TSK ETKİSİZ KILINMAYA ÇALIŞILIYOR
Türkiye’de sivil veya askeri, eleştirilemeyecek herhangi bir otoritenin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Ancak şiddetli bir biçimde, grup halinde, aynı anda, üstelik de doğru olmayan bilgilere dayanarak yapılmış bir kampanyayı da eleştiri olarak değerlendiremem. Ben son günlerde TSK’ya yapılan eleştirilerde böyle bir hava seziyorum. Çünkü, kullanılan terminolojiden tutun, eleştirinin dozuna kadar ortaya çıkan tablo, TSK ’yi eleştirerek onu yola getirmek değil, tamamen onu etkisiz kılmaya ve devreden çıkarmaya yöneliktir.
Aktütün baskını kavramı yanlıştır. Aktütün baskını falan olmamıştır. Aktütün’e baskın yapmayı düşünen bir grup vardır; önceden bunlar tespit edilmiştir. Bayrak tepe bölgesinde özel birliklerimiz üstlerine gitmiştir ve çatışma çıkmıştır. Ortada karakolla ilgili bir durum yoktur . Teröristler, karakoldan 1,5 km ötede bir yerde durdurulmuş ve dağıtılmıştır.
Terörün sadece askeri boyutunu değerlendirirseniz sınıfta kalırsınız. Çünkü terör aslında bir semptomdur, yani hastalığın kendisi değildir. Ancak bu durum, ortada siyasi, sosyolojik bir sorun varken, eli silahlı insanlara da iyi davranmak gereklidir anlamına gelmez. Mademki problem siyasi bir zeminden kaynaklanıyor, o zaman sorun sadece siyasi mekanizmalarla çözülür’ derseniz orada da yanlış bir sürece girmiş olursunuz.
Bir eylem olduğu zaman bu eyleme karşı aniden harekete geçmek ve tepki vermek aslında eylemin başarısıdır. Bakın şimdi terörle mücadele kurulları toplanıyor, özel sivil otoriteler ihdas ediliyor. Baktığınız zaman aslında ortaya çıkmış bir eylem ve bu eyleme karşı verilmiş bir tepki var. Neden daha önce toplamadınız bu kurulu? Mutlaka bir çatışma mı olması gerekirdi? Bir devlet aklı bütün bu sistematik gelişmeleri aşağı yukarı önceden öngörür ve buna ilişkin tedbirlerini alması gerekir
Barzani’yle hiç ilişki kurulmuyor diye bir şey yok. Ayrıca Barzani’nin her gelişinde Türkiye devletinin her zaman desteği oldu. Ancak arada bu ilişkiyi bozan bir PKK faktörü var maalesef. Bu PKK faktörünü devreden çıkarttığınız zaman Türkiye’nin bölge Kürtleriyle kötü ilişki kurması için hiçbir sebep yok.
PKK faktörü olduğu müddetçe bölgedeki geniş kitlenin psikolojisi açısından problem devam eder. Çünkü biz sürekli öcüler yaratma ve suçu birilerine yükleme arayışında oluyoruz. Burada travma tek taraflı değil. Toplumun rehabilitasyonu anlamında bütünlüğe ihtiyaç var. Aslında çok ciddi bir empati geliştirilmiş olduğunu da görüyorum. Türkler aslında Kürtlerin oradaki durumunu anlıyor. Ancak mesele şu ki, şehit cenazesi geldiği zaman oradan bir ses duymak istiyorlar. O taraf da burayı anlasın istiyorlar ama o taraftan böyle bir ses gelmiyor. Bu empatinin karşılıklı kurulması gerekir.
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan 17.10.2008
|