...
- Ula kaç kişi var?..
- HAV, HAV...
- Ne yapıyorlar?...
- Hehehehehhhhhehhhh! (soluma sesi)
- Yahu ne zamandan beri?..
- UUUuuuuuuuuuuuuuuuuu..!
Uzun poylu kızlar
Temel, ilk kez baleye gitmiş. Parmaklarının ucunda dans eden kızları görünce şaşırarak mırıldanmış:
- Taha uzun poylu kizlaru seçselerdu ya!
Kış
Küçük Temel göl kenarında karların üzerinde kayak yaparken kayıp suya düşmüş. O sırada oradan geçen yaşlıca bir bayan Temel’in yardımına koşmuş.
- Vah vah suya mı düştün yavrum?
- Hayır. Ben yüzerken aniden kış bastırdı.
Akvaryum
Cemal, “Palukler neten konuşmayi?” diye sorunca, Temel, şu yanıtı vermiş: “Paşini akvaryuma sokarsan anlarsin!”
Temel beklenti
Temel’e “Hani sen güzel bir dulla evlenecektin, ne oldu?” diye sormuşlar. “Evet” demiş:
- Fadime’nin kocasinin olmesinu pekleyrum
Ders olsun!
İdama giden Temel, son sözü sorulunca şöyle demiş:
- Bu baa ders olsun!..
İş var!
Köyün zenginlerinden Temel ,camiye girmiş dua ediyormuş:
- Allahum, ev yapturacağım yardım et bağa...
Bu sırada köyün en fakiri Cemal gelir, yanına oturmuş ve duaya başlamış:
- Allahum bi kaç kuruş ver de karnumi doyurayum. Allahum..
Temel hemen elini cebine atıp bir milyon çıkarmış ve Cemal’e vermiş:
- Al şu parayu da defol çit, bu sırada küçük şeyler içun meşgul etme oni...
Penguen
İdris ile Temel, bir penguenle İstiklal Caddesi’nde dolaşıyorlarmış.. Durumu gören biri öfkeyle yanaşmış yanlarına:
- Bu ne bu?..
- Pencuendur da!..
- Yazık yahu! Bunu hemen hayvanat bahçesine götürün!..
“Olur” demiş İdris ile Temel..
İki saat sonra, adamla yine karşılaşmışlar, Beyoğlu’nda. Adam yine pengueni göstererek, “hani” demiş: “Hayvanat bahçesine götüreceksiniz?..” İdris hemen atılmış: “Cötürdük, cötürdük.. Çok eğlendi garibim. Şimdi de sinemaya cötürüyoruz oni!”
2 kere 2
İlkokulda öğretmen Temel’e sormuş. “İki kere iki...” Temel düşünmüş ve cevap vermiş: “10!” Öğretmen kızmış: “Oğlum iki kere iki dört, bilemedin beş eder nerden on edecek!”
Jaguar
Temel yaş gününde karısına ne istediğini sormuş. "Jaguar isterim" diye tutturmuş karısı.
"İyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum" demiş Temel...
Karısı yalvarmış, ağlamış, Temel'in canına okuyana kadar... Temel sonunda razı olup ona bir Jaguar almış.
Hayvan eve girer girmez kadını yemiş...
O Afrika’da.
Temel bir gün dertli dertli içiyormuş meyhanede. “Ne bu hal” demiş Dursun. “Boşver” demiş Temel de. Dursun ısrar etmiş “Biz arkadaş değil miyiz?” diyerek. Temel dayanamamış: “Ama kimseye anlatma.. Hani ben bir zaman Afrika’ya gitmiştim ayı avlamaya?” Dursun “Hatırladım bayağı da dönmemiştin” demiş... Temel devam etmiş anlatmaya: “Günler sonra buldum en sonunda avlayacak bir ayı ama tam ateş edecekken tüfek bozuldu. Ben de kaçarken uçurumdan aşağı düştüm.” Dursun heyecanla “Eeeee” demiş, “Sonra...” Temel sürdürmüş: “Her tarafım kan revan içinde, komaya girmişim. Sonra ayı beni yuvasına götürdü. Yaralarımı yaladı, balla, sütle besledi beni, iyileştikten sonra da bana tecavüz etti aylarca” demiş. “Buna mı üzülüyorsun, takma kafanı yaa bak bu kadar zaman geçti. Çoluk çocuğa karıştın, mutlu bir hayatın var” demiş Durmuş. Temel: “Bu da hayat mı be birader... O Afrika’da ben burda..”
Mobilyacı Temel
Temel’in çok büyük bir mobilya mağazası varmış. Bir gün bayi toplantısı için Rusya’ya gitmiş. Otelin resepsiyonunda çok güzel bir Rus kızı ile tanışmış.
