Bunlar, Gerçekten Arkadaşlarımız mıydı?
İnsan sormadan edemiyor:
Bunlar gerçekten bizlerin ağabeyleri, kardeşleri ya da arkadaşları mıydı?
Bunlar gerçekten dostlarımız mıydı?
O sevgi, o saygı, o samimiyet ifadeleri; neydi onlar?
*****
Yoksa hiç mi sevmedik birbirimizi?
Sadece rol mü yaptık?
Düğünlerimizde mutluluğumuzu paylaşırken, cenazelerde acılarımızı teselli ederken, kötü günlerimizde ekmeğimizi bölüşürken; hislerimizi istismar mı ediyorduk?
*****
Başka açıklaması var mı bunun?
İnsan bir günde düşman mı olur dostuna?
Dün ağabey dediğine, kardeşim dediğine basit bir siyasi tercih yüzünden düşmanlık eder mi?
Ona en galiz küfürlerle saldırır mı?
Etrafına topladığı peşkircilere onları çemkirttirir mi?
*****
Biz kardeş değil miydik?
Analarımız hepimizin anası, kardeşlerimizin eşleri bacılarımız değil miydi?
Yalan mıydı hepsi bunların?
*****
Alt tarafı bir halkoylaması...
Meclisteki oylamada grup kararı alınamıyor...
Vekile serbest olan, asıla da serbest olsa gerek...
Yani ortada parti disiplini açısından bir sorun gözükmüyor...
Bu kadar saldırı, bu acımasız ithamlar, neyin nesi?
*****
İnsan merak ediyor...
"Ölürsek, öldürülürsek sevinecekler mi?" diye , insan gerçekten merak ediyor...
Korkmayacağımız biliyorlar, geri adım atmayacağımızı da...
Öyleyse neden saldırttıyorlar insanları üzerimize?
Neden?
*****
Konuşmuyoruz...
Faziletlerimiz zaaf olarak algılansa da, paylaştığımız sırları ifşa etmeyeceğiz...
Dünün hatırı için değil, çünkü hatırı çoktan yıktılar...
Sadece kendimize olan saygımızdan...
*****
Büyük bir hayal kırıklığı var içimizde; büyük bir hayal kırıklığı:
Nasıl bu kadar yanılabildik?
Bize duyulan nefreti vaktinde nasıl hissedemedik...
Nasıl, ağabey dedik onlara, nasıl kardeş dedik, arkadaş dedik...
Biz ki, onlar var olsun diye yok olmayı göze aldık çoğu kez...
Onlar ise, üç kuruşluk menfaatleri için, bizi yok etmeye çalışıyorlar…
Ülkü Ocakları eski genel başkanlarından Suat Başaran 18.03.2017 Yeniçağ Gazetesi