İkisi de birbirlerinin lisanını bilmedikleri için Temel defter ve kalem almış, bir taksi resmi çizmiş deftere. Kız gülümsemiş, başını sallamış. Bir taksi tutup şehri birlikte gezmişler. Daha sonra Temel, bir restoran ve bir masa çizmiş deftere. Kız tekrar gülmüş, başını sallamış ve güzel bir restorana akşam yemeğine gitmişler, şampanya içip havyar yemişler, dans etmişler.
Vakit hayli geç olunca kız eline kalemi almış deftere 2 kişilik bir yatak çizip gülümseyerek Temel’e vermiş.
Temel afallamış kalmış. Sonra da kızı bırakıp oteline dönmüş. Temel, onun mobilya işinde çalıştığını kızın nasıl anladığını hálá çözememiş, düşünüp duruyormuş..
2 tüp geçit
İstanbul’a tüp geçit yapılması için ihale açılmış. Amerika, Japonya içinde olduğu bir sürü ülke teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolar... Bizim Temel’le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler. Komisyon gitmiş Trabzon’a Temel’le Dursun’u görmeye. Demişler ki, “İhaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?” Temel başlamış anlatmaya: “Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz.” Yetkililer sormuş: “Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?” Bu sefer de İdris atılmış: “O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız...”
Oflu
Birisi Ofluya sorar; "Her yörenin kurtuluş bayramı var da Of'un niye yok?"
Oflu; "Olmaz olur mi var" der.
Soran kişi; "Nerede, biz hiç görmedik" deyince Oflu;
"Göremezsun uşağum, o Rusya'da kutlaniyi, Ofli'den kurtulduk deyi Ruslar bayram edeyi."
Şoförsüz gidiyor
Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyorlarmış. Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkarmış ve alt kattaki Dursun’u aramış: “Tursun, orada durum nasıl?” Dursun: “Hüç... Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor” demiş. Temel böbürlenerek yanıtlamış: “O da bir şey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor.”
Kaçıncı kat
Temel ile oğlu Amerika’ya giderler. 1000 katlı otelin en son katındaki odada kalacaklardır. Asansör de o sırada bakımdadır. Başlarlar çıkmaya... 100. katta oğlu "Baba sana çok önemli bir şey söylicem" der. Temel "Sabret çıkınca söylersin" diye karşılar. 200, derken 300 ve sonunda 999. katta Temel "Haydi söyle" der. Çocuğun yanıtı şöyle olur "Anahtarı resepsiyonda unuttuk..."
Temel aşık olunca
Temel bir kıza aşık olur. Bu kıza bir şiir yazar. Şiiri de şöyledir;
"Sabahları kahvaltı yapamayrum. Çünkü seni düşünoyrum.
Öğlen yemek yiyemeyrum. Çünkü seni düşünoyrum.
Akşamları uyuyamayrum. Çünkü açim."
Kraliçe Elizabeth
Temel İstanbul’a gelmiş, yürüyormuş. Bu arada 5 dakikada bir top atışları duyulmaktaymış. Merak edip sormuş: “Hemşerim bu top atışları neyin nesi?” diye. Kraliçe Elizabeth’in gelmesi sebebiyle top atışı yapıldığı anlatılmış. Aradan yarım saat geçmiş ve top atışları sürmekteymiş. Temel bir başkasına yine sormuş: “Bu top atışları neden?” Aynı cevabı alınca söylenmış: “Ulan, yarım saattir bir karıyı vuramadılar, be!”
Temel ne yapıyormuş
Küçük Temel, kumbarasının anahtarı kaybolmasın diye ne yapmış?
- Kumbarasının içine atmış...
Paraşütçü Temel
Temel, Nato’da havacı olarak askerliğini yapıyormuş. Komutan askerlere paraşütle nasıl atlanacağını öğretmiş: “Uçaktan atlayınca birinci ipi çekeceksiniz. Paraşüt açılmaz ise ikinci ipi çekeceksiniz. Yine açılmadı, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz.” Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker paraşüt açılmaz, ikinci ipi çeker yine açılmaz. O sırada yere yavaş yavaş süzülen komutanının yanından geçerken sorar: “Komutanım, komutanım.. O karının adı neydi?”
Durmasını bilmek
Temel ile İdris şanslarını denemek için kumar oynamaya karar vermişler. Şansları bir türlü yaver gitmemiş ve beş parasız kalmışlardır. Kumarhaneden çıkarken, İdris çırılçıplak vaziyette uygunsuz yerlerini elleriyle kapatmıştır. Temel'in ise sadece ayağında paçalı donu vardır.
İdris, Temel'e dönerek; "Ula Temel sana gıpta edeyrum" der. Temel, bunun nedenini sorduğunda İdris; "Kumarda nerede duracağunu bileysun" cevabını verir.
15 günlük oruç
Temel’in bir ineği varmış ve bir gün hastalanmış. İneğinin iyileşmesi için sürekli Allah’a dua ediyormuş. Sonra bir ses duymuş. “Ey Temel: ineğin’nin iyileşmesi için 15 gün oruç tut. Eğer oruç tutarsan, 15 günün sonunda ineğin iyileşecek.” Temel inanmış, oruca başlamış. 15 gün bittikten sonra bakmış inekte değişen bir şey yok. Bİr gün olmuş, iki gün olmuş, yok. En son üçüncü günün sabahı uyandığında ineğinin öldüğünü görmüş. Gökyüzüne bakarak demiş ki: “Ey yukardaki, dediğini yaptım ama sen benim isteğimi yapmadın. Ben de tuttuğum oruca karşılık önüzümdeki Ramazan’da 15 günlük orucumu düşerim. Ha bir de bu ineğe karşılık kurban bayramındaki keseceğim kurbana sayarım haberin olsun”
Hırsızlık ve yolsuzluk
Karadenizin doğusunda, siyasi başarısından emin bir grup milletvekili halkın nabzını tutarken, köy kahvehanesinde toplanan kalabalıktan yaşlı bir amca politikacılara;
- Uşşağum de pakayim baa, siz hiç içki içer misinuz?
- Yok dede, biz içkiyi ağzımıza bile sürmeyiz, günahtır...
- Sigaraniz var midur?
- Dede biz sigaraya karşıyız, her yerde yasakladık bile...
- Peki kumarinuz var midur?
- Yok dede, biz olduğumuz sürece memlekette kumar oynanmaz.
- Kari kiz işleriyle araniz nasildur?
- Dede hiç olur mu, o da örf adetlerimize aykırıdır. Sümme haşa...
- Peki la uşşağum, sizin hiç masrafinuz yoktur... Neden pu kadar çalaysunuz
Temel’in arabası
Temel, Dursun’a arabasının öyküsünü anlatıyordu: “Bir gün otostop yapıyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasına aldı. Bir süre gittikten sonra kadın arabayı kuytu bir köşeye çekti. Mini eteğini iyice yukarı çekip, dudaklarını ıslattı ve ’Benden ne istersen alabilirsin’dedi, ben de arabasını aldım.” Dursun: “İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakışmazdı.”
Paraşütçü Temel
Temel NATO'da havacı olarak askerliğini yapıyormuş. Komutan askerlere paraşütle nasıl atlanacağını öğretmiş;
- Uçaktan atlayınca birinci ipi çekeceksiniz. Paraşüt açılmaz ise ikinci ipi çekeceksiniz. Yine açılmadı, o zaman Meryem Ana'ya dua edeceksiniz.
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker paraşüt açılmaz, ikinci ipi çeker yine açılmaz. O sırada yere yavaş yavaş süzülen komutanının yanından geçerken sorar;
- Komutanım, komutanım.. O karinin adi neydi?
Asansör pozuk
Kapıcı Temel, çalıştığı on katlı binanın asansörü bozulunca asansörün kapısına şu yazıyı asmış:
“Asansör pozuk, en yakun asansör yüz metre ileride, Veysel Apartamanundadır!”
Temel usülü intihar
Dursun bir gün ormanda gidiyormuş. Temel’i bir ağaca belinden bağlı şekilde bulmuş. “Ne yapıyorsun Temel” demiş Dursun, Temel de “İntihar ediyorum” diye cevaplamış. Dursun, “Benim bildiğim öyle intihar edilmez, o ipi beline değil boynuna bağlayacaksın” demiş. Temel cevaplamış: “Onu da denedim, az daha boğuluyordum...”
Kuş isimleri
İdris kumar oynuyormuş. Temel de arada sırada gidip soruyormuş:
-Nasıl gidiyor kanaryam?
-Kaybediyorum!
Bir müddet sonra yine:
-Nasıl gidiyor güvercinim?
-Kaybediyorum!
Bu konuşma bülbülüm, serçem diye devam edince Cemal, “Ne tuhaf adamsın” demiş, “İnsan hiç erkek arkadaşına böyle hitap eder mi?” Temel fısıldamış: “Bu kadar kişinin içinde kuş beyinli diyemem ya!”
Ütü yaparken
Temel, iki kulağı da yanık vaziyette hastaneye getirilmiş. Doktor bu duruma şaşırıp sormuş:
- Nasıl oldu bu?
- Ütü yaparken telefon çaldı.
- Peki diğer kulağın nasıl yandı?
- O da ambulans çağırırken!
Temel ve sevgilileri
Temel’in 3 tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadaşı sorar: “Niye öğretmen de diğerleri değil?” diye. Temel de ona döner: “Ula..” der, “Bilmez misin doktorlar ‘bugün git yarın gel’ der, santralci de ‘şu an meşgul daha sonra tekrar deneyin’ der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha tekrarlıyalım...”
Aldatma
İzimir'de maçta Ali’nin yanına süzme Karadenizli müthiş çenebaz biri düştü. Günün olayı Nataşalardı. Evli idi ve onun da ilgisi vardı Nataşalara. Ali dayanamayıp sorar:
"- Karınızı aldatmak nasıl bir duygu?" diye Acaba, suçluluk duymuyor muydu?..
Karadenizlinin verdiği cevap ilginçti;
- Onlar da kari diye yillarca bizi aldatmişlardur!.
İnsan hakları savunucusu Temel
Irk ayrımının Amerikayı nefret ateşi ile kavurduğu yıllarda Temel bir yük gemisinin ambarına saklanarak Amerikaya gitmiş. Orada şehir otobüsleri işletmesine şoför olarak girmiş. Daha birinci ayda bu ırk ayrımı ilkelliğinin siyah derilileri otobüslerin arka sahanlığına istif eden haksızlığına köpürerek dolmuş ve bir gün yolcuların bu yüzden kavga etmesini fırsat bilerek harekete geçmiş. Arabayı sağa çekip sert bir frenle durdurmuş, sonra kornaya basarak kavga edenlerin dikkatlerini üstüne çekerek ezberlediği söylevini irat etmiş:
- Medeni memleket diye geçiniyorsunuz, ırk ayrımı yapmaya utanmıyor musunuz? Ne demek siyah, ne demek beyaz? Hepiniz insansınız, hepiniz yeşilsiniz. Hadi bakalım şimdi kaldırın o aradaki bölümü, karışın, kaynaşın, öyle oturun...
Yolcular etkilenmişler ve Temel’in dediğini yapmışlar. Ama iki durak bile sürmemiş sükûnet. Kavga daha da şiddetlenerek başlamış. Temel tekrar durdurmuş arabayı ve kararını açıklamış:
- Anlaşıldı, siz daha 50 sene adam olmazsınız. Hepiniz yeşilsiniz ama bir çoğunuz hamsınız, hepiniz aynı yeşil değilsiniz. O nedenle açık yeşiller otobüsün ön tarafına, koyu yeşiller arka tarafa geçip otursunlar!
Temel aldatılırsa
Temel, bir haftalığına gittiği memleketten, haber vermeden erken dönünce karısını evde başka bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde taşıdığı tabancasına davranan Temel, yatakta yakaladığı adamı alnının ortasından vurur. Tabancayı tam kendi kafasına doğrultmuşken, karısı haykırarak üzerine atlar: “Dur Temelim, kıyma kendine!..” Temel, sinirden titreyerek haykırır: “Sus kaltak, sıra sana da gelecek!..”
Tatbikat
Temel ile Dursun bir gün paraşüt tatbikatına katılmışlar. Diğer paraşütçüler gibi onlarında uçaktan atlama sıraları gelmiş ve kendilerini boşluğa salıvermişler. Temel’in paraşütü açılmış ancak Dursun’un ki açılmamış.
Dursun, Temel’e:
- Ula Temel bu meret açılmayi da!..
Temel:
- Ula Tursin yardimci paraşüti aç usağum!..
Dursun yardımcı paraşütü açmaya çalışmış fakat o da açılmamış ve Dursun, Temel’e :
- Ula Temel bu meret de açılmayi...
Temel:
- Boş ver uşağum nasul olsa tatbikattayız da...
100 hamsi
Dursun, Temel’e “Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?” diye sorunca Temel, “100 tane yerim valla...” demiş. Dursun da bunun üzerine, “Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin...” demiş ve başlamış gülmeye. Bu espri Temel’in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal’i görmüş ve hemen sormuş: “Usağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?” Cemal, “50 tane yerim ben...” diyince Temel’in yüzü düşmüş: “Tüh be usağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum...”
Çukur
Karadeniz'de köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.
Birincisi demiş ki:
"- Çukurun yanında bir ambulans beklesin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin."
İkincisi:
"- Çukurun yanına hastane kuralım, düşenleri yetiştirmesi vakit almaz" demiş.
Sıra Temel'e gelmiş.
"- Kafanız hiç çalışmıyor" demiş.
"- Bunu kapatalım ve gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım"
Fırtına
Aşk gemisinde, Temel ve Amerikalı John şezlonglara oturmuş, batan güneşi seyrediyor ve sohbet ediyorlarmış.
Temel, “Böyle bir gezi aklımdan bile geçmezdi. Bir yangın fabrikamı kül etti. Sigorta paramı ödeyince ‘Oğlum Temel, bunca yıl eşek gibi çalıştın. Şimdi tatil zamanı’ dedim kendi kendime ve geziye çıktım” diyince John lafa girerek, “Tesadüfe bak” demiş, “Benim de çok iyi iş yapan bir restoranım vardı. Bir kasırga, taş üstünde taş bırakmadı. Sigortadan paramı alınca, bu tatile karar verdim.”
Uzun bir sessizlik olmuş, güneş ufukta kaybolurken, sessizliği Temel bozmuş:
“Fırtınayı nasıl başlattın Allah aşkına?”
Teravih namazı
Karadenizli bir ailedeki bey, son zamanlarda camiye gidip namaz kılmaya başlar. Bildiği, sadece günlük kılınan namazlardır, yani; sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarıdır. Belli rekatlardır. O zamana kadar da ramazandaki teravih namazına hiç gitmemiştir. Ramazan günü küçük oğlunu da camiye götürüp namaz kıldırmak ister ve birlikte teravih namazına giderler. 'Saf'a durup namaza başlarlar. Çocuk babasına bakarak onun gibi yatıp kalkmaya başlar. Normal rekatlarda kılınan süre bitmiştir ama herkes devam eder. Etraflarına bakarlar herkes devam ediyor, baba oğul da devam eder. Baba bilmez ki yatsı namazı ve teravinin birlikte 33 rekat olduğunu. Normal en fazla 12 rekatta bitmesi icap eden namaz uzayıp gidiyor. Bir ara zaman bulup, ceketini çıkartıp oğluna verir ve; "Git oğlum annene haber ver, merak etmesin, iş iddiaya bindi babam eve geç gelecek dersin" der.
Temel ve bayram namazı
Bir gün Temel'in abisi ölür. Cenaze namazı kılınırken Temel namazı kılmaz bir köşede oturur. Bunu gören Dursun, Temel'e; "Ula Temel sen niye cenaze namazı kılmaysun?" der.
Temel ise; "Ben cenaze namazı kılmayi bilmeyrum" der.
Aradan 2 hafta geçer. Temel'in kaynanası ölür. Cenaze namazında cemaat Temel'i en ön safta görür. Namaz sonunda Dursun Temel'e:
- Ula Temel sen hani cenaze namazı kılmayi bilmeydun?
Temel ise şöyle der:
- Haçan bu cenaze namazi değildur ki bayram namazidur.
Temel ve aslan
Temel, hayvanat bahçesinde gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
- Hoop dur ne yapıyorsun? Orası aslan kafesi
diye bağırmışlar. Temel geri dönmüş;
- Sanki aslaninuzu yeduk!..
Ev müsait
Temel ile Dursun eve dönerken yolda iki hayat kadınıyla karşılaşır ve "Bizim eve gidelim mi?" diye sorarlar. Kadınlardan biri;
"Ama biz dönmeyiz!" dediğinde, Dursun hazır cevap bir şekilde "Olsun ev müsait bizde kalırsınız" der.
Ölen eşin Mercedes'i
Araba galerisi sahibi Temel çok da sevmediği eşini kaybeder. Arkadaşlarından bazıları, cenazeden sonra, gazeteye bir de ilan vermesi yolunda onu uyarırlar.
Temel istemeye istemeye gazeteye gider. Oradaki görevli kıza; "Karım öldü" şeklinde ilan vermek istediğini söyler. Kızcağız, küçük ilanların en az 5 kelime olması gerektiğini söyleyince, Temel biraz düşünür ve şöyle bir ilan vermeye karar verir; "Karım öldü, 99 Mercedes satılıktır..."
TV parçaları
Temel TV tamiri yaparken arızalı olduğunu tespit ettiği 669 no'lu parçayı ilgili firmanın yedek parça servisinden istemiş. İstediğinin yerine 699 numaralı parça gelince, "Aklınızı başınıza alın" gibi sert bir not ekleyerek, paketi geri göndermiş. Bir hafta sonra 4 kelimelik bir notla aynı paket geri gelmiş; "Lütfen paketi ters çevirin!.."
Bugün ayın kaçı
Temel Dursun'a sorar;
- Bugün ayın kaçı?
Dursun yanıtlar;
- Bilmiyorum. - Elindeki gazeteye baksana!..
- Bakacaktım ama... Bu dünkü gazete...
Temel ne yapmış
- Temel yeni aldığı ayakkabısını bir hafta giymemiş. Neden?
- Satıcı 'Bir hafta kadar ayağınızı sıkabilir' dediği için...
Silduk onları
Karadenizli bir kadının çocuğunda doğumsal bir anomali doktorun dikkatini çekince, hastaya sorar:
- Akraba evliliği var mı?
Anneye fırsat vermeyen baba yanıtllar:
- Sayilmaz...
Ben ikinci, üçüncü kuşaktan bir akrabalık olduğu yönünde iyimser bir tahminde bulunan doktor :
- Sayılmaz mı? Nasıl yani? diye sorduğunda, aldığı yanıt:
- Teyzemin kizi, ama biz teyzemlerle 15 yildir konuşmayruk, silduk onlari...
Saat
Saatlerin geri alınacağını duyan Dursun, evdeki tüm saatleri toplayıp, "Bunları geri al" diye saatçiye götürmüş.
Saatçi Temel, uyanık bir gülümsemeyle Dursun'a;
"Yemezler, bir saat geri alınacak. Sadece bir tanesini geri alırım" demiş.
Temel kanser ama
Temel akciğer kanseri olmuş. Öleceğini anlayınca, bütün eşiyle dostuyla helalleşmeye karar vermiş. Fakat Temel gördüğü herkese, kendisinin AIDS hastalığına yakalandığını ve iki ay içinde öleceğini anlatıyor ve haklarını helal etmelerini istiyormuş. Tabii bunu duyanlar Temel'e helallik veriyorlarmış ama bir yandan da elini bile son bir defa sıkıp, kucaklaşmaktan kaçınıyorlarmış. Arkadaşı, Temel'in bu yaptığını duyunca sormuş;
"Ya Temel, anladık sen kanser oldun ölecen, neden millete AIDS oldum diyon, bak herkesi bir korku sardı" demiş.
Temel; - Yaaa... Öyle de öleceeezzz böyle de ölecez, bari kariyi sağlama alalim dedum!
Son istek
Dursun ve Temel idama mahkum olmuş. Dursun'a "Son isteğin nedir?" diye sormuşlar; "Anami görmek isteyrum."
Ardından Temel'e son isteğini sormuşlar; "Tursunun anasini görmesini istemeyrum."
Aynı ağaç
Temel'le Fadime yeni evliymiş. Temel her sabah dağın eteğindeki kasabaya inip gazete alıyormuş. Birkaç ay sonra bıkmış. Fadime'ye; "Bundan sonra gazetelerimi her gün sen alacaksın Fadime" demiş.
Birkaç ay sonra, Fadime de her sabah o kadar yol yürümekten bıkmış ve çözüm yolu olarak bir gidişte 7 tane gazete almaya ve her sabah birini vermeye karar vermiş. İlk altı gün Temel'in hiç tepkisi olmamış. Yedinci gün, Temel, Fadime'ye dönmüş ve; "Fadime, dünyada ne kadar çok salak adam var, aynı adam aynı ağaca aynı arabayla 7 gündür çarpayi" demiş...
Temel ve sigorta
Ölüm döşeğindeki Temel, kendini niçin yangına karşı sigorta ettirmiş?
- Ya cehenneme gidersem diye!...
Bir eksik var
Temel için kız istemeye giderler. Temel'in babası kızı istedikten sonra, kız babası sorar:
- Oglunizun sigara, içki, kumari var midur?
Temel'in babası cevap verir;
- Hepsi var, bir tek kari eksik!
Ne doktormuş
Yıllar önce bir Karadeniz kasabasında görev yaparken kansızlık nedeniyle başvuran bir hastamı muayene ediyordum. Konjoktiva dediğimiz alt göz kapağının içine bakarken, bir yandan da "Amca sende basur var mı?" dedim. Kansızlığın baş sebeplerinden biridir ve Karadeniz'de bu duruma sık sık rastlanır. "Evet" deyince, bir ilaç yazdım. Amcanın dışarı çıkarken yanındaki arkadaşına söylediğini hálá hatırlarım. "Ne doktormuş be helal olsun! Gözüme baktı, basuru anladı...")
Temel ve vazo
Masanın üzerinde ters duran vazoyu eline alan Temel ne demiş?
Ağzı olmayan bir vazo!..
Peki... Aynı Temel vazoyu ters çevirince ne demiş?
Üstelik, dibi de delik!...
Annem gel dedi...
İlk okul öğretmeni sınıfta "Cennet"e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnızca Temel elini kaldırmayınca merak eder ve sorar;
- Sen gitmek istemiyor musun?
- İster idum ama anacığım okuldan sonra hemen eve gel dedü...
Acemi şoför
Temel ehliyet sınavında kan ter içinde araba sürüyormuş. Hocasına dönüp; "Hocam bu yayalara çok gıcık oluyorum. Ne zaman araba sürmeye başlasam önümden bir oraya, bir buraya koşuşturup dururlar" demiş.
Kurs öğretmeni:
"Sakin ol Temel, sen önce şu kaldırımdan aşağı in, onlar o zaman koşuşturmazlar."
Temel beğenmedi
Adamın karısı kaybolmuş. Sormuş, aramış, bulamamış, karakola gitmiş. Komiser Temel'miş. Adam derdini anlatmış. Komiser Temel, kayıp kadının resmini istemiş, adam da cüzdandan çıkarıp vermiş. Komiser Temel, uzun uzun fotoğrafa baktıktan sonra "Hemşerim, iyi düşündün mü?" demiş.
- Ha bu kariyi, hakkatten bulmamuzi istiyor misun da!..
Temel ve sigara
- Temel sigarasını bir metre uzunluğundaki ağızlığa takıp içiyormuş. Niçin?
- Doktoru sigaradan uzak durmasını söylediği için...
Goril
Temel'in küçük oğlu, hayvanat bahçesinde koşarak babasının yanına gelmiş:
"Koş baba! Anamı kocaman bir goril kaptı."
Temel gayet sakin yanıtlamış:
"Eyi eyi... Buradan sonrası gorilin problemi. Kurtulsun bakalım kurtulabiliyorsa."
Nesi var
Temel eczane açar. İlk müşterisi gelir:
- Bana bir sinek ilacı verir misiniz?
Temel:
- Tabii, sineğunuzun nesi var?
Ötsene horoz
İki sevgili Fadime ile Temel köyün girişinde gizlice konuşuyormuş. Sohbetin en koyu yerinde Fadime’nin babası “Fadimeee” diye bağırmış. Sesi duyan Fadime apar topar kaçarken, Temel arkasından seslenmiş “Yarın horozlar öterken burda ol Fadime...”
Ertesi gün Fadime tam vaktinde gelmiş ama Temel ortada yok... Meraklanmış kızcağız, kalkıp evine gitmiş, aramış taramış Temel ortada yok. Tam evden uzaklaşacak kümesten garip sesler duymuş. Dayanamayıp bakmış, bir de ne görsün?...Temel horozun boğazına yapışmış “Öt dedim sana... Çok geç kaldım... Öt ula öt...Öt...
Hangisi
Temel kahvede işe başlar. Müşterilerden biri seslenir:
- Temel, bize üç çay, biri açık olsun.
Temel:
- Hangisi?
Temel ne yapmış
Temel hasmına tehdit mektupları yazarken eldiven giymiş. Niçin?
"El yazısı tanınmasın diye..."
- Temel yeni satın aldığı arabasını kullanırken kahkahalarla gülüyormuş. Niçin?
"Dostları güle güle kullan demiş."
Utangaç Temel
Temel, Fadime ile nişanlanmış. Fadime'yi arabasına almış, gezmeye çıkarmış. Arabayla bir yerlerde durmuşlar. Kalkarken Temel vitesi bire almak istemiş, eli Fadime'nin eline değmiş. Fadime kızarmış. Temel de utanmış.
Günler geçmiş. Nihayet evlenmişler. Balayına arabayla Bodrum'a yola çıkmışlar. Bodrum'da otel vardıklarında Temel el frenini çekmiş. O sırada yine eli Fadime'nin eline değmiş. Fadime yine kıpkırmızı olmuş. Ama laf etmekten de geri durmamış;
- Ula Temel, artuk evlüyüz daaa, daha ileri cidebülürsün.
Temel bunu duyunca hemen el frenini indirmiş. Marmaris'e doğru yola çıkmışlar.
Kafayı kaşımak
Adam, melon şapkasının üzerinden kafasını kaşımaya çalışan bir başka adam görmüş ve yanına giderek;
- Affedersiniz, siz Laz mısınız?
- Evet, neden sordun?
- Şapkanızın üzerinden kafanızı kaşımaya çalışıyordunuz da...
- Ne olmuş yani! Sen kıçın kaşınınca pantolonunu mu çıkarıyorsun?
Yarın gideruz
İdris ile Temel Trabzonspor-Beşiktaş maçına gitmeye karar verirler. Maç günü stada gelirler ve maç saatine daha zaman vardır. Hava oldukça yağmurludur. Stadın yanındaki bir kahvehaneye girip, birer çay içerler. Bu sırada, dışarıdaki yağmur alabildiğince hızlanmıştır. İdris bunun üzerine serzenişte bulunmaya başlar. Kendisine has şivesiyle;
"Yağacak zemeni buldun. Ha bugün de yağmur yağar mi? Durmadan yağiy, şemsuye de almaduk. Pok yiyenun havası, parada yok ki kapali trübune cidelum. Boşuna ıslanacouk" diyerek söylenmektedir. Bunları birkaç kez tekrar edince Temel dayanamayıp ona der ki;
"Ula İdrus uşağum. Ne düşüneysun, kendini üzeysun. Maça yarin cideruz..."
Milyarder Temel
Milyarder Temel'in çocukları, derslerini villalarının bahçesinde yapıyorlarmış. Niçin?
Temel'e 'Zengin adamsın, çocuklarını dışarıda okut' dedikleri için.
Hamam
Trabzon'da iki hanım grubu çarşı ortasında karşılaştılar. Selamlaşıp, birbirlerini öpmeye başladılar. Hanımlardan biri diğer bir hanımı öpmeye tereddüt etti; "Fadime terlisun, öpmeyeyum seni..."
Fadime hafiften sinirlenerek diğer hanımı kendine çekerek yaklaştırdı; "Öp, öp bir şey olmaz da, temuz terdur, şimdi hamamdan geleyruk da!.."
Havada kalırız
Temel uçağa binmekten niçin korkuyormuş?
- Bozulur da havada kalırız diye...
Gidiş-dönüş
Temel İstanbul'dan Rize'ye gitmek için vapura gidiş-dönüş bileti alır. Gidiş için iki yüz, dönüş için de iki yüz YTL öder. Vapura biner ve Rize'ye gider. Dönüş zamanı geldiğinde Temel geri dönmez. Arkadaşları nedenini sorduğunda Temel:
"Uyy denuz yollarından aldım ha piletu. Gidiş ve dönüş. Cittim da dönmedum, attum onlara bi kazuk daaa..."
Dekoratör Temel
Dekorasyonunu yaptığı dairenin bütün elektrik düğmelerini duvar kağıdının altında bırakmış. Niçin?
- Müşterisi 'gizli aydınlatma' istemiş de onun için!..
Cimri Temel
Temel karısına çok kıymetli bir pırlanta yüzük almış. Neden?
- Neden olacak... Uzun süredir kendisinden deri ceket isteyen karısını susturmak için...
Misur uni mi ceturdun?
Temel’in bindiği gemi batmış. Ama Temel kurtulmuş. Issız adada 5 yıl kaldıktan sonra civarda batan başka bir geminin yolcularından bir bayanı kurtarmış. Bayan, ona kaç yıldır adada bulunduğunu sormuş. Temel, “Beş yıldır” diye cevap vermiş. Kadın kırıtarak, “O halde 5 yıldır çok ihtiyacınız olan bir şeyle karşı karşıyasınız” demiş.Temel heyecanla, “Neee? Yoksa misur uni mi ceturdun?” diye haykırmış.
Kazanın nedeni
Hakim, sarhoş bir şekilde kaza yapan Temel'e şöyle demiş;
- Anlaşıldı, kazanın sebebi alkol.
Temel, "Sağol Hakim Bey" demiş. "Herkes kazanın benim yüzümden olduğunu zannedecekti..."
Haftada iki defa
Temel sınavı kazanmış işe girecekmiş. Gerekli formları doldururken; önce adını-soyadını, doğum yeri ve tarihini, ana ve baba adını yazmış. Sıra "Evlilik hali" sorusuna gelmiş. Temel bir süre düşündükten sonra, şöyle yazmış;
"Haftada iki defa!.."
Pilot Temel
Pilot temel telsize var gücüyle bağırıyordu;
- Ula, sağ motor bozuldu. Düşeyrum, düşeyrum. Meydey düşeyrum. Kule düşeyrum.
Kule hemen cevapladı;
- Mesaj anlaşıldı. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin.
Temel gayet ciddi :
- Pilot kabini, öndeki sol koltuk, pilot kabini, öndeki sol koltuk.
Asker Temel
Temel askere gitmiş. Mutfakta çalışmaya başlamış. Mutfağa her girdiğinde buzdolabına selam veriyormuş. Bir gün komutan sormuş;
- Niye buzdolabına selam veriyorsun?
Temel cevap vermiş;
- General Electric.
Duyuru
TEMEL'in bir gün kaynanası kaybolur. Temel hemen gazeteye ilan verir. İlan aynen şöyledir:
"Kaynanamu kaypettum. Körenlerin insaniyet namına körmemezlikten kelmeleri riça olunur."
Ne fark var
Temel'e sormuşlar;
- Evli kadın ile dul kadın arasında ne fark vardır?
- Dul kadın kocasının nerede olduğunu bilir, evli kadın bilmez!..
Kim kiminle evli
Mahkemede hakim, Temel'e sormuş:
- Kiminle evlisin?
- Bizum kariylan!
Hakim sinirlenmiş;
- Sen hiç erkekle evlenen duydun mu?
- Duydum tabii, nasil duymadum!
- Kimmiş?
- Bizum kari...
İdrar tahlili
Temel ilk defa hastaneye gitmektedir. Girişte birinin ağladığını görür. Yaklaşır ve sorar: “Hayrola hemşerim! Neden ağlıyorsun?” Adam: “Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler” der. Temel daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başlar. Bu sefer susan Temel’e sorar:“Hayırdır hemşerim. Sen niye ağlıyorsun?” Temel: “Ben...” der, “İdrar tahlili yaptırmaya geldim!...”
Asker Temel’in el bombası
Askeri hastanede yatan Temel ve arkadaşlarının cinsel organları kopmuş. Sebebini soranlara Temel anlatıyor: “El pombasu talimu yapayuduk, pimi çektuktan sonra ona kadar sayup atmamuz emredildi, piz de parmaklarumuzla saymaya paşladuk, pir, içi, uç, tört, peş, öpür ele geçmek için pompalaru apuş arasına koyalum tedük, alti, yeti, seçiz, tokuz... Bummm!!!”